Dedikodu

22.7K 372 216
                                    

İsteme merasimi üzerinden sadece 2 gün geçmişti. Aynı rutin hayatım devam ediyordu.

O 2 gün boyunca Barış ile hiç konuşmamıştım. Açıkçası merak etmiştim.

Aklıma telefon numarası olduğu geldi ve mesaj atmaya karar verdim.

Gönderilen: Barış
Barış buluşabilir miyiz eğer müsaitsen?

Hiç gecikmeden yanıt gelmişti.

Gönderen: Barış
Tabi olur. Ama benim babamın yanına uğramam lazım. İstersen oraya gel. Ordan geçeriz nereye istersen.

Gönderilen: Barış
Tamam bir saate ordayım. 

Hemen kalkıp hazırlanmaya başladım.

Hava çok sıcak olduğundan yazlık kısa bir elbise giydim. Ve saçlarımı topuz yaptım.

Ateş amcanın atölyesini bilirdim. Küçük tatlı bir yerdi. İçeride Ateş amca tahtalara farklı şekiller verirdi. Resmen ustalık yapardı. Bazen bir at, bazen bir insan silueti ve dahası.
Hayran kalırdı herkes ustalığına.

Atölyeye yaklaştığımda içimi bir heyecan sardı. Barış ile yeniden yalnız kalacaktık.

İçeri adım attığımda gözlüğü burnunun üstünde tahtaya şekil vermeye çalışan Ateş amca kafasını kaldırdı ve bana baktı.

Bakışlarım Barış'a döndüğünde gözlerindeki ışıltıyı görüyordum. Belli ki hoşuna gitmiştim.

-Oo hoşgeldin Alesya kızım. Geç otur.

-Hoşbuldum Ateş amca.

-Nasılsın? İyi misin?

-İyiyim Allah'a şükür. Siz nasılsınız?

-Bende iyiyim.

Barış'a baktığımda hayran bir şekilde  vücudumu süzüyordu. Bu benim utanmama ve yanaklarımın kızarmasına neden olmuştu.

-Alesya kalkalım mı?

-Kalkalım. Kolay gelsin Ateş amca.

-Çok sağol güzel kızım. İyi eğlenceler size.

Barış kapıyı açarken mahalledeki kadınlarla göz göze geldim. Delici bakışları üzerimdeydi. Kafamı eğip Barış'ın arabasına ilerledim.

Arkaya baktığımda hala bakıyor ve fısır fısır konuşuyorlardı. Dedikoducular işte. Ne beklersin ki?

Barış geldiğinde bana baktı. Kesin rengim atmıştı çünkü yüz ifadesi çok
garipti.

-Alesya iyi misin?

Kafamı sallayarak cevap verdim.

Nereye gitmek istediğimi sorunca fark etmediğini söyledim.

-Küçükken zamanımı geçirdiğim bir ev vardı. Gitmek ister misin?

-İsterim.

Solgun yüzüm ve endişeli bakışlarımın belli olduğu kesindi. Kim görse bir şeyden korktuğumu anlar haldeydim.

Korkuyordum. Dedikodu yapmalarından, adımı çıkarmalarından. Yaparlardı. Böylelerdi.

Yol boyunca yine hiç konuşmadık yine. Radyonun sesinden başka bir şey duyulmadı.

Yol uzadıkça gözledim daha uzaklara odaklandı. Aslında bu iyiydi. Umursamaz bir aileden uzak sessiz sakin bir yerde yaşamak. En iyisi.

Yaklaşık bir saatlik yolun ardından bir yere gelmiştik. Barış arabayı park edince indim.

HastalıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin