Nasıl başlayacağım, bilemiyorum. Klasik cümleyi kullandığımın da farkındayım. :D
Finalin kötü olması eminim hepinizi üzmüştür ama Geçmişin İzleri hikayesinde yapacaktım bu sonu aslında. Sonra Başlangıç ve Veda çıkınca, böylesinin daha iyi olduğuna karar verdim. Yazarken de çok kötü oldum. Boğuluyormuş gibi...
Gelelim hikayede kimlerden esinlendiğime...
León'un Violetta'yı aldatması, benim yaşadığım bir olaydı. Eski erkek arkadaşımla yaşamıştık bunu. Ama lütfen ona hakaret etmeyin! Yaşadığım her zor durum, yazmaya itti beni. İyi ki de itti. Nefes alabilecek bir yol buldum bu sayede.
Karakterlerden çoğuna da, kendimi serpiştirdim. Violetta'nın sakarlığı, aptallığı, şapşallığı falan... hepsi bende var. Ama tabii ki benim kadar sakar değil Violetta. Uzak'taki Violetta ile biriz bu konuda. :D
Leónetta'da oluşturduğum aşk, hep istediğim türden. Yani, hayallerimdeki aşkı yazdım bu hikayede. Çok vıcık vıcık, değil mi? Ama çok harika. Kendim yaşıyormuş gibiydim yazarken.
Kıskançlıklarda da öyle. Ama ne Violetta'nın ne de León'un kıskançlığı benimkiyle boy ölçüşebilir. Ben, onlardan çok daha fena oluyorum. Bir keresinde ciddi ciddi kavga çıkartacaktım, düşünün yani...
Başlangıç'taki karakterleri hatırlıyorsunuz, değil mi? İşte oradaki bir karakterde kendi hayatımı yazdım. Ciddiyim. Ama hangi karakter olduğunu söylemeyeceğim. Hemen bulup bununla ilgili konuşmak istemiyorum. Yeterince zordu zaten.
Serinin tümünü okuyan okuyucularıma çok teşekkür ederim. Beni asla yalnız bırakmadığınız için. İyi ki varsınız. Kötü yorumlar aldığımda beni mutlu edebilmek için söylediklerinizi unutmadım. Unutamam da. Mesela -adını hatırlamıyorum, çok üzgünüm :(- bir okuyucum Başlangıç'tan sonraki ruh halim kötü diye, Ferhat Göçer'in Gül Ki şarkısını bana ithaf etmişti. Nasıl mutlu olmuştum onu görünce! Hatırladıkça da aptal gülümseme peyda oluyor dudaklarımda...
Bir okuyucum -kim olduğunu söylemek istemiyorum, bana kalsın- hayatındaki önemli bir olayda yön verdiğini söylemişti bu hikayenin. Bitmesini istemediğini defalarca kez dile getirdi ama bitti işte...
Hikayeden sıkıldığınızı ama beni kırmamak için bunu söylemediğinizi biliyorum. Bu yüzden kırgınım ama size! Ağır dille olmasa da, gerektiği şekilde uyarabilirdiniz beni. Ben de o şekilde hareket ederdim.
Şimdi Flashback yapalım..
30 Ocak 2014...
Aptallıkta master yapmış bir Elif... Sayfadaki admin alımlarıyla ilgili olan gönderiyi görür, ümitlenir. Hemen sayfaya mesaj atar. Yönetici -Nurseda- admin, bu aptalın mesajını okur, hikaye ister. Bu aptal da, şimdi ki zamanda silinmiş olan ama o zamanda var olan bir hikayenin linkini atar. Sonra Nurseda admin, yeni bir kurgu ister ondan. Bu aptalcığımız da düşünür, düşünür... Nihayet aklına bir kurgu gelir. Ama bu kurgu, eski aşk hayatıyla ilgilidir. Yine de yazar.
Tam göndereceği sırada yeni bir bela peyda olur başına! Çünkü yazdığı kurguyu yanlış tuşa basarak siler, yeniden yazmaya mahkûm olur. Yeniden yazmaya başlar...
Hazırladığında gönderir sayfaya.
