9. Bölüm - Yer Altı

537 26 17
                                    

Bütün bölümleri düzenleyeceğim. Noktalama, yazım vb için. Yorumlarını esirgemeyin. Düşünceleriniz çok önemli. Sevgiyle kalın...







“Sessiz olun çok uykusuz kaldı.”
Yastığa öyle gömülmüştüm ki Asrının sesi uzaktan ince ince kulağıma doldu. Telefonuma uzandığım da saatin 12.30 olduğunu gördüm. Ne çok uyumuştum.

“Onu görmek istiyorum.” Ateş. Gelmişti. Yutkundum. Bir yanım delice ona sarılmak isterken, bir yanım onunla yüzleşmeye hazır değildi. Yerimden kalkıp kapıya yöneldim. Fakat elim kulpta kaldı. Derin bir nefes aldım. Kapıyı açtığımda Asrın ve Ateş karşım da duruyordu.

“Buğlemim..” Ateş beni kolları arasına aldı. Gözlerim doldu. Ellerim yavaşça yükseldi ve bende ona sarıldım. Çok zordu. Böyle olmak çok zordu.

“İyi ki geldin..” sadece bunu söyleyebilmiştim. Kafam da ki onca cümlelere rağmen sadece bunu. Asrın bizi izlemeye devam etti.

“Biraz bir şeyler atıştır sonra konuşacağız tamam mı güzelim?” Ateş alnıma ufak bir öpücük kondurdu. Hızlı adımlarla mutfağa geçtik. Asrın eve iki yardımcı abla almış. Sofra harika göründü gözüme. Melek, Mert, Alaz, Asrın,Ateş ve ben. Ne garip bir masa değil mi ama?

“Bugün günlerden 5 Eylül.” Mert ortaya konuştu. Herkes bu tarihi biliyormuş gibi birbirine baktı.

“Yani?” bakışlarım Mertle buluştuğunda o Asrın ve Ateşe baktı.

“Hiç tarih belirttim.” Melek, Mert'in söylediğine bıyık altı güldü. Ne olduğuna pek anlam veremedim de kahvaltıma devam ettim.

****

Bu evin altında gizli bir oda olduğunu bilmiyordum. Taştan bir parça çekince kapı çıkıyor ve açılıyor. Burası toplantı ve sığınak için Asrının özel dizayn ettirdiği bir yer. İçeriye göz attım. Her şey düşünülmüş. Sanki biri buraya gizlense. Burda aylarca yaşayabilir. Asrının çocukluğunun izini taşıdığı bir oda burası belli ki. Annesi, babası gözünün önünde; evlerinin önünde , 
öldürüldünce aldığı bir önlem. Acı bir önlem.

“Bana neden burayı gösterin peki?”
Etrafı incelerken soru soruyu ihmal etmedim.

“Melek ve sen biliyorsun burayı sadece. Bu hayatta her şeye hazırlıklı olmalıyız. Olur da bir şey olursa bize. Buraya geliceksiniz. Burda bin tane adam olsa burayı bulamaz. Çünkü siz bu odaya girince. Üzerinden tuğla duvar olan bir kapı çekiliyor düğmeye basınca. Bir ay yetecek kadar yiyecek var. Acil durum için kırmızı lamba var. Yani burdan çıkışınız. Polis ekiplerine haber gitmesi için. Sizi korumam gerek.”

Tek solukla anlattığı şey, aslında geçmişinin yorgunluğuydu. Korku.

“Melek kardeşin, ama ben?”

Bu soruyu beklemiyordu. Göz göze geldiğimiz de afalladığı ifade bozulmadı.

“Seni koruyacağıma söz verdim. Ben sözümü tutarım.”

Bana arkasını döndüğünde elimi sırtına koydum. Gerildi. Ellerimin altından bunu hissettim.

“Asrın. Ben sana zaten canımı borçluyum. Beni artık koruma. Vicdan yükümü arttırma.”

Hızlıca bana döndüğünde de bu sefer şaşıran bendim. Nefeslerimiz birbirini örterken gözlerimin içine baktı. Hareleri her şeyi çok iyi gizliyor. Bu durum beni delirtiyor çünkü onun ne düşündüğünü anlayamıyorum asla.

Elveda Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin