pes // texting

1.7

Begüm, bankların birinde oturan Ege'yi gördü ve ona doğru yaklaşmaya başladı. Ege'nin tam arkasında durup elindeki kivileri masanın üstüne koydu. Ege sahte bir gülümseme ile arkasını döndü. "Hoş geldin." deyip karşısında duran sandalyeyi gösterdi. Begüm de sahte bir gülüşle Ege'nin karşına oturdu.

"Gelirken seyyar bir satıcıdan kivi aldım, çok severim." deyip kivinin kabuğunu tek dokunuşla çıkardı. Ege suratını buruşturdu. "Ben kividen pek haz etmiyorum." dedi. Kokusu midesini bulandırmaya başlamıştı bile.

Begüm, "Öyleyse..." deyip kivinin birini Ege'ye uzatıp "Fotoğraf çekilmek için elinde tutabilirsin sanıyorum." dedi. Gerçekten de kivileri anlamsız bir fotoğraf çekilip sosyal medyada paylaşmak için mi almıştı? Anlamsız.

Ege, Begüm'ün ona uzattığı kiviyi eliyle ittirdi ve önündeki kivi poşetini göremeyeceği bir yere koydu. Derin bir nefes aldı. "Gerçekten mi Begüm?" dedi. Begüm, Ege'ye hoş görülü davranmak zorundaydı. Nazikçe özür diledi. Bu kız iki yüzlünün tekiydi ama Ege öyle biri değildi.

"Sen, benimle Efe'yi kıskandırıp onu geri kazanmak istiyorsun değil mi?" diye sordu. Böyle bir şey söylemek plan dışıydı. Begüm hayret içinde kaldı. Susarak bu sorunun cevabının 'Evet' olduğunu gösterdi. "Ben de senin elinde olan Meyra'nın montajlanmış videosunu istiyorum." Bu sözler plan dışıydı ama Ege bir risk almıştı.

"Eğer ki bizi barıştırırsan videoyu vereceğim." dedi Begüm.

"Sana güvenemiyorum. İlk önce sen bana videoyu ver ve ben sonra sizin barışmanız için elimden geleni yaparım."

"Önce Efe."

"Önce video. Benim sana güvenmemem için milyonlarca sebep var ama senin bana güvenmemen için bir sebep yok. Güven sarsacak birine benziyor muyum?"

Begüm biraz durup düşündü. "Kabul." diye mırıldandı. "Ben sana videoyu vereceğim sen de bana Efe'yi." Ege, abisi ne kadar da çok aşağılık bir insan olsa bile Begüm'ün onu bir video için bu kadar değersiz görmesini garipsedi. "Kabul." dedi Ege.

Ve onlar bu konuşmayı yaparken Meyra'nın kalbi durdu.