Kapı tıklatıldı.
-Gel dedim. Dedemdi.
-Hadi bakalım toplan bi kaç parça bişey koy çantama gidiyosun dedi.
-Nereye dedim.
-Silah aldın kullanmayı öğrenmen gerek dedi.
-Dede ben biliyorum zaten dedim.
-Kızım geliştirir sinir işte hem bi süre ortalıkta olamzsınız dedi.
-Dede benim kaçmaya ihtitacım yok. Geliyorlarsa, gösteririm dedim. Dedem gülümseyip anıma geldi ve sarıldı.
-Senin ne kadar güçlü oldugunu biliyorum biriciğim ama sen oğlumdan kalan tek yadigarsın benim herşeyimsin dedi. Bende gülümseyip
-Biliyorum sende benim herşeyimsin dedim. Tekrardan sarıldık.
-Ha bu arda sana hala kızgınım dedim
-Niye dedi
-Dede bak benim çizdim bi karakterim var biliyosun neden birilerinin yanında bana minik kuşum felan diyosun dedim sahte bir sinirlerim. Aslında sinirim pek ona değildi. Barınaydı sürekli dalga geçiyordu.
-Ha dedi gülerek birden ağzımdan kaçıverdi dedi.
-Kaçmasın dedim ve güldüm sonra
-Hadi hazırlan almaya gerçekler seni dedi.
-Ya dede benim kendi arabamdan başkasında rahat edemediğini bilmiyomusun.
-Kızım tek arabayla gidin dikkat çekmeyin hem.
-üf tamam dedim ne kadar kalıcaz dedim
-1 hafta dedi
-Tamam dedim beni öpüp odamdan ayruldı. Bende bir çanta alıp içine içine 3 tane şort 3 tane pantolan iki eşofman takımı iki hırka bikaç iç çamaşırı ve çorap aldım. Bir ayakkabıyı poşete koyup çantaya attım. Düzleştiricimi ve makyaj çanfamı koydum. Birkaç toka aldım. Silahım ve çantasını koydum ve çantayı kapattım. Bir tayt giyip üstüne bir tişört giydim üstüne de deri ceketimi giydim. Siyah ayakkabılatımı giydim. Biraz göz kalemi, rimelve biraz ruj sürdüm. Saçımı ev topuzu yaptım. Çok güzel durmuştu. Aşşa indim. Dedemle vedalaştık. Kapının önüne çıktım 5 dk sonra siyah bir traspotır geldi. Oflayarak bindim. Barın rüzgar ve şu kafa attıgım çocuk vardı. Mal sırıtarak bakıyordu.
-Bu böyle sırıtcak mı dedim.
-önüne dön agzını burnunu kırmadan dedi barın cama bakarak.
-Yoksa gönlünü Minaya mı kaptırdın dedi mal.
-Anıl sabrımı zorluyosun kırcam bi tarafını dedi biraz yüksek sesle. Anıl gözlerini devirerek cama döndü. Araba hareketlendi ben barının yanında karşımızda rüzgar ve anıl oturuyordu. Karşılıklı oturmamız şaçmaydı aslında. Bir süre sonra sesizce oturduk.
-Ee napıyoruz tüm yol boyunca böyle mal mal oturmıcaz heralde dedi rüzgar. Barın ve ben gözlerimizi devirdik.
-Oyun oynayalım dedi Anıl
-Ne oyunucaz dedi rüzgar
-DC oynayalım dedi
-Tamam dedi ben ve barına bakarak hadi dedi. Çantadından boş bi şişe çıkardı ve ortamızdaki masaya koydu.
-Ciddi misiniz dedim Kafalarını salladılar.
-Yaşınız kaç sizin 10 felan mı dedim. Rüzgar bizden küçük olsada 11 e gidiyordu sonuçta.
-Daha iyi fikrin varsa sen söyle küçük hanıö dedi Anıl.
-Bidaha bana küçük hanım dersen ağzına sıçarım dedim. Güldü. Derin bi nefes aldım.
-Oturun oturduğunuz yerde dedi barın herkes yerine geçti kulaklığımı takıp dışarıya baktım.
Aradan bikaç saat geçti. Şuan saat 3e geliyordu. Ve ben hala müzik dinliyordum. Toparlanıp etrafıma baktım. Rüzgar ve Anıl uyuyordu. Barında bana bakıyordu.
-Niye uyumadın dedim.
-Canım istemiyo sen dedi.
-Kaptırmışım dedim. Sonra arkama yaslandım. Uykumun geldiğini hissettim. Başımı bi sağa koydum yok bi sola koydum yok rahat edemiyorum. En son nereye koydum bilmiyorum ama uykunun kollatına hapsoldum.Barın'dan
Gözlerime ilişen güneş ışınları gözlerimi arayamam için direniyorsa. Fakat gözlerimi açmadım Üstümde bir ağırlık vardı. Kıpırdamayan çalıştım ama olmadımecbur açtım gözlerimi. Önce ne olduğunu anlamadım fakat sonradan idrak edebilir. Mina gögüsümde yatıtordu. Kollarım da onun sarmalamıştı. Üstümüzde bir pike vardı. Kim örtmüştü. Ve biz nasıl böyle olmuştuk. Zihnindeki düşünceleri kenara atan şey minanaın mırıldanmasıydı. Birşeyler söyleyip biraz daha yayıldı. Bu haline gülümse neden edememedim. Aslında böyle olamsını istemiyordum fakat olu veriyordu işte. Kendime hakim olamıyor onun yanında bi değişik oluyordum. Yıllardır gülmeyen ben onun yanında dakikalarca gülmüştüm hemde öylesine. Minaya baktım. Çok güzeldi. Cidden çok güzeldi. Güzel yüzü ve fiziği her erkeğin dikkati çekecek cinstendi. Ama onu en özel kılan karakteriydi. Bir kıza göre fazla sertti. Boş konuşmazdı. Kendi bildiğini okur, kimseyi dinlemezdi. Ve onda kendimi görüyordum bir nebze. Kız olsam nasıl olurum sorusuna cevaptı benim için hatta fazlaydı bile. Çok acılat yaşamıştı. Ama hiç belli etmiyordu ve bu özellik ayrı bir güzeldi. Neyse biraz suratını izledim. Uyurken bile güzeldi. Mavi gözleri, siyah saçlarıyla ahenk içindeydi. Küçük burnu dolgun dudakları ona farklı bir hava katıyordu. Çok kız görmüştüm ve gördügüm en güzel kız bile olabilirdi. Kıpırdanmaya başladı ve esnedi. Bende gözlerimi kapattım. Ne tepki vereceğini merak ediyordum. Gözlerini açtım ve bir dakika bekleyip hızlıca kalktı.
Mina'dan
Biz bu hale nasıl gelmiştik? Üstümüze kim örtü örtmüştü? Bizi kim böyle görmüştü? Barının bu halimizden haberi varmıydı?
Daha milyon tane soru vardı aklımda. En son kafamı biyere koymuştum ama yatmamıştım hiç biyere. Hem barın ben yatarken uyanıktı yani herhalde.
Toparlanıp oturur pozisyona geçtim. Barına baktım. Uyuyordu. Uzun uzun baktım yüzüne. Uyurken bile çatıktı kaşları. Ama güzel uyuyordu. Yakışıklıydı bikere. Şu zamana kadar bir çok erkek görmüştüm fakat o en yakışıklısı bile olabilirdi.Arabanın gitmiyor olduğunu farkettim. Örtüyü Barının üstüne örttüm iyice.Anılla baktım ayagını rüzgarın üstüne atmış salyası aka aka uyuyordu.
-Ya ben ne günah işledim de şu Anıl camışıyla aynı arabadayım dedim.Sonra kapıyı açıp çıktım.
(Barın sesizce güler)
Çiflik gibi biryere gelmiştik. Baya güzeldi burası. İçeri doğru yürüdüm.Yaşlı bir kadın vardı. Beni farketti
-Ah yavrum uyandınmı dedi. Bişey demedim.. Yok uyanmadım. Hayal görüyon.
-Çok geç gelmiştiniz uyandırmak istemedik dedi.
-İyi yapmışsınız pikeler dedim.
