Medyaya kalbimi bırakıp gidiyorum :)
Derin bir nefes çektim içime. Ne kadar güçlü olmaya çalışsamda titrek bir nefesti bu.
Benim gibi...
Ruhumda bir sancı vardı ellerim titriyordu. Kafamda milyon tane ses beni çıldırtacak gibiydi.
Ellerime baktım.
Bir katilin elleriydi bunlar.
Kana bulanmışlardı. Sadece ellerim değil ruhumda ortaktı bu kana.
Masum değildim.
Hiç kimse masum değildi fakat ben artık katildim.
Derince yutkundum. Zar zor kaldırıp kafamı mezar taşına baktım.
Bir damla firar etti gözümden.
Biraz öylece baktıktan sonra-Özür dilerim diye fısıldadım güçlükle.
-Özür dilerim, özür dilerim, özür dilerim b-baba.
Seni bi katilin kızı yaptığım için özür dilerim. Senin küçük masum kızının ellerini kirlettiği için özür dilerim dedim.
-Özür dilerim baba pişman değilim özür dilerim bidaha olsa bidaha yaparım özür dilerim. dedim acıyla.
-Tam burda bişeyler var baba tam burda sol yanımda. Acımı azaltan gülmemi sağlayan bişey. Sen beni anlarsın, sen kızını tanırsın mecburdum baba. Umarım bana kızgın değilsindir. Hem sen bana kızgın kalamazsın ki. Merak etme babam ellerimi kirlettim ama hala ruhum temiz. Ben hala senin küçük kızınım dedim.
Keşke yanımda olsan sarsan güçlü kollarını bana geçecek benim güzel kızım desen. dedim göz yaşlarımı daha fazla tutamazken. Gözyaşlarımı durduramazken yanımda birinin varlığını hissetmemle ona döndüm.Barın burdaydı.
İlk defa görmüş gibi dikkatle beni seyrediyordu.
Gözümü ondan alıp tekrar babama çevirdim. Gözümü kırpmadan bakıyor toprağını seviyordum. Yanıma oturmuş sessizce beni izliyordu.
-Sence beni affeder mi diye sordum küçük bir kız çocugu gibi.
-Sence sana kızgın kalabilir mi dedi şefkat kokan sesiyle.
Ona dönüp
-Kalamaz dedim gülümsedi.Onun bir gülümsemesi bin teselliden daha güzeldi.
Kalıp tekrar mezara baktım. Gözümden bir yaş düşerek ellerimi çaresizce kafama götürdüm ve
-Ellerim kirli olsada yine sarılır mısın bana? dediğimde burukça gülümsedi ve kalkıp bana öyle güzel sarıldı ki.Ben burdayım, ben hep senin yanındayım bu da geçicek der gibi.
Yavaşça birbirimizden ayrıldığınızda gözümden bir damla yaş daha düştü sonra onla ilk güldüğümüz yere doğru gittim.
-Seninle ilk burda gülmüştük dedi gülümseyerek. Bende gülümsedim.
Sonra tekrardan gözlerimden yaş firar etti. Gidip uçurumun kenarına oturdum sonra o da yanıma oturdu sonra başımı omzuna koydum. Sessiz sessiz oturduk orda.
-Özür dilerim diye fısıldadı acıyla. Burnumu çekip gözlerine baktım.
-Ne için?
-Benim yüzümde-
-Saçmalama dedim kesin bir tonda.
-Ne biliyim dedi gözlerime bakarken
-Bidaha sakın böyle bişey söyleme deyip tekrardan kafamı omzuna koydum. Gülümsediğini hissettim. Yüzünü saçlarıma getirip kokladı. İçimi öyle bir huzur kapladı ki. Kızarık gözlerimle gülümsedim.
-Eve gidelim dediğimde beni onaylayıp elini uzattı kalkmam için elini tutup kalktım sonra elimi bırakmadı ve biz yürümeye başladık.El ele evime gittik.
Kapıyı çaldık. Feza açarken gelip bana tekrar sarıldı. Sonra dedemde. Bişey demeyip yukarı çıktık Barınla.
-Sen duşa gir bende yiyecek bişeyler getiriyim sana olur mu güzelim? dediğinde kafamı salladım. O odadan çıkarken banyoma girdim. Aynadan kısacık kendime göz göze gelsemde hemen çekip altımdaki pantolonu çıkardım zar zor. Diğerlerini çıkarmaya mecalim olmadığını hissedip direk kendimi suyun altına bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Çiçek
Novela JuvenilBütün çiçekler güneşi mi severdi? Karanlığı, geceyi benimsemiş kendinden bir parça olarak göremezmiydi hiç biri. Görürdü hemde öyle bir görürdü ki ruhunu karanlıga bile teslim ederdi. Bu hikayede de öyleydi. Acılar içinde yanmış iki kişi. Hayat onl...