Liseli

Doruk?!

~~

Gece'ye teşekkür etmenin verdiği heyecanla hemen kalktım. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra Güneş gören penceremin önüne geçtim. Boğaz manzarasını izledim. Derin bir iç çektim. 'Ah İstanbul!' dedikten sonra hazırlanmaya başladım. Şortlu kot tulumumu giydikten sonra saçımı salaş topuz yaptım. Rimel ve dudak parlatıcısı sürdükten sonra telefonumuda alıp aşağı indim. Kahvaltı yapan aşk böcüklerimin yanına gittim.

"Günaydın bitçızlarığmm." deyip yanaklarından öptüm.

"Günaydın battırfıliy." dedi Giz.

"Günaydın pofuduğumm." dedi Ece.

"Kızlar bugün biraz gezsek ya. Sıkıldım evde. Zaten ders çalıştığımız yok. Bari birşeyler yapalım." dedim.

"Hiç kusura bakma Timuçin'le buluşacaz." dedi Ece.

"Ben gelirim kamki. Merak etme sen." dedi Giz.

"Tamam bebişim. Haydi kalkın geç kalmayalım." dedikten sonra yürüyerek okula geldik. Arabam sanayide falan değil. Sadece yürümek istedi kızlar.

~~

"Aşkım ne diyeceğimi bilemiyorum gerçekten. Seni seviyorum , seni seviyorum , seni seviyorum , seni sevi-" dedim Gece'yle beraber okulun arka bahçesinde otururken.

"Biliyorum sevgilim. Bende seni çok seviyorum. Ama nefesin yetmiyor. Ölecen başıma kalacan." dedi gizli gizli sırıtarrak. Görmedim değil.

"Haa yanii başına kalacam diye öyle mi?"

"Tabii ki hayır sevgilim. Şaka yaptığımı biliyorsun." dedi elimi daha sıkı tutarak.

"Biliyorum aşkım. Bende şaka yapıyorum." dedim ve sırıttım.

~~

Ders İngilizce. Hoca saçma sapan şeyler anlattığı için dinlemiyorduk . Listeden birini seçiyor şimdi. Umarım ben değilim.

"Gece Özerk.Kalk bakalım Gece. Bize bir cümle söyle ve gelecek zaman mı geçmiş zaman mı sürekli mi onu da söyle."

"Öykü iz may görlfriend. Sürekli hocam." dedi ve bana baktı. Bende kahkaha atmamak için kendimi zor tuttum.

"Gece otur oğlum! Dersi kaynatmaya pek meraklısın." dedi Gülbahar Hoca. Artık dayanamayıp gülmeye başladık. En arkada ben ve Gece oturuyorduk. Önümüzde Ece ve Timuçin. Onların önünde de Gizem ve Bulut. Dersteyken kapı açıldı. Müdür yardımcımız ve yanında bir çocuk.

"Gülbahar Hocam. Yeni öğrencimiz. Geç oğlum otur bir yere."

"Doruk?!"