Kadın güldü. Görmüş olmalıydı.
-Evet barın oğluma üşümeyin diye dedi.
-Tanıyo musunuz dedim.
-Tanırım tanırım. Çiftliğin sahibidirler dedi. Kafamı salladım.
-Kalcagım oda nerde acaba dedim.
-Ben gösteriyim dedi. Bende çantamı alıyım dedim. Arabanın önüne geldiğimde Barın iniyordu. Bana bakıp sırıttı. Şaşırdım. Uzaylı görmüş gibi baktım.
-Niye sırıtıyon Anıl mı kaçtı içine dedim.
-Yo dedi. Daha yeni bi kız üstümü örttü de hiç beklenmedik bi hareketti dedi.
-Sen uyuyo taklıdi mi yaptın dedim.
-Yo dedi.
-Ne yo
-Sadece gözümü açmaya üşendim. Sonra sırıtarak üstümü örttüğünü inkar etmiyosun yani dedi
-Yo dedim onu taklit ederek.
Yaptığım bileti niye inkar ediyom. Ayrıca insanlık yapıyoruz sen laf yapıyosun napsaydım arabanın kapusını açık bırakıp mı gitseydim.dedim.
-Tamam bişey demedim dedi. Ayrıca sen benim gögüsümde mi yatıyodun dedi.
-Yo dedim. Asıl sen beni göğsüne yatırmıssın dedim.
-Yo dedi.
-Hıhı diyip çantamı sırtıma aldım. Agırdı baya. Kapının önüne getirdim. Kadın gülümseyerek odamı gösterdi. İçerisi çok güzeldi. Bana gösterdiği oda da. Gidip kıyafetlerimi yerleştirdim. Diğer malzemeleri de koyup yatağa yattım.Yataktan nasıl sıçradım bile yorum. Yüzüme şu dökülmüştür. Kim olduğu umrumda değildi tek bildiğim onu öldürecegimdi. Gözümü açtım. Anıl pişkin pişkin sırıtıyordu.
-Lan oğlum lan siktim belanı diye bagırdım. Tabi hemen kaçtı. Üstünde ayıcıklı şort pijama olduğunu umursamadan. Anılın peşinden gittim. Ama nasıl koşuyo şerefsiz.
-Lan olum sen eceline mi susadın lan.
Lan sen kimsin benim yüzüme şu dövüyor. Senin agzına sıçarım. Bi yakalayım ağzından burnundan kan getir messenger şerefsizim. Lan sen yürek mi yedin attığım kafa azmı geldi lan dedim.
Hala sırıtıyordu ve bu beni daha çok çıldırttı. Ense kökünden yakaladıhım gibi yumruğu gözüne gömdüm. Sonra havalandım. Ne olduğunu anlamamıştım.
-Lan bıraksana beni sıçıyım şunun agzına. O küçük beyniyle şu dökerek uyandırmayo gösteriyim diye bagırdım.
-Sakın ol dedi. Derin derin nefes aldım. Sakinleştim biraz.
-Tamam sakinim indir dedim. İndirdi. Bide bakbaktım tüm ev halkı bizi izliyorlar ben bakyıgım an herkes gülmeye başladı. Anıl malıda dahil
-Bidaha böyle bişey yaparsan öldürür seni. Şakamı yok dedim.
-Ya bi şaka yapalım dedik şu gözümün haline bak mosmor sende ne ser çıktın ne kızım dedi.
-Öldürmediğine dua et dedi barın. Beni şaşırtarak
Rüzgar Anılın yanına gidip kahkaha atmaya başladı
-Olum soranlara bi kız geldi yumruğu bi çaktı uçtum dersin valla en son havadaydın dedi bu dediğine hepimiz güldük.Tabi bizimki ne gülümseme denirse.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Çiçek
Teen FictionBütün çiçekler güneşi mi severdi? Karanlığı, geceyi benimsemiş kendinden bir parça olarak göremezmiydi hiç biri. Görürdü hemde öyle bir görürdü ki ruhunu karanlıga bile teslim ederdi. Bu hikayede de öyleydi. Acılar içinde yanmış iki kişi. Hayat onl...