Elini tuttuğum gibi çevirdim ve dizinin arkasına vurarak çökmesini sagladım oda bacagımdan çekip yere yatırdı. Oda üstüme düştü. Soluk soluğa kalmıştık. Ama bu Barındı. Bana şahdamarım kadar yakındı ve gözlerimin içine çok derin bakıyordu. İkimizde çok sık nefes alıyorduk. Nerdeyse burunlarımın değecekti. Onu tutup yana yatırdım ve üstüne çıktım.
-Sen mal mısın niye yere fırlatıyon beni dedim.
-N-ne bilim kızım senin olduğunu görmedim dedi.
Yana attım kendimi.
-Ne işin var gece yarısında çatıda dedim.
-Burası benim mekanım asıl sen niye burdasın dedi.
-Ses duydun geldin dedim.
-Ya manyak bu vallaha. Kızım ya ben değilde başkası olsaydı.
-Ama sendin. Valla sen olmasan bu kadar hasar almazdım.
Güldü.
-Hergün hayrete düşürüyosun beni direk hamle yapman enteresan dedi.
- Eskiden hergün tetikte olmak bunu getiriyo dedim. Bişey demedi.
-Napıyodun burda dedim.
Bana baktı uzun uzun gel dedi sonra. Ayaklandı ve bir yere gitti bende peşinden gittim
Burası tek kelimeyle muhteşemdi. Çatıya yer yatagı yapmış ve heryeri ışıklarla döşenmiştir. Birsürü kitap vardı.
-Burayı sen mi yaptun dedim. Durgunlaşıp
-Annemle yapmıştık dedi. Annesinin olmadığını biliyordum.
-Çok güzel yapmışsınız dedim.
Gel dedi. Ve yanını gösterdi.Gidionyanına oturdum burası şehre bakıyordu ve çok güzel gözüküyordu sanki bütün şehir ayağımın altında gibiydi. Bi süre sadece sustuk. Sınra derin bir nefes aldı.
-12 yaşımdaydım annem öldüğünde. Daha 12.rüzgar 11.Babam hiç bir zaman ilgili bir baba olmamıştır. Hiçbir zaman. Biz hep üzülürdük rüzgarla. Bi gün babamla yatmak istediğimde beni terslemişti. Okadar üzülmüştüm ki annemde burayı yaptı bana. Arada kaçar gelir kitap okurduk. Sonra öldü annem. Hemde gozlerlmin önunde .Dedi ve yumruğunu sıktı sonra tekrar derin bi nefes alıpndevam etti.
Annem öldükten sonra nefes alamadım. Yaşayamadım. Zaman kavramını yitirmiştir. Çıldırdım. Kafayı yemek üzereydim ve bu babamın umrunda bile değildi. Ama sonra Rüzgar geldi aklıma benden daha küçüktü ve anneme aşık biriydi. Kendi derdimi unutup ona destek oldum beraber hafifledi acımız. Sonra bi gün babam geldi karşımıza bi kadınla. Dedi bu anneniz. Kadın o kadar yumuşaktı ki. Kaptırdum kendimi. Hiçbir zaman anne demedim ama ilk başlarda sevmedim değil. Sonra bi gün babamla kavga ettiler ve o günden sonra babam eski babam oldu onuda umursamaz oldu ve bu kadını yani Ender'i çıldırttı. O günden sonra hep bize kötü davranmaya başaldı. Ne zaman babama sinirlense hıncını bizden çıkarırdı artık dövmeye başlamıştı. Ve ben bunu babama söyledigi m'de inanmadi hic. Bikaç ay daha böyle geçti sonra bigün babam beni döverken gördü. Kadından boşandı ama benden özür bile dilemedi.Beklemiyodum zaten. İşte bu zamana kadar geldim. Benim hikayemde bu dedi.Ona baktım neler yaşamıştı o da ama hiç gösteriyor muydu derdini. Annesizlik. Koca bir boşlukta umut aramak gibi. Çölde su aramak,ne bilim işte. Öyle kötü bişey kikikelimeler yetersiz kalırdı. Babasızlık. En iyi ben bilirdim. İliklerime kadar hissetmiştim babasızlık ne demek. Onun babasıda Baba satılmazdı ki. Benziyorduk birbirimize. Her şekilde.
-Üzüldüm mü acıdın mı dedi?
-Hayır dedim.
-Güzel dedi. Bir süre daha sustuk sadece sonra kalkıp küçük radyoyu açtı.
Elfida çalıyordu. En sevdiğim şarkı. Hikayesini ayrı sözlerini ayrı severdim. Haluk levent'in güzel söylüyordu. Fakat tuğkanın yorumu daha iyi işliyordu içime.
