"Violetta..." Bir öpücük. "Violetta'm..." Bir öpücük daha. "Hayatım..." Bir öpücük daha. "Hadi uyan..." Ve yeni bir öpücük!
Gözlerimi aralayıp, üstüme eğilmiş olan León'a baktım. Neden uykumu bozdu ki şimdi? Ne güzel rüya görüyordum, ben. Çocuklarla beraber denize gitmiştik falan. Her şeyi bozmuştu işte! Kendim uyanmadığım zamanlarda zombiden farksız oluyordum. Defalarca da bunu dile getirmişti. Laf ederse, sorumluluğunu o çeker.
Uykulu sesimle, "Neden uyandırıyorsun beni ya? Git işte uyuyayım," diye söylendim. Sonra da ona sırtımı döndüm. Tahminen, saat öğleden sonra ikiye geliyordur. Benim uyanmama da, bir saat var. Giderse, onun açısından iyi olacaktı. Lanet olsun hesaplama yeteneğim inanılmaz!
"Ya ama Violetta! Çocukları parka yolladım, sırf baş başa kalabilelim diye. Hadi uyan! Yoksa uyanmadan başlarım!" Uyanmama kararı alsam da, son söylediğinden sonra elektrik çarpmış gibi uyandım ve yataktan çıktım. Yok artık! Gittikçe pislikleşmeye başladı bu ya! Tabii yirmi üçünde neyse, yirmi dokuzunda da aynısıydı. Tamam, arada sadece altı yıllık zaman farkı vardı ama ne yapabilirim? O altı yıl içinde neler çektiğimi düşünün bir de! Pis sapık!
Odanın en uzak köşesine, aynı zamanda çıkmaz olan köşeye, gelince yutkundum. Korkunç sırıtışıyla üstüme doğru geliyordu. Bende duvardan geçeceğim gibi, daha fazla duvara siniyordum. Dibime geldiğinde, ellerini iki yanıma yerleştirdi. Üstümde neden şort falan yoktu ki? Gecelik elbise giymekle büyük bir hata etmişim meğer.
"Nereye kaçacasınız bakalım, hanımefendi?" deyip, dudaklarını boynuma bastırdı. Hem kaçmak istiyor, hem de onun büyüsüne kapılarak buna izin vermek istiyordum. İsteklerimin zıtlığıyla boğuşurken, sırtım yatağın yumuşak yüzeyiyle buluştu. Sapık kocacığımın elleri, geceliğimin etekleriyle buluşmuştu ve geceliğimi üstümden çıkartmaya hazırlanıyordu. Bir insan, bunun için çocukları parka gönderir mi?
"Çocuklar!" diye bağırdıktan sonra onu üstümden ittirdim. "Parkta yalnızlar! Ya kaçırılırlarsa?! León, ne biçim babasın sen! Sapıklığın yüzünden çocuklarımı kaybetmek istemiyorum! Hemen üstümüze bir şeyler giyip, gidiyoruz! Hazırlan!"
Kafasına bir şaplak atıp, gardırobu açtı. Sürekli giydiği tarzdaki elbiselerinden birini seçtiğinde, aklıma bir not yazdım: León'un tarzı değiştirilecek.
Kıyafetlerini giydi ve gitti. Bende rahat rahat elbise seçip, giymiştim. Her elbise giyişimde, müzik kariyerime devam etmek istediğimi hatırlıyordum. Sesim çirkinleşmeden, dönmek istiyordum. Konserlerde León ile öpüşür, romantik şarkılarımızı söyler, eskisi gibi ünlü olurduk. Hayır hayır, amacım ünlü olmak filan değildi. Şarkı söylemek istiyordum. Yıllar önce olduğu gibi müzikten uzaklaşmıştım. Yine León yüzünden. Onunla birlikte olup, hamile kalmamış olsaydım, kariyerimde yükselişe geçebilirdim. Çocuklarım da, bizi şarkı söylerken görürdü. Ne güzel olurdu ama!
Elbisemin eteklerini son kez düzeltip, odadan çıktım. Bir anda León ile yüz yüze buldum kendimi. Doğal olarak da, çığlık atmıştım. León da, kulaklarını elleriyle kapattı. Onun tarafından korkutulmaya alışınca, ister istemez çığlık atarken ki sesim yükselmişti. Canım... Nasıl oluyordur acaba, aniden gelen çığlıklar?
L: "Gidiyor muyuz?"
V: "Hangi parkta olduklarını biliyor musun?"
Başını olumlu anlamda sallayıp, arabanın anahtarını aldı. El ele evden çıktık. Uzun zamandır -bayağı uzun zamandır- evden el ele çıkmamış olduğumuzu fark etmedim sanmayın! Altı yıldır ilk kez ikimiz evden yalnız ve el ele çıkmıştık.
Yeni komuşunun evinin önünden geçerken, kız bize el salladı. Benim aptal kocam da, ona el sallamıştı. Tuttuğum elini sıkınca anlayabildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
∞ GEÇMİŞİN İZLERİ-VEDA ∞ |3.KİTAP|
Romance'Biliyorum yoksun... Ben hiçliğin içinde kalmış kırık bir peri masalı... Uyandığım günüm gibi her yanım sen... Ve biliyorum... Öldüğüm gün bile her anım sen...' --- Şiir için Nehir (Sedef) Erdem'de teşekkürler. @NehirErdem7 Kapak fotoğrafı için Deni...