Ahh bu hikayeyi o kadar çok seviyorum, o kadar özel ki. Ama aynı anda o kadar ilham eksikliği de yaşıyorum ki.. Anlatamam. Biliyorum üzerinden aylar aylar geçti. Asiye Hanım bitti bitiyor, umarım buraya full dönüş yapmış olabileceğim o bitince, umarım..Arjin o günün akşamında ablası ile konuşmuş ve tabii ki Berrin abla, Güliz'in gelmesinde bir sakınca olmadığını söylemişti. Şaşırmamıştım. Her ne kadar beni gelinleri olarak almak konusunda şakalar yapsa da kardeşinin tercihlerine karışacak değildi. Belki de o da Güliz'i, Arjin'in geçici heveslerinden biri sanıyordu. Evlenmek arzusu pek kardeşinin tarzı değildi ve söylemediyse, Berrin abla daha bunu bilmiyordu. Keşke ben de bilmeseydim diye düşünüyordum bazen. Bilmeseydim belki de kendimi kandırmaya devam edebilirdim...
Tüm bu varsayımların ise bana hiçbir faydası yoktu. El mahkum o alışverişe Güliz ile gidecektim.
Sabah yataktan kalkamayacak kadar hasta olarak uyanmayı dilemiştim ama hiç de öyle olmamıştı. Berrin abla da sabahın sekizinde beni arayarak çabuk hazırlanmam gerektiğini çünkü yolda olduğu talimatını vermişti bile.
Tüm günü Berrin ablayı Güliz ile paylaşarak geçireceğim için zaten hiç keyfim yoktu, bir de Guliz'in ne yalakalıklar yapacağını tahmin etmeye çalıştıkça daha da deliriyordum. Ama biliyordum ki yapacaktı... Bu zamana kadar bulduğu hiçbir fırsatı kaçırmadığı gibi bunu da kaçırmayışından belliydi zaten.
Berrin abla geldiğinde kahvaltı sofrasında isteksizce ağzıma bir şeyler tıkıştırıyordum. O da zaten çağrılmadan da içeriye girmişti annelere selam vermek için. Bense o sırada kendimi olabildiğince neşeli tutma gayretindeydim içimdeki fırtınalı duygulara rağmen.
Acaba ben hep sadece kendimi mi kandırmıştım? Arjin'in onunla evlenmeyi planladığına bakılırsa öyle yapmıştım. Güliz de diğerleri gibi geçer gider sanmıştım, gitmemişti, yüreğimin ortasına koca bir kaya oturtulmuş ama gitmemişti işte. Hala inanmakta zorlanıyordum bazen ama gerçekler hep gözümün önünde oldukça daha da somutlaşıyordu olanlar ve bu canımı daha fazla açılmaktan başka işe yaramıyordu.
Selamlaşma faslını kısa tutup acelemiz olduğunu söyleyerek evden ayrılmıştık. Arabaya bindiğimizde Güliz'in ne zaman geleceğini ya da onu da alıp almayacağımızı sormakla sormamak arasındaydım, içim içimi yiyordu ama onu merak eder görünmek de istemiyordum. Ve sanki iç sesimi duymuş gibi Berrin abla konuşmaya başlatmıştı.
" Güliz de bize mağaza da katılacakmış, Arjin iyi bir zevki olduğunu ve farklı fikirlerin iyi olacağını söyleyip durdu." diye de eklemişti.
"Öyledir, fikir vermiş olur." demekle yetinmiştim, bir de sevgilisinin zevkli tarzını övmüştü demek... Bu sözler aklımda dönüp dururken Güliz'i düşünüyordum bir yandan da ve gerçekten her zaman etekler, elbiseler giyer makyajını eksik etmezdi. Bense neyin içinde rahatsam ondan ödün vermezdim. Etek giymeyi sevsem de rahatsız hissettiğimden sadece özel günlere kalıyordu, makyajla ise hiç aram yoktu!
Güliz, sarışına çalan kumral saçlarını hep fönlerdi, benimse dalgalı siyah saçlarım vardı... Onunla aramızda o kadar uçurum vardı ki,ikimizin hiç ortak noktası yok gibiydi. Arjin'in beni görmemesi tesadüf değildi, beğendiği kız profilinde degildim işte apaçık, hiç de olamamıştım.
Ben yine kendime işkence etmeye devam ederken yol bitmiş ve ilk gideceğimiz mağazaya gelmiştik bile. Berrin ablanın heyecanı yüzünden okunuyordu ve onun için o kadar seviniyordum ki. Mutlu olmayı sonuna kadar hak ediyordu! Ve ne giyerse giysin peri kızı gibi görüneceğine de emindim.
Biz tam mağazada gözümüze birkaç model kestirmeye çalışırken o mıçmıç tavrıyla Güliz sonunda teşrif etmişti.
" Berrin ablacım, merhaba! Geciktim kusuruma bakma lütfen.." derken kollarını açmış Berrin ablaya sarılmak üzere yürüyordu. Bazen ben kıskançlığımdan mı onu hep öyle içten hesaplı görüyordum yoksa gerçekten öyle miydi merak ediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Liman Meyhanesi -askıda-
ChickLitBir gün evlenirsem isteyeceğim gelinliğin içinde iki ay sonra olacak düğün için provadaydı, hayır gelinlik pek sorun değildi de yıllardır aşık olduğum adamla evlenecek olmasına nasıl tepki vermeliydim bilemiyordum o zamanlar. Bu sebeple görümce rol...