5

4.8K 226 16
                                    

"Ayça. Ayçaaa! " Adımı duymamla gözlerimi araladım. Araçtaydık hala ve yanımdaki Cemre yüzüme tip tip bakıyordu. Ön taraftaki Doruğunda sırıtarak baktığını görünce uyku sersemliğiyle:
"Noldu? Geldik mi? " Dedim ve gözümü ovaladım. Cemre gülerek:
"Geldik geldik de sen ki yatağında rahat edemeyen insan nasıl oldu da Kuzey'in kucağında mışıl mışıl uyudun? " Dedi. Başımı çevirmemle Kuzeyi görmem bir oldu. "Yaa ben burda mı uyumuşum? " Dedim. Ama hala uykuluydum ve sesim olduğundan daha yumuşak çıkıyordu.
"Hadi hadi gidelim artık. " Kuzey'in bunları demesiyle kapıyı açması ve birden dışarıya çıkması bir oldu. Birden dışarıya çıktığımız için soğuk hava beni ürpertmişti. Hafifçe titrememle refleks olarak Kuzeye daha da sokuldum. Cemre ve Doruk da arkadan sırıtarak geliyordu. Arkama dönüp sinirle parmağımı salladım:
"Ne gülüyonuz lan. Gülmeyin. Az uyumuşum. " Dedim sinirle.
"Öyle mi yapmışsınız? " Dedi Doruk alay edercesine ve Cemreyle çak yaptılar. O sırada evin önüne gelmiştik. Ben Kuzey'in kucağından inmeye yeltenirken Doruk:
"Dur kız dur. Sabah geldiğimde evde kısır görmüştüm. Bir tabak yemeden hayatta bırakmam sizi. " Dedi. Cemre de:
"İyi geçin bari. " Dedi ve Kuzey'in kucağında ben Kuzey ve Doruk içeri girdik. Sonunda Cemre de içeri girince aniden yüzüne baktım. Oda telaşla bana bakmıştı. Sonunda o:
"Laaaan! " Diyip salona koşunca Kuzey'in kucağından zıplayıp arkasından koştum. Ellerim hala titriyordu fakat umursamadan sehpa da yığılı olan kirli tabakları mutfağa yığdım. Ardından Cemre birşey hatırlamış gibi bana baktı:
"Onlar sabah geldiğinde gördü ki salonu. " Dedi ve oflayıp elini alnına vurdu. Bende koltuğa oturup ellerime bakmaya başladım. O sırada Doruk:
"Gelelim mi artık? " Diyince telaşla gelin dedim.

İçeri girdikleri sırada Kuzey ellerime bakıyordu. Sonunda yüzüme dönünce bende ona baktım. Gözüme bakarak yanıma oturdu. Doruk da:
"Sizi siziii! Bak bak şunlara Cemo! Çifte kumrular sizi. " Diyip kahkaha attı. Ona kaşlarımı çatarak baktığım sırada Cemre içerden:
"Ayçaaa! Gel şu tabakları ikram et ya. " Diyince oflayarak içeri girdim. Elime kısır tabağını tutuştururken sırıtıyordu.
"Ne sırıtıyon olum. " Dedim. Oda dönüp:
"Kuzeyle ne iş? " Dedi ve göz kırptı. Bende umursamazca:
"Can borcum olan bir kardeşim. İlerisi yok. " Dedim ve salona girdim. O sırada Doruk benim film koleksiyonumu kurcalamakla meşguldü. Kuzeye tabağı verirken ona dönüp:
"Şimdi o elindeki kutuyu bırak ve yerine geç. " Dedim. Oda yüzüme bakıp:
"Yapalım mı kız bir film gecesi? " Dedi. Sesi oldukça neşeliydi. Cemre de o sırada içeri girmişti.
"Kısır diye girdin film diyorsun şimdi de. Senin amacın ne açık konuş Doruk. " Dedi. Sesinde alay vardı. Doruk da ciddiyetle:
"Benim amacııııım..."
"Otlanmak lan amacın. Başka amacın mı var senin. Beleşçi! " Dedi Kuzey o sırada.
Doruk ise ona gözlerini kısıp sinsice bakarak sırıttı:
"Benim amacım Ayçayı yengem almak. " Dedi. Kuzey de gayet rahat:
"Doğru aslında Burak sap. " Dedi ve kısırı ağzına kattı. Bense bir Doruğa bir Kuzeye bakıyordum. Cemre de beni bu zor durumdan kurtarmak için:
"Senin amacından bize ne canım. Hem sen film izliycem dedin devamını getirmedin. Ne izleyelim? " Diyerek Doruğun yanına çöktü. Elleriyle kutuyu deşmeleriyle gözlerimi kocaman açıp:
"Yaa onlar bir düzenle koyulmuştu. Ayıp yahu. Gitmişsiniz dağıtmışsınız. " Dedim ve yanlarına çöktüm. Üçümüz kutuya bakarken Kuzey:
"Şimdi korku filmi izlemek vardı da siz korkarsınız şimdi. " Dedi. Biz üçümüz de kutunun başında ona tip tip bakmaya başladık. Sonunda hepimiz izleriz gibisinden şeyler söyleyip koltuğa oturduk. Üç kişilik koltuğa Doruk ve Kuzey oturunca ben her ne kadar tekli koltuğu kapmaya çalışsam da Cemre son anda bir atakla koltuğa kurulmuştu. Oflayarak erkeklerin arasına oturdum. Filmi başlatacağımız sırada Cemre de koltuğu bizimkine birleştirip ışıkları kapattı.

"Kızım kaçsana şurdan yaaa. " Cemre sinirle elindeki mısırları televizyona fırlatıyordu. Sonra bize dönüp:
"Mal bu kız ya. Ama güzel bak. Sonra böyle mal kızları güzel diye alıyorlar. Bizim gibi zekiler de evde kalıyor. " Hepimiz konuyu buraya nasıl getirdiğini anlamak için yüzüne bakarken birden ekranda beliren canavarla Doruk bağırdı:
"Ohaaağğ nasıl çıktı o ordaaan! " Ardından tam sakinleşmişken çıkan diğer bir yaratıkla bu sefer korkuyla sıçradı.
"Napıyon Doruk ya? Ezildim off. İn üstümdeen! " Tepemde ki Doruğu gören Kuzey gülerek:
"Kisinlikli kirkmiyciz Kiziy. " Sesini incelterek bizi taklit etti. Cemreyle kötü bakışlarımızı atarken Doruk hala koluma tutunmuştu.
"Bırakıcan mı kolumu? " Diyip kolumu silkerken Kuzey beni kolunun altına aldı. "Bırak lan kızı! " Diyip beni daha da kendine çekerken Doruk:
"Sahiplenici tavırlaar. İlginç! " Dedi. Cemre de elindeki mısırı kafamıza fırlatıp:
"Bi susun ya. Mal kızı yiyor canavar. O anı görmem lazım ama susmadığınızdan odaklanamıyorum. " Dedi ve önüne döndü.
"Buda ayrı manyak. " Diyip elimle onu gösterdiğim sırada Doruk gerinerek üstüne battaniyeyi çekti.
"Ben yatıyorum gençlik. " Dedi ve kafasının altına yastığı çekti. O sırada bende filme odaklanmıştım.

Film bittiği sırada Cemre gürültüyle yere düştü. Baktığımda uyku sersem olduğunu fark ettim.
"Uyumuşum ya. " Diyip gözünü ovuşturarak kalktı ve "Ayça ben odama geçiyorum. " Dedi ve gitti. O sırada Kuzey de uyanıktı. "Doruk. Kalk da gidelim şurdan. " Dedi. Bende:
"Yok kalabilirsiniz. Baksana saat de geç olmuş. " Dedim. Saate ardından yüzüme baktı. "Peki." Dedi. Sonunda cesaretimi toplayıp:
"Kuzey." Dedim. Yüzüme baktı bir süre. "Otursana konuşalım biraz. " Diyip koltuğa oturdum. Oda oturunca:
"Orda... Yani arabada. Sanırım biraz saçmaladım. Ama tek birşeyde çok ciddiydim. Sen benim hayatımı kurtardın Kuzey. Senelerce babam beni niye sevmiyor diye kendimi o kadar sorguladım ki. Sonunda içimdeki minicik bir nokta olan o karanlıkta kayboldum. O karanlıkla o kadar çok ve o kadar çok kez yüzleştim ki. O karanlıkta kayboldum artık. Ve seneler sonra tam yenildiğimi kabul edecekken sen beni ordan çekip kurtardın. Orda kalsaydım o karanlıkta yok olacaktım ben. Ama sen geldin ve kurtardın beni. Sna o kadar minnettarım ki. Teşekkürler. "
Uzunca gözlerime baktı.
"Asıl ben sana teşekkür ederim. Artık kokusunu duymak için bir gün daha yaşamaya değecek biri var hayatımda. Tıpkı benim gibi inatçı biri var sayende hayatımda. Çok teşekkür ederim Ayça. "
Sözleriyle gülümsedim.
"Gülümsemesi güzel o kadar çok insan gördüm ki. Ama sen... Farklısın. Kendi karanlığımda seni yok etmeye kıyamayacağım kadar farklısın. "

Yorgunlukla gözlerimi ovuşturdum. Gel dercesine kollarını açtı. Kafamı göğsüne yaslayıp gözlerimi yumdum. Kuzey elleriyle saçlarımı kulaklarımın arkasına aldı. Yavaş yavaş sesler azalırken son duyduğum ses:

"Kıyamayacağım kadar güzel olduğun için teşekkür ederim. "

Yeni Okulum (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin