Dağıtmak İstiyorum

7

Kapıyı sessizce kapatarak içeride uyuyan Can'ı uyandırmadan evden çıktım. Ceketimi omzuma asarken tekrardan taksiye binerek evimin adresini verdim.

Öktem'in gece boyunca attığı mesajlara göre hâlâ evimdeydi. Onunla uğraşacak enerjim yoktu, eve gidip uyumak istiyordum ama sanırım bu imkânsızdı.

Duran taksiye ücreti uzatarak indim. Cebimdeki anahtarı çıkartıp içeriye girmemle şen bir kahkaha kulaklarımı inletti.

Kaşlarım çatılırken, kapıyı sertçe kapatarak salona doğru ilerlememle adımlarım çakıldı kaldı. Gözlerim irice açılırken, televizyonun karşısına geçmiş pes atan ikiliyi görmem bütün ruhumun çekilmesine neden olmuştu.

Gözlerimi kırpıştırdım.

"Hoş geldin, Saye." dedi Öktem sırıtarak bana bakarken. Yanındaki şahsiyetin de bakışları bana dönerken dişlerimi gıcırdattım.

"Siktirin gidin evimden!" diye bağırdım öfkeyle.

Oyunu dururken, Öktem yavaşça ayağa kalktı. Eliyle boyalı yüzünü işaret ederken, "Eserinle gurur duyup neden susmuyorsun?" dedi, sinsice gülümserken.

"Git, diyorum." diye soludum yüzüne doğru.

"Cık cık," diyerek elini saçlarıma attı. "Daha karpuz kesecektik."

Sinirden dolan gözlerimi saklamak için sertçe onu itekleyerek arkamı döndüm. "Ben duştan çıkana kadar gitmemiş olursanız," Omzumun üzerinden Öktem'e baktım. "Bu hâlini instagrama atarım."

Ve arkamdan bağırmalarını umursamadan odama doğru ilerliyordum ki birisi sertçe kolumu tuttu.

Ezbere bildiğim gözlerin sahibi ile burun buruna gelirken, "Ne bu tavır?" dedi.

Kolumu ondan kurtarırken. "Seninle muhattap olduğumu kim söyledi?" dememle yüzü şaşkınlıkla yıkandı.

"Saye..."

"Hangi yüzle evime geldin, bilmiyorum ama inan umurumda da değil. Hep yaptığın gibi siktir olup git."

Çenesi kasılırken öyle yüzüme baktı.

"Bence çok net oldu." Kafamı salladım. "Kapı orada."

•••

Kibarca değil, net bir şekilde kovdu :d