-Gel Barın gel dedi Feza.
Barın gürültü yapmamaya özen göstererek yanlarına gitti.Fezanın dizinde uyuyan Minayı görünce usulca gülümsedi.
Feza Barının Minaya sanki kırılcak bir eşya gibi baktığını görünce gülümsedi.-Baban nasıl dediğinde Barın zar zor gözünü Mina'dan alıp
-İyi önemli bişey değilmiş dediğinde
-Güzel. Barın gel seninle konuşalım diyip yavaşça kalktı. Minanın kafasının altına yastık koydu.İkiside homurdanan ve koltuğa iyice yayılan Minaya gülümseyerek bakıp dışarı çıktılar.
-Minanın neler yaşadığını biliyor musun? diye sordu Feza.
Barın kafasını salladı.
-Barın, Mina çok acı çekti. Kimsenin kolay kolay kaldıramayacağı acılar. O çok yara aldı. Ne kadar dimdik benden, senden bile güçlü dursada aslında çok kırılgan. Korkuyo tekrar yara almaktan tepetaklak olmaktan. O benim canım, kalbimin yarısı başına ufacık bişey gelse, azıcık üzülse yakarım bu dünyayı. O hep korkardı babasına layik olamamaktan onu utandıracak bişey yapmaktan.
Söyleyeceğim şu ki o kurşunu sıkıysa onun çok büyük bi anlamı var. Anlayabiliyor musun? dediğinde Barın düşünceli bi şekilde kafasını salladı.-Ben senin gözlerinde Minayı, Minanın gözlerinde seni gördüm. dediğinde Barının kalbi tekledi.
-Onu üzme Barın onu sev ona bakmaya bile kıyama onu incitme. Ayrıca geç de kalma. Anlatabildim mi?
dediğinde Barın gülümseyip kafasını salladı.
-Eyvallah Feza dediğinde Feza da gülümsedi.O sırada telefonu çaldı.
Fezanın kaşları anında çatılırken
-Geliyorum dedi sertçe ve kapattı. Barının da kaşları çatılırken
-Bi sıkıntı mı var?
-Şirketle alakalı bi sıkıntı ben bi bakıyım, Mina-
-Burdayım dediğinde Feza kafasını sallayıp gitti.-Hassiktir noluyo lan dedim kafamı yere çarparken. Gözümü zar zor açtım. Açar açmaz yüzümün iki santim uzağında bana bakan Barını görünce ağzım aralandı.
Sesli bir şekilde yutkundu delici gözleriyle gözlerime bakıyordu.
-N-noluyo lan dedim zar zor. Dudakları yavaşça kıvrıldı ve
-Uyuyoduk düştük dedi.
-Uyuyoduk?
-He sen uyuyordun bende yanına yattım.
-Buraya mı?
-Hee
-Oğlum buraya senin vücudunun yarısı zor sığar ikimiz nasıl yattık?
-Saat 3 olmuş ben 11 de geldim demmekki sığmışız dediğinde kaşlarımı çattım.-Baban iyi mi?
Sesli bir nefes alıp üstümden kalktı.
Üstünü silkeleyip elini uzattı. Elini tutup kalktım.
-İyi bişey yok. Rüzgar kanlı görünce telaşlanmış.
-Yanında olamadım kusura bakma dediğimde gülümseyip biraz daha yanıma geldi ve kolunu belime sardı.
Diğer elini kaldırıp işaret parmağını yüzüme yaklaştırdı ve yanağımı okşamaya başladı.Gözlerim kapanırken dokunuşlarını kalbimde hissettim.
-Biraz daha iyi misin güzelim.
Kafamı salladım usulca.
-Özür dilerim kendini suçlu hissettirdiğim için dedim.
Gözümün için öyle baktı ki. Daha sonra o güzel gülümsemesini bahşedip kocaman sarıldı.
-Ulan bi gün senin yüzünden aklımı yitiricem dedi sessizce.Kapı kırılacak gibi çalmaya başladı. Birbirimizden ayrıldık kaşlarım çatılırken Barınla kapıya gittik.
Kapıyı hızla açtı. Feza gözlerinden ateş çıkarken sinirle içeri girdi.
-Orospu çocuğu bu sefer öldürücem bu kodumun kaşmerini. Yedi sülalesini-
-Noldu Feza bi sakin ol.
-Mina dedi gözlerimin içine bakarken.
-Bak sakin ol ama dedeni hastaneye kaldırdık.
-Ne ne demek hastaneye kaldırdık Feza diye bağırıp dışarı koşacakken kolumdan tuttu ve
-Sakin ol dedim ya buziçem şuan gayet iyi sadece tansiyonu düştü.
-Niye noldu da tansiyonu düştü.
-Bora piçi tekrar ortaya çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Çiçek
Teen FictionBütün çiçekler güneşi mi severdi? Karanlığı, geceyi benimsemiş kendinden bir parça olarak göremezmiydi hiç biri. Görürdü hemde öyle bir görürdü ki ruhunu karanlıga bile teslim ederdi. Bu hikayede de öyleydi. Acılar içinde yanmış iki kişi. Hayat onl...