Sıkıldığımı belli eden bir bakış attım Cemreye. Oda bana kaşlarıyla bende demeye çalıştı.
Hastanede ben hıçkıra hıçkıra ağlarken birden herkes odadan çıktı. Kıpkırmızı gözlerimle onlara bakarken Kuzey'in annesi gayet abartı bir şekilde ne olduğunu sordu. Bende annemin ölümünü anlattım. Keşke anlatmasaydım. Kadın beni gelini gibi görmeye başladı. Cemre olaya Yalın gibi sırıtarak yaklaşmamıştı ama. Çünkü beni tanıuordu. Çok iyi tanıyırdu. Şimdi hep birlikte Kuzeylerin evinde oturuyoruz. Ülkü teyze ve Okan amca yan yana mutlu bir şekilde bizi izliyorlar. Daha doğrusu Okan amca bize pek öyle bakmıyor. Onlar olduğu için mecburen Kuzey'in kolunun altındayım. Artık böyle oturmaya alıştığımız için taksiyle gelirken bile böyle gelmiştik ve ben orda da ağlamaya devam etmiştim. Uzun süredir içimde biriken herşeye tek tek ağlarken Kuzey de pek bir ses çıkarmamıştı belki de kafamı dinlemem gerektiğini düşünüyordur.
Cemre ve Doruğun hali ise tam bir komediydi. Yan yana hele bizim gibi kol kola gelmek için ne kadar çaba sarf etseler de olmuyordu bir türlü. En sonunda eve gelip koltuğa oturunca Cemre başını omzuna koydu da bu işkence sona erdi. Cemre kafasını koyduğu yerden Kuzeyi bakışlarıyla delmeye çalışıyor. Kuzey birkaç kez onun bakışlarıyla karşılaştı ve gülmemek için kafasını saçlarıma gömdü.
Sonunda bu uzun süren sıkıcı havayı Ceydanın sorusu böldü.
"Anne İstanbul'da olan o Galata Kulesi'ne gitmeyecek miyiz? "
Ülkü hanım kafasını olumlu anlamda sallayıp Okan beye döndü. Okan amca sanki saatlerdir bunu bekliyormuş gibi hıxla ayağa kalktı ve hepimizle vedalaşıp ailesiyle dışarı çıktı. Sonunda onlar dışarı çıkınca Cemre kafasını hızla Doruğun omzundan çekti. Bende yavaşça Kuzey'in kolunun altından çıktım. Cemre:
"Az önce noldu? " Diyince kafamı Yalına çevirdim. Koltukta uzanmış güzel güzel bize bakıyordu. Bende sabahtan beri herkesin yaptığı gibi bakışlarımla onu öldürmeye çalışıp gözlerine baktım. Sonunda Yalın:
"Yenge tamam sakin bakışlarınla beni 32 yerden bıçaklama girişimini bi kenara bırak ve sevgilinle ilgilen. " Ne dediğini sanıyordu bu Allah için! Sinirle bir nefes alıp kafamı aşağı eğdim ve bacaklarımı koltuğun üstüne çektim. Kollarımla bacaklarıma sarılıp kafamı oraya gömdüm. Cidden çok yorgun hissediyordum. Cemre:
"Hadi bu Yalın bi saçmalık uydurmuş sen niye böyle bişey yaptın Kuzey? " Dedi Kuzeye bakıp.
Kuzeyse omzunu silkip:
"İçimden geldi sanırım. " Dedi ve bana döndü. Kafamı kaldırmış bir Cemreye bir ona bakıyordum. Sonunda Kuzey tekrardan:
"İyi misin Ayça? " Diyip elimi tuttu. Benim yerime Cemre cevap verdi.
"Baban ona oğlunun katili gibi davranmasa eminim daha iyi olurdu. "
Haksız sayılmazdı ama tek sebebi de o değildi doğrusu. Kuzey:
"Sadece Yeşim olayından sonra çevremdeki kızlara biraz önyargıyla bakıyor. Ama senin bu yüzden üzülmeni istemiyorum. " Dedi ve kafamı kucağına çekti. Şimdi kafam bacaklarında tavana bakıyordum. Doruk nihayet ağzını açıp konuşma zahmetine girdi ve ortamı neşelendirdi.
"Oooo ortam romantik oldu. Yalın seni odana götürelim bizde Cemoşla pizza yemeye gidicez. " Dedi ve Yalının yanına gitti. Yalınla yavaş yavaş çıkarken bende doğrulmuş onları uğurluyordum. Cemre son kez yüzüme bakıp aniden sarıldı. Bende ona kollarımı sardığımda kulağıma:
"Kendini sakıp daha fazla üzme. Ben o sert kimseyi umursamayan Ayçayı istiyorum. Bu duygusal kız hiç bana göre değil." Diye fısıldadı. Bende bunu duyunca gülümsedim ve:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Okulum (DÜZENLENİYOR)
Novela JuvenilKendime mektup: Ben Ayça. ̶A̶d̶ı̶m̶ ̶b̶u̶ ̶m̶u̶ ̶g̶e̶r̶ç̶e̶k̶t̶e̶n̶ ̶ Anne ve babamın biricik kızı Ayça. ̶A̶n̶n̶e̶s̶i̶n̶i̶ ̶ö̶l̶d̶ü̶r̶e̶n̶ ̶A̶y̶ç̶a̶ ̶ Onların gurur kaynağı olan tek çocukları, benim. ̶G̶u̶r̶u̶r̶ ̶d̶u̶y̶a̶m̶a̶y̶a̶c̶a̶k̶l̶a̶r̶ı...