Yönetici okur, sanırım beğenir. Bir haftalık deneme süresine alınır, Elif.
Gerekli şartları okur, kopyalar hikayeyi. Paylaşmak amacıyla. Ama ne yazık ki bunu da beceremez çünkü heyecandan eli-ayağı birbirine dolanmıştır.
Bir albüm açar ama açtığı albüm bir anda yok olur. O albümü ararken, yine bir bela! Eski admin olan Sebile'nin Bir Aşkın Başlangıcı isimli albümüne atmıştır hikayeyi. Panik dalgası kademe kademe Elif'i ele geçirirken, siler o albümden hikayeyi. Şimdi sırada sinir krizi vardır.
Ağlamak üzereyken, Nurseda admine olayı anlatır. Nurseda admin kesin gülmüştür aptalımızın zavallı haline ama bir şey belli etmeden, kendisinin açabileceğini söyler. Açar da.
Elif, albüme atar hikayeyi. Nihayet. Sonra rahat bir nefes alır ama elleri titriyordur. Çünkü daha ilk günden batırmıştır her şeyi. Aferin ona!
Neyse...
Bir hafta geçer. Ama yöneticiden ses seda yoktur. Elif yazmaya devam eder, eder...
10 ay geçer, yine ses seda yoktur. Çünkü Nurseda büyük ihtimalle bunu unutmuştur. Zaten deneme süresi bitmiştir artık. Beş hikaye söz konusu. Yine de hâlâ emin değildir Elif. Aptaldır işte...
Bir daha; neyse...
Size ilk günde yaşadığımı anlattım. İlk günden rezil olmuştum ama ilk günden de hiç beklemediğim tepkiyi almıştım. Önce 20 beğeniyle başlayıp, gittikçe arttık. Şimdiyse, en çok takip edilen hikayelerden biri haline geldi! Bu, inanılmaz bir şey!
Sonlara geliyoruz. Ama ben hiç bırakmak istemiyorum :')
Hepinizle gurur duyuyorum, biliyor musunuz? Mesela @simaysofya kullanıcı adlı okuyucumla. Türkiye'de/Dünya'da en çok okunan Violetta hikayesinin yazarı. Evet, cidden Dünya'da da öyle. Arada bakıyorum yabancıların yazdıkları hikayeye. Onu tebrik ediyorum. Her ne kadar okuyamamış olsam da...
O kadar çoksunuz ki! Hanginizle gurur duyacağımı, hanginize teşekkür edeceğimi şaşırıyorum. Çok seviyorum sizi. Düşünün yani, sınavlarda bile aklımdasınız. Hep sizi ne şekilde mutlu edebileceğimi düşünüyorum. Biliyorum, finalde üzdüm ama mutsuz son, her hikayenin aslıdır. Masallarda bile öyle! Hepsinin bir perde arkası var. Hemde en tahmin edemeyeceğiniz şekilde.
Bana kızmayın, demeyeceğim. Kızabilirsiniz, kızmakta haklısınız. Ama birazcık da sevin ya :D Nefret etmeyin benden :(
Son olarak, yine hepinizi ayrı ayrı sevdiğimi söylemek istiyorum.
Serinin üçünde de beni yalnız bırakmayanlara ayriyeten teşekkür ederim. Siz olmasaydınız, bu kadar özen göstermezdim...
İyi ki varsınız! Yeni kurgularda görüşmek üzere!
Ha bu arada!
İyi ki Final'in başında, sonun nasıl olduğunu söylememenizi istemişim. İstemeseydim ne olurdu acaba asdfghj
Hikayeyi unutmayın... <3
-Elif
ŞİMDİ OKUDUĞUN
∞ GEÇMİŞİN İZLERİ-VEDA ∞ |3.KİTAP|
Romance'Biliyorum yoksun... Ben hiçliğin içinde kalmış kırık bir peri masalı... Uyandığım günüm gibi her yanım sen... Ve biliyorum... Öldüğüm gün bile her anım sen...' --- Şiir için Nehir (Sedef) Erdem'de teşekkürler. @NehirErdem7 Kapak fotoğrafı için Deni...