1.Bölüm - Psikiyatrist

4.6K 138 69
                                    


"Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?" Demiş Şems-i Tebrizi..

Soğuk havanın yüzüme vurmasıyla kapüşonumu kafama geçirdim. Kış geldiğini belli ediyordu. Yüzümü buruşturdum. Kıştan nefret ediyorum.Cebimden sigaramı çıkarttım. Dudağıma bir dal götürüp hızlıca yaktım. Zehri içime çektim. "Anne?" İnce tonlu bir kız sesiyle kafamı çevirdim. Saçları iki yanından örgülü,turuncu saçlı; yüzünde çiller ve masmavi gözleri var. Annesine benziyordu. "Anne son kez dondurma yemek istiyorum lütfen." Küçük kız yalvarırcasına annesine bakıyordu. Annesi başını okşadı ve öpücük kondurdu. En içten şekilde. "Olmaz kızım. Sen hasta olursan dayanamam ki ben." Gözlerim buğulandı. Sahi anne, sende dayanamaz mıydın ben hasta olsam. Kafamı önüme çevirdim.

Beni kör dipsiz kuyularda bıraktın anne.

Ne de güzel demişti Ahmet Kaya. "Çaldılar çocukluğumu,penceresiz kaldım anne."

Dudaklarımdaki sigaramdan derin bir duman daha çektim. En son dört yaşındayken annemi görmüştüm. Çaresiz şekilde kapıdan bana bakıyordu. Elinde küçük ayıcığı olan Buğlem'e. Bana. "Gitme anne." Ağlıyordum. Sessizce. "Geleceğim kızım.." başındaki kelebek tokayı takmıştı başıma. "Geleceğim.Ben gelene kadar kendine ve kelebeğe iyi bak olur mu kızım? Söz. Geleceğim."

Gözümdeki anıyı silmek istercesine kafamı salladım. Gelmedin anne. Bana ilk sen yalan söyledin. İlk sen kırdın pembeye boyalı hayallerimi. Senin yüzünden yarım,eksik kaldım ben anne.. Yarım kaldı umutlarım havada asılı kaldı hayallerim. Ben sen gittiğin de öldüm anne. Sigaramın son dumanını içime çektim, ne ara bitmişti bu?Sigarayı atıp ayağımla ezdim. "Öyle derinden içiyordun ki sigara dudaklarında ağladı." Karşımda duran adama baktım. Hafiften kirli sakallı, yanık esmer tenli. Kıvrımlı kirpikleri.Orman kadar derin yeşil gözlü adama.

"Kimsiniz?" Sabit ifadesi yüzünden silinmedi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Kimsiniz?" Sabit ifadesi yüzünden silinmedi. Sert bakışları yüzüm de dolandı."Kimse. Öyle çok sarılma sigaraya. Paketlerce içsende geçirmez içinde ki acıyı." Bir anda afalladım kimdi bu adam? Ne zırvalıyordu? Gözlerimi ona kitledim. Yüzüme sert bir ifade takındım.
"Sen kimsin ki bana böyle yorum yapıyorsun? Acı çektiğimi nerden çıkardın?" Sesim soru sormaktan daha çok sitem eder gibi çıkmıştı. Zırvalıklarını dinlemek istemediğim için okula doğru yürümeye başladım. "Psikiyatrist birine mi nerden anladığını soruyorsun?"

Doktor. Psikiyatrist. Ona doğru afallamış bir şekilde döndüm. Hala buzdan daha soğuk ifadesini koruyordu. "Hadsiz." diye tısladım. Önüme dönerek okula girdim. Başımda ki dertler bitmiyor gibi tanımadıklarım da ekleniyor. Derin bir iç çektim. Birden omzuma bir el konunca irkildim. Alin?

"Kuzum nerdesin, seni arıyordum şimdi sen kafeteryaya geç geliyorum ben." Alin'i onaylayarak yürümeye devam ettim. Kendime sade bir filtre kahve alıp en köşe bir masaya geçtim. Bunalıyorum. İçimde ki alev her geçen gün beni başka yere savuruyor ve kül ediyor beni. Bir de doktor olacağım? Ben daha kendi yaralarımı saramıyorum. İnsanların derdine derman nasıl olacağım? Çantam ufak günlüğümü çıkarıp yazmaya koyuldum. Acılar yazdıkça hafifler. Bu hep öyle değil midir? İnsan kimseye itiraf edemediğine bazen kendine bile anlatamadığını satırlara döker. Kağıtlar arkadaşı, kalem sırdaşı olur. Yazmaya başladım.

Elveda Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin