Beril
İçeride yükselen seslerle birlikte yutkunup yerdeki telefonumu aldım. Bir an önce buradan çıkmalıyım diye içimden geçirip yavaş adımlarla salon kapısına vardım. İçeride birbirine bağıran Ayça ve Doruğu es geçip Kuzey'in yanına geçtim. Yanına oturmamı işaret eden bir el hareketi yapınca kafamı olumsuz anlamda sallayıp titreyen elimle gelmesini işaret ettim. Benim bu halim onu da korkutmuş olmalı ki başıyla beni onayladı ve hızlıca elimi tutup salondan çıkardı. Tekrar mutfağa vardığımızda başıyla bana anlatmamı işaret ediyordu. Bir yandan da içeriden bize seslenen seslere sert bir dille önemli bir şey konuştuğumuzu anlatıyordu. Ağzımı zar zor açıp:"Annem ve babam kaza geçirmiş. " Diye mırıldandım. Benim bunu söylememle yüzünden bir saniyelik korku gece şaşkınlık gezindi. Ardından benim de durumumun iyi olmadığını anladı ve güç vermek istercesine kolumdan tutup bir yandan mutfaktan çıkarmaya çalışıp diğer yandan da:
"Tamam sakin ol sen. Ben şimdi seni oraya götüreceğim." Dedi ve kapıyı açtı. Kapı sesiyle içeridekiler kavgayı kesip yanımıza kadar gelmişlerdi. Ayça soğuk bir sesle:
"Bu şekilde gidemezsiniz. Nereye gidiyorsunuz? " Diye sordu. Bir yandan da tırnaklarını Kuzey'in kollarına batırsrak onu tutuyordu.
"Bi rahat bırak be. Tek sorun sizin sorununuz sanki. Kızın ailesini kaza geçirmiş. Oraya gidiyoruz. " Deyip kolundaki elden bir çırpıda kurtuldu Kuzey. Bunu duymasıyla Doruk da önemli fırladı.
"Bende geliyorum. " Deyip Kuzey'in kolundaki beni aldı ve saçlarımı düzeltip:
"Biz yanındayız. Ailene de hiçbir şey olmayacak. " Dedi ve güç verircesine sarıldı. Kuzey de yüksek sesle telefonla konuşuyordu.
"Arabalarından biri lazım diyorum sadece. Berilin ailesinin durumundan haberin var mı senin? " Babası olduğunu tahmin ettiğim adamın daha da bağırmasıyla Kuzey sinirle telefonu adamın suratına kapattı. Ardından hemen bir taksi çağırıp yanımıza geldi. O sırada kapıdan koşar adım çıkan Yalın bize bağırıyordu.
"Yedek kıyafet falan var bu çantada. Bende geliyorum. " Dedi ve ayakkabısının bağcığını bağlamaya koyuldu. Gelen taksiyi gören Doruk beni taksiye soktu. Arkamızda kızların birisini aradığını duyabiliyordum. Yalın hıxlı adımlarla yanlarına gidip onların durumunu öğrendi ve birkaç şey söyleyip yanımıza geldi. O sırada Doruk önce koltuğa oturup hastanenin adresini veriyordu. Yalın da gelip yanıma oturunca araç hareket etti. Ben diğer yanımda oturan Kuzey'in omzuna yatıp sessiz sessiz göz yaşlarımın akmasına izin verirken Kuzey kıpırdandı. Kafasını tam anlamıyla Yalına çevirince kafssıyla arkayı işaret etti. Sanırsam ardından kızların ne olacağını soran birkaç göz Hareketi yaptı ve Doruğun dudaklarını oynatarak:
"Gelecekler." Demesiyle Kuzey başıyla onu onaylayıp tekrar kıpırdandı. Bu sefer de benim başımı okşuyordu. Bir yandan da onların yaşayacağını söyleyen kelimeler sarf ediyordu. Susmasını istiyordum. Yalnız kalmak ve sessizlik. Bu durumda yalnız kalamayacağıma göre sessizlik iyi olabilirdi. Onu başımla onaylayıp parmağımı dudağıma götürdüm. Sessiz olmasını istediğimi anlamış olacak ki oda beni başıyla omayladı. Ardından dudaklarımda asılı kalan parmağımı alıp avuç içime bir öpücük kondurdu. Bu hareketiyle engellemeye çalıştığım göz yaşları gözlerimden akmaya devam etti. Sonunda taksi durup uzun sessizlik bittiğinde burnumu çekip başımı kaldırdım. Kapıyı açtılar ve yavaş adımlarla dışarıya çıktık. Aynı adımlarla içeriye girdiğimizde kollarımdan tutan Yalın ve Kuzey Doruğa danışmadan nerede olduklarını öğrenmesini söylediler. Doruk koşar adım danışmaya gidip bilgileri aldı ve aynı koşar adımlarla yanımıza geldi.
