Benim arkamda da birileri belirdi. Harold'ın adamları ve Harold. Harold yanıma gelip;
"Yardıma ihtiyacın var gibi görünüyor. " dedi.
"Tanıştırayım Çağrı bana ölüm tehditleri savuran adam. Harold arkadaşım. "
" Demek o kadar şeyi bu adam yapmış." deyip yumruğu suratına gömdü. Aslanım benim be! Bende Salime bir tane geçirecekken yumruğumu tutup elimi çevirdi. Elimdeki şok cihazını ensesine geçirdim. Beni bıraktı. Tekmeyi karnına gömdüm defalarca. Ağzından kan gelince geri çekildim. Çağrılar 2 kişi değil miymiş? Diğerlerine yardıma koştum. Beni kapıdan içeri sokmayan koruma zor durumdaydı. Sinsi sinsi yaklaşıp Çağrının adamına verdim elektriği. Adam yere düşünce etrafıma baktım. Çağrı da Harold da sersemlemişti. Çağrının arkasına geçip şah damarına elektrik verdim. Anında acaip hareketler yapıp yere yığıldı. Evet! Bizde hasar yok ama diğerleri için aynı şeyi söyleyemem. En fazla hasarı Harold almış. Koluna girip masanın birine oturduk. Kaşı ve dudağı berbat haldeydi. Birden vicdan azabı çekmeye başladım. Koluna girip arabama bindirdim.
"Beni evine mi kaçırıyorsun?" dedi gülerek.
"Hayır. Bırak da vicdanımı bu yükten kurtarayım. " deyip gazı kökledim. Evin önüne gelince aklıma Arda geldi. Amaaaan yanlış anlarsa anlasın deyip kendimi güçlü hissetmeye çalışarak eve soktum Harold'ı. Güney yorulmuş olmalı ki koltukta oturuyordu. Harold'ı karşısındaki koltuğa oturttum. Bir bana bir Harolda bakıp;
"Arda sinir nöbetine girerken sen kavga mı ettin?"dedi.
"Ettim Güney. Sen burada kızlarla fingirdeşirken ben Çağrıyla kavga ettim. Bana kim yardım etti biliyor musun? Sapık deyip yanına göndermek istemediğiniz adam." diye bağırdım türkçe.
"Çağrı mı? Salim senin arkandan gitmişti. " deyince sinir bozucu bir kahkaha attım.
"Bil bakalım Salim kimmiş? Çağrının adamı. Beni daha fazla konuşturma benim için kavga eden birine yardım etmeliyim. " deyip odama çıktım. Arda yatağıma oturmuş elinden akan kanlara bakıyordu. İçime batsa da yüzüne bile bakmadan ilk yardım malzemelerini alıp aşağı indim. Arkamdan hıçkırık sesleri geliyordu. Ama kararlıyım. Eğer Harold olmasaydı ben bir ölüydüm. Güneye ;
"Al şunları Ardaya pansuman yap." deyip Harold'ın yanına oturdum.
"Nolmuş Ardaya?" dedi Harold türkçe.
"Türkçe biliyor musun?"
"Küçük kız kardeşimin son sevgilisi Türktü." Gözünden bir damla yaş aktı.
"O... öldü mü?"
"Evet. Adı Camerondu. Sana çok benziyordu. Bu yüzden seni ilk gördüğümde çok ağladım. Sen fark etme diye geç döndürdüm sandalyemi."
"Anladım. Peki nasıl öldü?"
" Adrenalin bağımlısıydı. Lunaparkta kemeri açık bir oyuncağa binmiş sevgilisiyle. Lunaparkın yanında deniz var. Oraya uçmuş. "
"Peki. Sevgilisinin adı neydi?"
"Arda Ilgıt. " dediği anda gözümden yaşlar indi. Ağlayarak;
"Kardeşinin resmine bir bakabilir miyim?"
"Al. Burada Ardayla. " Arda ve kız bardalar. Kızın herşeyi bana benziyor. Sadece boyu benden kısa. Ardaya baktım. Herzamanki siyahlarının yerine mavi ve taba rengi var. Gülümsüyor. İlk defa bu kadar canlı gülüyor. Resmi telefonuma aktarıp odama çıktım. Arda yanıma gelip;
"Çağrı sana birşey yaptı mı?" dedi sesi endişeliydi. Gülerek;
"Pardon. Ben sizi tanımıyorum. Biriyle karıştırmış olmalısınız. " deyip telefonu yüzüne çevirdim. Önce gözleri irilesti sonra ağlamaya başladı.
"Cameron!" diye fısıldadı.
"Evet Cameron. Arda Harold olmasaydı ..."
"O... burada mı?"
"Aşağı katta. " deyip banyoma koştum.
Neden Arda?O kadar erkek varken niye en şerefsizinden hoşlanırım ki?! Ağlamak yok. Değmez ona. Makyajımı tazeleyip aşağı indim. Sadece Güneye bakarak;
"Ben Bill'ın yanına gidiyorum. Bara falan uğrarım. " deyip öptüm yanaklarından.
"Erkeklerle oynayan Ada geri mı dönüyor?"
"Evet.Eğlence başlasın!" diye bağırıp dışarı çıktım. İçimdeki hız tutkusunu susturamayıp gazı kökledim. Birden önüme siyah bir araba çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUN
RomanceHer aşkın bir adı vardı ; Leyla ile Mecnun, Kerem ile Aslı, Romeo ve Juliet... Peki bizim aşıklarımız kimler ?