Karanlık Çiçek

Kıyamet

-Yeraltında bi davet varmış bende gidicem bir arkadaşla diye pat diye söyledim.

Salonda oturan Barın Feza Rüzgar ve Anıl birden bana döndü ve dördünün de kaşları çatıldı.
-Kimmiş bu ardadaş dediler aynı anda.
-Koro mu kurdunuz lan dediğimde Anıl ve Rüzgar güldü ama diğerleri kaşlarını çatmış bana bakıyordu.

-Adı Uraz, Uraz Çalhan. Eskiden az çok tanışıyorduk. Geçen karşılaştık ve beni davet etti bende kabul ettim. dediğimde Barının gözleri öfkeyle parladı.
-Uraz Çalhan ha önceden tanışıyodunuz karşılaştınız seni davet etti ve sende kabul ettin ha. dedi öfkeyle.
-Ne demek onunla davete gidiceksin dalagamı geçiyorsun lan diye kükreyince dişlerimi sıktım.

Sertçe yutkundum.

-Pardon senden izin mi alıcaktım dedim duygusuz tutmaya çalıştığım sesimle. Donmuş bir ifadeyle bana bakıyordu.
-Mina senin ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu? dedi Feza. Yüzümden birşey anlamak istiyordu.
-Evet gayet. Ne bu tepki  ben 19 yaşında aklı başında bi kızım. Kiminle gezip tozacağım yanlız beni ilgilendirir.
-Kiminle gezip tozacağın seni ilgilendirir ha? dedi buz gibi sesiyle. Gözleri öyle duygusuzdu ki ürperdim.

Sertçe yutkunup
-Öyle dedim sesim cılız çıkmıştı. Bakışlarının altında eziliyordum. Yok olmak istiyordum. Öyle uzak öyle yabancı bakıyordu ki. Daha fazla dayanamayıp yukarı çıktım.

Uraz Çalhan

Onu kıskançlıktan çıldırtmak istiyorum. İddalı birşeyler giy sert kız. Ayrıca kesinlikle kırmızı olsun. 3 saat sonra kapındayım.
Sevgilin...

Mesajını okuyup bir küfür savurdum.
-Kodumun salağı bu iş bitince göstericen sana sevgiliyi diyip hızlı bir duş aldım.

Saçlarımı kurutup düzleştirdim. Makyaj masamın karşısına geçip mavi gözlerimi öne çıkartacak siyah smoke bir makyaj yaptım. Ten makyajımı özenle yapıp koyu kırmızı bir ruj sürdüm. Kalçamın iki karış altında biten bedenimi çepeçevre saran derin bir sırt dekoltesi olan kırmızı bir elbise giydim. Baldırıma bağladığım kemerle silahımı koydum. Siyah bir topuklu ve çanta alıp aynanın karşısına geçtim.

Fazlasıyla güzel olmuştum.

Parfümümü sıkıp telefonuma baktığımda Urazdan 5 dakika önce gelen mesajı görünce aceleyle aşşagı indim.
Salonda Uraza öldürücü bakışlar atan Fezayı görünce dudağımı ısırdım. Feza onu tek hareketle öldürebilirdi. Bakışları da bunun kanıtıydı.

-Uraz dedim tedirgin sesimle.
Hepsinin bakışları bana döndüğünde dişlerimi sıkmaktan kırılacaktı. Barın yoktu. Barın neredeydi?
-Mina dedi hayranlıkla Uraz. Arsız bakışlarıyla keyifle beni süzüyordu.
-Lan bune kılık git üstüne adam akıllı bişeyler giy dedi Feza.
-Ne? Feza kalbini kırmak istemiyorum gider ayak hadi gidelim.
-Mina.
-Kıraç dedim sinirle. Soyadını ancak ona sinirlenirsem söylerdim. Sinirle gözlerini yumdu.
-Bana sağlam bi açıklama yapacaksın Mina Yıldırımhan şimdi git dedi. Bakışları soğuktu. Gözlerindeki sinir içimi titretmişti.
O böyleyse Barın nasıldı?
Sevdiğim adam benim yüzünden acı çekiyor muydu?
Gözlerimin dolmasıyla hemen kaçırıp kapıya ilerledim.
-İyi günler Feza Kıraç. dedi Uraz.

-Napmaya çalışıyorsun diye gürledim.
-Napıyorum?
-Evime girmeyecektin dedim sinirle.
-Ne var bunda neyse senin sinirlerin gerilmiş gidelim hadi.
-Beklediğimden daha güzel olmuşsun.
-Kes sesini.
-Kırmızı senin rengin.
-Kes dedim sana.
-Tamam sakin, sevgilin Barın yüzünden mi sinirlisin?
-Tek gece sadece tek gece katlanıcam sana.
-Uzamasını istersem uzar. Silahımı çıkardığım gibi kafasına dayadım.
-Bu geceden sonra bana siktiğimin salağının yerini söyleyeceksin ve nerden geldiyse siktir olup gideceksin.
-İremi kıskandırmak için girdim bu işe dua edelim ki bu gece kıskanıp bana aşkını itiraf etsin yoksa bu iş malesef burda bitmez.
-Bu iş bu gece bitecek dedim kararlılıkla ve silahı geri yerine koydum.