Yüzüm geçmişten kalan aşka tarif yazdıran diye başladı tuğkan
-Sımartılmamış aşkın sessizliğe yakın kim bilir kaç yüzyıldır sarılmamış kolların sisliydi kirpiklerin ve gözlerin yağmurlu diye söyledim. Barın şaşkınlıkla bana döndü. Her harfini dikkatle dinledi. söylerken şehre baktım sonra
-Elfida bir belalı başımsın elfida beni farketmez sakın omzunda iz bırakma yüküm dünyaya yakın elfida hep aklımda kalacaksın dedim. Barının bana baktıgını hissediyordum. Sonra sustum ve şatkıyı dinledim.Şarkı bitti. Barın radyonun sesini kıstı.
-Sesinin bu kadar güzel olduğunu bilmiyodum dedi.
-Kimse bilmiyo dedim
-Ama artık ben biliyorum. Ona döndüm
-Biliyosun dedim. Uzun uzun baktı bana bende ona sonra önüne döndü bende döndüm. Bi süre sustuk sonra
-Hani alışverişte bi kızla karşılaşmıitıkla ben seni öylece bırakmıştım dedi
-Bak olan oldu biten bitti hem bana bi açıklama yapmak zorunda değilsin dedim.
-Biliyorum dedi aniden. Ama yinede anlatıcam dedi. Derin bi nefes alıp
-O kız benim eski sevgilim dedi. Aniden ona döndüm. Ama o bana bakmadı.
-Onu sevdiğim kadar kimseyi sevmedim ben. Kendimi onda buluduğumu zannettim.Hergün daha çok baglandım felan işte sonra beni kardeşim dediğim adamla aldattı.
-Seni aldattı ve hala sana sarılabiliyorsunuz dedim ister istemez. Gözüme baktı. Derin bi nefes aldı.
-Herkesin karakteri senin gibi değil işte dedi. Sanki damarıma enjekte ettiler bu sözü. Başımı geri manzaraya çevirdi.
-İşte yıllar sonra onu görünce bi değişik oldum. Kim olursan ol seni orda bırakmamalıydım biliyorum mallık ettim. Ama inan dedeni arayıpneve gelip gelmediğini sordum dedi.
Aklına gelmiştim yani. Hemde o kızın yanında. Aman neyse ne.
-Peki dedim. Baktı .
-Sen dedi ve öksürdü. Sen sevdin mi birini dedi kısık sesle. Gözüne baktım. Sonra geri çevirdim.
-Sevdim dedim.
-Sevdin dedi. Noldu peki dedi.
-Dövdüm. Oda ayrıldı. Güldü ama nasıl.
-Nasıl bişeysin anlamadım ki. diyip yine güldü.
-Böyle bişeyim işte. Sonra bana baktı derince. Sonra kafasını çevirip bişeyler mırıldandı.
-Niye dövdün dedi manzaraya bakarak.
-uçkuruna sahip çıkamayıp istemedigim halde ileri gitmeyi denedi bende agzını burnunu kırdım. Güldü. Sonra daha şiddetli güldü. Bu gülüşüne karşı bende güldüm. Sonra sustuk güneş doğuyordu. Sabahı etmiştik. Sonra izledik güneşin doğuşunu. Yüzüme vurdu gün ışığı.
Gözlerimi kapattım. Badın bana döndü hissettim bi süre durduk öylece gözlerimi açtı direk ona baktım. Oda bana baktıgı için gözlerimiz buluştu. Tebessüm vardı yüzünde ben bakınca geri soldurdu. Sonra manzaraya dönüp
-Yanlız sabahın ilk ışığı sidikliye vurur derler dedi.
Ona dönüp yüzümü buluşturduk
-Ya uykun geldi yada içine Anıl kaçtı dedim. Sırıttı.
Şimdi gidip bunu hafızamdan nasıl silerim araştırmalar yapıcam dedim ve kalktım, kalkmaz olaydım. Ayagımın altından bir kiremit kaydı. Tam düşüyordum ki belimi tuttu Barın.Nazikçe tutuyordu. Sanki kırılcak gibi. Nefesi yüzüme çarpıyordu. Burın burunaydık. Nefes alamadım bir süre. Gözlerimi kıpıştırdım. Sonra beni düzeltti ve
-A dikkatli ol dedi. Bende toparlanıp odama indim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Çiçek
Ficção AdolescenteBütün çiçekler güneşi mi severdi? Karanlığı, geceyi benimsemiş kendinden bir parça olarak göremezmiydi hiç biri. Görürdü hemde öyle bir görürdü ki ruhunu karanlıga bile teslim ederdi. Bu hikayede de öyleydi. Acılar içinde yanmış iki kişi. Hayat onl...