10. Bölüm - Yangın Yeri

487 22 3
                                    

Yandım. Yandım, onun sözleriyle. Yandığım yere geldim.
Araba konağın kapısın da durunca korumalar hemen silahlarını çıkardı. Benim indiğimi gördüklerinde silahı şoföre yönelttiler. Ama şoför arkamdan bana silah tutuyordu ki silahlarını indirdiler o da basıp gitti.

“Asrın Bey!” bu sanırım yeni özel korumamdı.

“Buğlem Hanım. Ben Gökhan Karasoylu. Yeni korumalardan biriyim. Buyrun geçelim.”

İçeriye girdiğim de Asrının korkulu ve endişeli bakışları gözlerime değdi. Hızlıca koşup bana sarıldı. Ama benim ellerim onun sırtında buluşmadı.

“İyisin ufaklık. İyisin. Korktum. Saatlerdir seni arıyoruz. Nasıl bıraktı seni?” sakince benden çekildi.

“İyi geceler Asrın.” yanından geçip merdivenlerden çıkmaya başladım. Ateşte gelmişti. Her şeyi göze alarak.

“Kardeşim iyi misin?” kafamı salladım ve sıkıca ona sarıldım.

“Aslan gidene kadar burda olma, iyiyim git hadi.”

Elleri sırtımdan inmedi.

“Ucunda ölüm olsa dahi bırakmam seni. Hem konuşmamız gerek.”

“Her şeyi duydum Ateş. Git artık.”

Ateş hızlıca geri çekildi. Gözlerinde ki şaşkınlıktan anladım ki bunu beklemiyordu. Asrın da yanımıza geldi.

“Buğlem biraz konuşalım mı? Aç mısın? Ya da bir şeyler içmek ister misin?” Ateş şaşkın bir biçim de hala Asrına bakıyordu.

“İzninizle duş almak istiyorum.”

İkisinin arasından sıyrılıp odama geçtim. Kapımı kilitledim. Üzerimdekileri çıkarıp kendimi sıcak suyun altına bıraktım. Aslanla bir anlaşma yaptım. Onunla gidecektim. Karşılığında da Asrınla düşmanlığı bitirecekti. İntikamı ben alacak ve onu bitireceğim. Kardeşimi de emrinden çıkaracaktım. Böylece herkes huzura kavuşacaktı.

Duş rahatlatmıştı. Çok uzun süre duşta kaldığım için ellerim buruş buruş oldu. Odama geçip bornozumu çıkarıp, siyah yün bir elbise giydim. Saçlarımı kurutmuştum. Salık bıraktım. Yatağıma uzanıp Meleği aradım.

“Buğlem yanına gelebilir miyim?”

“Sade Türk kahvesine çok ihtiyacım var.. Yapıp gelsen?”

“Tabiki. Hemen geliyorum.”

Telefonu kapatıp yatağın kenarına koydum. Cama döndüğüm de perdenin arasından Asrını gördüm. Sırtı bana dönüktü. Gömleğinden gerilmiş sırt hatları bariz belli oluyordu. Ateş belli ki bildiğimi bahsetti.

Ona kızgın değildim. Sadece kırgındım. Benimle paylaşmasını beklerdim. Gözlerimi kapattım.

***

“Hadi kızım gel!” Annem ağaçların arasından koşuyordu onu takip ederek bende hızlıca koştum.

“Anne yavaş ol, yetişemiyorum!” Annem yavaşladığın da sahil kenarına çıkmıştı yol. Annem eliyle karşıyı gösterdi.

Asrın ve ben el ele sahilde yürüyorduk. Karşıdan bir kız çocuğu ve oğlan ikimize doğru koştu. Kız benim gibi kıvırcık saçlı Asrın gibi yeşil gözlü. Oğlan ise Asrının kopyası. Bunlar kim?

Elveda Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin