2.0

16.3K 1.3K 168
                                    

Yorumlarınızı bekliyorum. ❤️

Ege karakoldaydı, elinde sahte bir günlük Emniyet Müdürü olan babasının odasına girmek için bekliyordu. İçeriden bir polis çıktı ve Ege'nin girmesi içim kapıyı gösterdiğinde Ege heyecanla ayağa kalktı ve odaya geldi. İçinden "Meyra için..." diye mırıldandı.

"Eve gelince de konuşabilirdik." dedi babası önündeki sandalyeyi göstererek. Ege bir cevap vermeden sandalyeye oturdu.

"Annemin tecavüze uğradığından haberin var mıydı?"

"Ne diyorsun Ege?"

"Ağaç eve gittim ve bu günlüğü buldum. İçinde dehşet dolu şeyler yazıyor. Haberin yok mu? Sen Emniyet Müdürü'sün baba biliyorsun değil mi? Neden harekete geçmiyorsun?"

"Benim hiç bir şeyden haberim yok. Bana o defteri ver."

Ege defteri uzattı, bu sahteydi. Ölen annesinin dilinden günlük yazmıştı. Babası şaşkınlıkla içindeki yazanları okuyordu. Elini yumruk yaptı ve günlüğü fırlatırken masaya yumruk attı. Ege'nin istediği olmuştu.

"O adamı bulup öldüreceğim!" diye bağırdı.

"Cezasını çekmesini istiyorsun değil mi?"

"Cezasını ben çektireceğim. Onu mahvedeceğim."

"Annemin canını yaktığı gibi canı yansın istiyorsun değil mi?"

"Evet."

"Onun bu dünyadan yok olmasını istiyorsun değil mi?"

Babası sinirden ayağa kalkıp duvara bir yumruk attı. İşte buydu,  şuanda Ege gibi hissediyordu. Eğilip babasının fırlattığı defteri aldı. "Şimdi otur ve sakin ol. Bu günlük sahte. Benim gibi hissetmeni istedim, değer verdiğim birinin canı çok acıyor. Günlerdir hastanede. Bana yardım etmen için yapabileceğim tek şey buydu. Bana güvenmiyorsun ve diyeceklerimi duyduğunda beni susturmaya çalışacaksın. Sen şuan sinirden çıldırıyorsun ve aşırı üzgünsün ya, ben de öyleyim baba. Ben senin gibiyim."

Babası Ege'ye dikkatlice baktı. Hala eli ayağı titriyordu. Dizleri boşalmıştı. Sandalyesine yeniden oturdu. "Ege ben bir polisim ve ihbar ettiğin her şeyi yapmak benim görevim, farkındasın değil mi? Buna hiç gerek yoktu, aklım çıktı!" dedi bağırarak. Ege tane tane sakince söze başladı.

"Bir senedir bir kızdan hoşlanıyorum. Meyra. Anoreksiya hastası, depresyondaydı. Bir şekilde onunla konuşmak zorundaydım ve bir telefon numarası bulup mesaj attım. Ben mesaj attığımda intihar etmek üzereydi. Vaz geçirdim. Onunla konuştum. Baba, o kadar güzel ama kendini o kadar yıpratmış ki mahvoldum. Konuşmaya başladık, kötüydü. Çok kötüydü. Onu iyi etmek zorundaydım. Güvenini kazandım. Çok sonra bana kendini açtı. Neden bu halde olduğunu anlattı ve sonra kendini odasının camından attı. Hani günlerdir eve gelmiyorum ya, umrunda mı bilmiyorum. Ben onunla hastanedeyim. Ben onun uyanmasını bekliyorum. O uyanınca her şeyin güzelleşmesi gerekiyor. Onun için tüm kötü şeyleri sileceğim. Anılarını sileceğim. Anılarını hatırlatan kişileri sileceğim."

"İhbarını söyle."

"Oğlun, kıza tecavüz etti."

"Ege artık Efe'yi kıskanmayı bırak."

"Az önce ne hissettin? Sana cezasını çekmesini istiyor musun diye sordum, evet dedin. Sana canını acıtmak istiyor musun diye sordum, evet dedin. Sana onun bu dünyadan yok olmasını istiyor musun diye sordum, evet dedin. Baba ben Efe'nin cezasını çekmesini istiyorum, canını acıtmak istiyorum, onun bu dünyadan yok olmasını istiyorum. Benim en değerlimin canını yaktı, ben olmasaydım onu öldürüyordu. Meyra'nın katili Efe olacaktı. Oğlun bir tecavüzcü, oğlun bir katil. Senelerdir benim yerime onu tercih ettiğin oğlun bir genç kızın hayatını kararttı. Bana inanmıyor musun? Araştır. İşin bu. Kötülüğünü yok etmek. Efe kötü, onu yok etmen gerekiyor."

Babası bir eliyle şakaklarını ovup Ege'yi dinliyordu. Tek kelime etmedi.

"Efe'yi tutuklarsan mesleğini kaybedeceğini, tüm emeklerinin boşa gideceğini düşünüyorsun değil mi? Eğer ki 45 saat içinde Efe'yi tutuklamazsan ya onu öldüreceğim ya da seni üstlerine şikayet edeceğim. Benim canımın canı yandı ve canını yakanları yakacağım." Ege sinirle ayağa kalktı ve çıkmak için kapıya doğru ilerledi. Birden bire duraksadı ve arkasını dönüp babasına baktı. "Baba..." Gözleri dolmuştu. Ağlayamayacaktı. Odadan çıktı ve derin bir nefes aldı.

"Meyra için." diye mırıldandı karakolda çıkarken. "Her şey Meyra için." İçinden tekrar ediyordu. "Her şey Meyra'nın mutluluğu için." Aklına Meyra'nın iyi olduğunu getirdi. Gülümsedi. İşte şimdi iyi hissediyordu ve her şey güzel olacaktı.

A.

pes // textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin