Merhaba Ayçiçeği,
Ben bunu yazarken tarih 27.04.2019, saat 19.49, asla okunmaz diyerek başladığım kitabın görüntülenmesi 1900 küsuratlı yani neredeyse 2000 ve aldığı oy 266. Bir elimde klavye, bir elimde bir günlüğüm, karın ağrımın geçmesi için karnımın üstünde duran mor renkli sıcak su torbası. Günlüğümün sayfalarını karıştırıyorum. Çok eski değil. 2018 Haziran ve 2019 Şubat arasını. Biliyor musun ayçiçeği, ben günlük tutma alışkanlığımı yalnız kaldığımda kazandım. Arkadaşlarım varken bir olay yaşıyordum ve içimden "Umarım bu olayı unutmam ve buluştuğumuzda onlara anlatırım." diyordum. Bir bakmışım ki bir olay yaşandığında "Umarım bu olayı günlüğüme yazmayı unutmam." diyorum. Anlatacak kimsem olmadığında hep o yardımıma koştu. Küçükken "Günlüğümden Sevgilerle" diye bir kitap okumuştum. Günlük yazılana cevap veriyor, akıl veriyordu. Keşke öyle bir teknoloji olsa değil mi?
Pes'e başlamadan önce kendimi berbat hissediyordum. Uykusuz geceler, beni deli eden terapiler, sahte gülüşler, kızaran ve şişen gözler... Birine derdimi anlatıyordum. "Boş ver." diyordu. "İnan boş verebilseydim şuan bu halde olmazdım." diyemiyordum. Eski günlerime bakıyordum. Aktif, öz güvenli, mutlu bir kız. O zamansa kendime baktığımda gördüğüm tek şey kendimden nefret ettiğimdi ayçiçeği. Her şeyimden. Özellikle varlığımdan. Kendime "Hayır bu sen değilsin." dediğimde eskisi gibi davranmaya çalışıyordum ama bu yaptığım en büyük hataydı. O an öz güvenimi geri getirmek için okulda sahneye çıkmam gereken bir etkinliğe katılmıştım. Çok kişi izlemeyecekti. En fazla 30. O kadar kişi izlemedi bile. Konuşmamı yaparken asla kötü değildim ama kendimi berbat hissetmiştim. Tam düzelmeye çalışırken tökezleyip en başa dönmüştüm.
Yardım istedim. Terapistten değil. Bir youtube videosuna girdim. Yorumlar kısmına bir yazı bıraktım. "Görünüşümü umursamayan, beni yargılamayacak, kendimi üzmemem ve boş vermem gerektiğini söylemeyecek birine ihtiyacım var." Sanırım bunun gibi bir şeydi. Sonuna da instagram hesabımı ekleyip o zamanlar kapatmış olduğum hesabımı açmıştım. Umudum yoktu ancak sabah oldu mesaj kutuma girdim ve 9 istek gördüm. 9 kişi hem benden yardım istemiş hem de bana yardım etmek istemişti. O an yalnız olmadığımı anladım. Benim gibi hissedenler de vardı ve artık istediğim gibi olamasa da arkadaşlarım. Anlattım. Her şeyi. Bir kaç ay sonra bakmışım ki mutluyum.
Mesaj olayının ardından bir İntihar Hattı kurdum. İnsanlarla dertleşmek onlara yardım etmek beni mutlu ediyordu. Başlarda mesaj atan çoktu ama sonra azaldı ve kimse atmamaya başladı. Bense hala insanlara yardım etmek istiyordum. Belki de güzel şeyler yazamazdım ama sadece kötü hisseden insanlara ulaşmak için intihara meyilli bir genç yazmak istedim. Böylece Meyra'nın hikayesi başladı. Bu kitabı edebi yönden hiç bir şekilde beğenmedim. Amacım insanlara ulaşmaktı. Sanıyorum ki ulaştım.
Eğlenmek için, dertleşmek için ya da öylesine sohbet etmek için bana mesaj atabilirsiniz. Hadi bu bölümün altına kendinizi tanıtan yorumlar bırakın, bu yorumları okuyanlardan biri sizinle tanışmak isteyebilir, belki de siz tanışmak istersiniz. Aklımda sanal grup terapisi gibi bir plan var. Yorumlarda bu konu hakkında konuşalım. E-posta'sını onaylamayanlar için instagram adresim mauralance. Oradan da yazabilirsiniz. Bölüm sonunda da önemli bir duyurum olacak. Sizi seviyorum. ♥
Karşınızda Pes'in veda bölümü...
Kahverengi koltukta oturan Ege, kafasını ona yaslayan Meyra. Ege'nin bir eli Meyra'nın saçlarını okşuyor, diğer eliyle de Meyra'ya 'Milena'ya Mektupları' oluyor.
"Bak Milena, 'En çok seni seviyorum.' diyorum, ama gerçek sevgi bu değil belki, 'Sen bir bıçaksın, ben de durmadan içimi deşiyorum o bıçakla' dersem, gerçek sevgiyi anlatmış olurum belki.
Ve yazdıklarımın devamı olarak Milena, kalbimde sen varken her şeye katlanabilirim.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
pes // texting
Short Story0542*******: lütfen 0542*******: o halatı boynundan çıkar 0542*******: ve sandalyeden in 0542*******: lütfen 0542*******: yemin ederim 0542*******: her şey düzelecek 0542*******: bugün değil ama bir gün 0542*******: bir gün uyanacaksın 0542***...