Sabahın köründe - 9- bıçak sesleriyle uyandırıldım. Mutfağa indiğimde ağzım açık kaldı. Bu 3 dingil bana kahvaltı hazırlamış. Güneyin üzerini çıplak görünce şeytani bir şekilde gülümsedim.Sessiz bir şekilde arkasına geçtim. Patates kızartıyordu. Sırtında parmağımı gezdirdim. Tüyleri havaya kalktı. Bora ve Arda gülerek beni izliyordu. Sonra dudaklarımı sürttüm omuzlarına. Kulak memesini öpüp;
"Günaydın Güney." diye fısıldadım. Yutkundu. Hala hareketsizdi. Hareket etmeyince kendime çevirip yüzüne baktım. Gözlerine bakacağımı tahmin etmiş olmalı ki gözleri kapalıydı. Bir daha adını seslendim. Yutkundu. Adem elmasını öptüm. Arkamdan Arda ve Bora kıkırdıyordu. 'Sus' işareti yaptım. Sonra dudaklarımı dudaklarına sürttüm.
"Şunu alın başımdan. " dedi tutkuyla boğuklasan sesiyle.
"Adama günaydın da denmiyor. " deyip trip atarcasına ayaklarımı yere vurarak yürüdüm bizimkilerin yanına. Ardayla yumruk tokuşturdum. Borayla çak yaptık. Sonra gidip masaya oturduk. Güney daha masaya oturmamışti. Oda oturunca kahvaltıya başladık. Hala Güney durgundu. Çatalimdaki patates kızartmasini ağzına doğrulttüm. Ağzını açmayınca yanına gittim.
"Hadi ama küsme. Güney şaka yaptığımı biliyorsun. Tam da gidecekken bu yapılır mı bana?"
"Küsmedim ki sana. Ne zaman küstüm ki. Ada sen bana kadınlara başka gözlerle bakılabileceğini gosterdin. Kardeşlik. Dalmışım sen yokken napacağımı düşünüyordum. Sahi biz sensiz napıcaz kendine alıştırdın." dedi gözlerinden akan yaşlarla.
"Ağlama." deyip sarıldım. Ellerimi saçlarında gezdirip omzunu öptüm. Benim omzumsa ıslanmıştı. Kim derdi doktorumla bu hallere düşeceğimi. Hıçkırarak çocuk gibi ağlıyordu.
"Güney. Ağlama artık. Bir erkek ağlayınca ağlamak gibi saçma bir huyum var. Bende ağlıyacağım." dedim dolu gözlerle yüzüne bakarak.
"Tamam ağlama sen yeter ki. Ada bizi hergün ara tamam mı?"
"Tamam. Ben yokken yaptığınız herşeyi bana anlatacaksınız.Hadi ama ben babam öldüğü için bile bu kadar ağlamadım. Ölsem..." sözümü Arda kesti.
"Sus. Ölümden bahsetme. " diye ağzıma vurdu.
"Akşamki partiyi iptal mı etsek?"
"Niye?"
"Babam yeni öldü. Babam ölür ölmez tüm okulun geldiği bir parti vermeyelim. Kendi aramızda yapalım. Havuz başını ayarlarız."
"Haklısın. "dedi Bora.
"Davetli listemizde Biz, Cenk, Yekta ve sevgilisi, Mert ... başka?"
" Kimse kalmadı." dedi Güney.
"Partide neler olacak?" dedi Arda.
"Müzik, içki , yüzme yarışları..."
"Yüzme yarışları?" diye sordu Bora.
"Senin planın vardı yüzme ile ilgili. O iptal olunca partinin sonunda yüzme yarışları yaparız diye düşündüm. "
" Ödül?"
"Sizce ne olsun?"
"Kazanan bir günü Adayla yalnız geçirir." dedi Arda.
Onlarda onaylayınca herkes evine gitti.
...
Partinin başlamasına 2 saat var ve ben bikini ile mi yoksa elbiseyle mi katılmam gerektiğini çözemedim. Ödül ben olduğuma göre elbise giymeliyim. Şöyle seksi bir şey olmalı. Kırmızı mini eteği kabarık straplez elbisemi giydim. Ayaklarima lacivert topuklularımı geçirdim. Saçlarımı düzleştirip makyaj yapmaya başladım. Gözlerime buğulu bir göz makyajı yapıp dudaklarima kırmızı rujumu sürdüm. Aşağıda bizim erkelerde vardı. Bilerek fazla ses çıkarak indim aşağıya.
Önce Cenk ve Mert çevirdi kafasını. Mert alkışlamaya başlayınca diğer 3 dingil de çevirdi kafasını . Beğenilerini hepsi dile getirdi ama Arda hala ağzı açık bana bakıyordu. Yanına gidip elimle ağzını kapattım. Diğerleri kıkırdarken ;
"Eee Yekta nerede?"
"Sevgilisini almaya..." diyen Güneyin sözünü kapı zili kesti. Koşarak kapıya gittim. Sırıtarak kapıyı açtım ama gulumsemem yüzümde kaldı. Hemen kapıyı yüzlerine kapattım. Onun burada ne işi var?!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUN
RomanceHer aşkın bir adı vardı ; Leyla ile Mecnun, Kerem ile Aslı, Romeo ve Juliet... Peki bizim aşıklarımız kimler ?