22. Bölüm - ACI ÖZÜR

6.6K 318 65
                                    

Karan Yılmaz. Levent Yılmaz.

İki isim zihnimin içinde adeta siren sesi gibi yankılanırken kullanılmışlık ve ihanet duygusu dalga dalga vücuduma yayıldı.

Levent Yılmaz hakkında beni uyaran Arel'di, ondan kaçtığımızı söyleyen Arel'di. Onun ne kadar kötü bir adam olduğunu söyleyen Arel'di.

Bana ihanet eden, yine Arel'di.

Beynim küçük parçaları birleştirdi, dekontta ki isim o adamla bağlantılıydı, Arel'in o adamdan para aldığı kesindi. Ve Çınar'ın uyarıları yersiz değildi. Aksine, şu zamana kadar aldığım yegane önemli uyarı Çınar'ın uyarısıydı.

Farkındalık hissiyle kalbim gümbürdemeye başladı. Oturduğum koltuktan kalkarken Emre de benimle beraber kalkmıştı ama gözlerimin önüne inen siyah perdeyle sendeledim. Dizlerimin arkası koltuğa çarptığında Emre kolumu yakaladı.

''Rüzgar, ne oldu?'' Diğer kolumu yakaladı. ''Yüzün kireç gibi oldu.''

Koluna tutundum, hafifçe ona doğru sendelerken beynim çalışmıyor gibiydi. Gözlerim yaşardı.

Arel bana ihanet etmişti.

Mantıklı tarafım anında devreye girdi, duygusal tarafımı kocaman siyah bir kutuya kilitlerken sonradan açmak için anahtarı cebine attı. Çığlık çığlığa adımı seslenip buradan gitmemi isterken gözlerimi Emre'nin gözlerine odaklamaya çalıştım.

''Buradan hemen gitmeliyiz.'' dedim zorlukla.

Duygusal taraf her ne kadar kilit altında olsa da ben göz yaşlarımı her gönderdiğimde onlar geri geliyorlardı. Hışımla kolumu kullanıp gözlerimi silerken Emre'nin kollarından kurtulup kapıya gittim.

''Neden? Neler oluyor?'' diye arkamdan konuştu.

Kapının kilitli olduğunu biliyordum, pencereden atlayamayacağımız kadar yüksekteydik. Arel evden ayrılırken onunla dalga geçişimi hatırladım.

''Hatta gitmeden pencerelere parmaklık taktır, ne olur ne olmaz. Pencereden kaçarsam diye.''

Ne yapabileceğimi düşünmeye çalıştım ama aklıma mantıklı tek bir fikir bile gelmiyordu.

''Rüzgar, ne oldu diyorum?'' diye sordu Emre arkamdan.

Öfke büyüdü, çığ gibi bedenimi ele geçirirken düşünmeden kapıya yumruğumu geçirdim. ''Lanet olasıca adam, başından beri karşı taraf için çalışıyormuş! Asıl kötü adam Arel'miş!''

Geri ittiğim göz yaşları sel olup geldi, iri damlalar yanaklarımdan yuvarlanırken tekrar hırsla kapıya yumruk attım. Sihirli bir güç tarafından açılmasını istiyordum.

''Ona güvenmiştim. Güvenmemem gerektiği halde ona güvenmiştim ve o bana başından beri ihanet ediyormuş. Hepsi yalanmış!''

Bağırdım, mantıklı tek bir şey bile düşünemezken içimde biriktirdiğim öfke, nefret ve acı çığlıklarım da kayboldu. Arada çıkan kısık sesli hıçkırıklarım özlemdi, aileye. Yumruklarım öfkemdi, nefretimse haykırışlarım. Acılarım göz yaşlarımın arasında kaybolurken yere düşmeden önce Emre beni yakaladı.

''Rüzgar, bana bak,'' Durdu, beni omuzlarımdan sarsarak gözlerine bakmaya zorladı. ''Bana bak.''

Gözlerimi ona diktim, baş parmakları hızla göz yaşlarımı sildi ama ardı ardına yenileri ekleniyordu.

SiyahHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin