Ohom, ohom
Nasıl bir şey yapsam bilemedim. Hatta acayip heyecan kastım şu an. Sadece diyeceğim tek bir şey var:
Bindik bir orkaya gidiyoruz okyanusa
Keyifli okumalar bebeklerim~
🔱
🔱
Ben sıradan birisiyim.
Kesinlikle sıradan birisiyim. Bunu asla inkâr etmedim. Herkes gibi yaşar giderim. Herkes gibi başarıyı elde etmek için yarışır, sınavlara girer, gecenin bir körüne kadar ders çalışırım. Herkes gibi yemek yiyip onun artıklarını klozete boşaltırım. Evden okula, okuldan eve gibi son derece sıkıcı ama düzenli bir hayat sürerim. Diyorum ya ben son derece normal bir insanım.
Hayatımın çoğunu da sıradan olarak geçirdim. Hoş hala da bu sıradanlığımdan bir şey kaybetmedim. Neyse işte. Büyük bir arkadaş grubum yoktu. Hatta neredeyse hiç arkadaşım yoktu. Bunu sıkıntı etmedim. Etmiyordum da. Ne de olsa üniversite sınavlarında arkadaşa sahip olmak fazlasıyla tehlikeli bir durumdu. Ve ben hedefim için yaşıyordum o sıralar; tıp.
Eh, kazandın mı, diye sorarsanız -ki sormuyorsunuz, biliyorum. Kazanamadım. Ailem, tek bir kez hak tanımıştı ve babamın isteği üzerine bilgisayar mühendisliğine girmiştim. Hoş bundan gocunmuyordum da. Sıkıcı bir iş değildi. Şu sıkıcı olan hayatımda en çok zevk aldığım zamanları üniversite birdeyken yaşamıştım. Bilgisayar başında oturmak bana çok kolay gelmişti. Eh, sadece bilgisayar başında oturduğum için fazlaca kilo almıştım. Annem bundan yakındığı için beni ağır bir diyete sokarak para vermemeye başlamıştı bana.
Okuldan eve kadar yürüyerek dönüyordum ki bu benim hantal bedenimle bir buçuk saat yürümek oluyordu. Sabahları derse yetişebilmek için de yürüyordum desem acayip yalan söylemiş olurum size. Babam, bana kıyamayıp -daha doğrusu sabah köpeklerin fazla olduğu bir sokağa girip kriz geçirdikten sonra- her sabah beni okula bırakıyordu ama yine de o da annem gibi para vermiyordu. Tüm günümü yanıma ne koyduysam o ile geçiriyordum.
Üniversite birinci sınıfta aldığım tüm kiloları, üniversite ikinci sınıfın sonlarına doğru verdiğimde artık annemi anlıyordum. Ve daha iyisi artık evden okula yürümem yarım saatten bile daha hızlıydı. Ayriyeten, artık param vardı. Düzenli bir yeme alışkanlığım olsa da arada işin dozunu kaçırmıyor değildim. Yine hepsini bir şekilde yakıyordum. Yakmaya da özen gösteriyordum.
Üniversite üçüncü sınıfın başlamasına iki buçuk ay kala daimi müşterisi haline geldiğim M's'te çalışan Do Kyungsoo ve onun deli dolu, her şey "Aa, nedeeen?" diye bağırarak isyan eden arkadaşı Kim Jongdae ile yakınlaşmaya başladım. Hatta bir ara birlikte dışarıya bile çıktık. Sonradan öğrendim ki bu ikisi çatlak ile oldukça ortak noktam vardı. Hatta beraber The Spiderman: Homecoming'e defalarca kez gitmiştik. Evet, evet. Defalarca kez. Çünkü Do Kyungsoo, tam bir Spiderman aşığıydı.
YOU ARE READING
katil balinalar gibi //chanbaek
Novela JuvenilHer akşam dairemizde buluşup boş yaptığım arkadaş grubumun en afili elemanı Oh Sehun'a göre garip gelen bir şey vardı. Bana göre hep bilgisayarını bozan komşu oğlundan ve patrondan öteye gidemeyen Park Chanyeol, Sehun'a göre buraların en iyi bilgisa...