"Ameliyathane." Deyip parmağıyla soldaki koridoru işaret etmesiyle aynı koşar adımlarla oraya gittik. Arkamızdaki Doruğun:
"3. Kapı. " Dediğini duymamla hemen sağımda bulunan cam kapıya dayandım. Benim tırnaklarımla zorlayarak cam kapıları açma çabam bir işe yaramayınca Kuzey arkamdan gelip beni yanına çekti.
"Sakin olmalısın. Ameliyatta olduklarına göre oraya giremezsin. Sadece bir doktorun gelmesini bekleyelim, tamam mı? "
Başımla onu onaylayıp sıkıntıyla bir nefes verdim. Önüme gelen saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırıp kapının karşısındaki koltuğa oturdum. Kuzey ve Yalın da iki yanımdaki koltuklara otururken Doruk karşımızda ayakta dikiliyordu. Aklıma onları belki de son kez bir tabutta görebileceğim ihtimaliyle dolan gözlerimdeki yaşlar akmaya başladı. Biraz sonra aklıma tek tük anılarımız gelirken göz yaşlarım da artmıştı. Hıçkıra hıçkıra ağlarken omuzlarım sarsılıyordu. Kuzey ve Yalın iki yanımda beni sakinleştirecek sözler söylerken seslerini boğuk bir şekilde duyuyordum. Gözlerimi silmek ister gibi ellerimi kaldırdım ve suratımı kapattım. Az sonra Kuzey'in kollarımı indirmeye çalıştığını fark edince yüzümü tırnaklarımla deştiğimi fark ettim. Yüzümdeki sızı da bunu kanıtlıyordu. Tırnaklarımın her birinin açtığı küçük çiziklerden suratım yanarken göz yaşlsrım da yanma hissini arttırıyordu. Kuzey başını eğip yanımdan kalkarken Yalın da beni omzumdan çekmiş göğsüne yaslıyordum. Saçlarımı okşayan elleri altında göz yaşlarım daha da arttı. Ellerinin titrediğini hissediyordum. Biraz olsun yüzümdeki sızı azalınca başımı kaldırdım. Doruğu görememiştim. Yanımda oturan Urası ve onun yanında ayakta bekleyen kızları görünce ne kadar süredir burada olduklarını tartıyordum aklımda. Burnumu çekip Yalının göğsünden doğrulunca Uras da sırtını dikleştirdi. Yaşlı gözlerle ona bakarken büyük elı suratıma indi. Yavaş yavaş gözlerimi silerken uyuşmuş gibiydim. Az önceki duygu patlamasının üstüne sanırım enerjim tükenmişti. Yalın bir bize birde kıridora bakarken bende gözlerimi koridora çevirdim. Kuzey ve babasını orada gördüğümde gözlerim tekrar dolmaya başlamıştı bile. Kırmızı gözleriyle yanıma kadar gelen Kuzeyi görünce ağzımdan bir hıçkırık kaçtı. Onun da ağzından bir hıçkırık kaçmasıyla Okan dayım eliyle gözlerini kapattı. Onun da gözleri yaşlıydı. Başımı arkaya atıp duvara yasladım. Herşey üst üste geliyordu. Kaç dakika geçtiğini bilmesem de çok da fazla geçmeden ameliyathane kapısı açıldı. Gözlerimi silip adamın yanına giderken adamın yüzü gülüyordu. Kötü bir haber almayacağımı tahmin edip rahat bir nefes aldım.
"Hastaların durumu iyi. Çok zor atlattılar gerçekten. " Adamın sözleriyle yanımdaki Kuzeye sarıldım. Oda bana sıkı sıkı sarılırken bu sefer mutluluktan ağlıyordum. Bu sırada da dayım ve doktor konuşmak için gitmişlerdi. Kuzeyden ayrılınca gözlerimdeki yaşları sildim ve hepsine gülümseyerek baktım. Ayça elı çenesinde kızarık gözlerle yanıma geldi.
"İkimizin adına da özür dilerim. " Diyip bana sarılınca bende ona sarıldım. Sanırım dargınlık buraya kadardı. Yarınımızın belli olmadığını fark ettiğimizde akıllanıyorduk. Ortamdaki kederli hava dağılırken Doruk Ayçayla aramıza girdi ve omuzlarımıza kollarını atıp neşeyle:
"Siz şişmiş yüz lerinizi yıkayın bakayım bir. Ondan sonra da bir güzel kahve alalım. " Dedi ve ikimizin sırtlarımızı sıvazlayıp kendinden ayırdı. Başımla onu onaylayıp Ayçayla lavaboya gittik.
Bölüm bu kadar geciktiği için özür dileyip kısacık bir bölüm bırakıyorum. Oy verip yorum yapmanız ve gördüğünüz eksiklerimi yazmanız beni çok mutlu eder. İyi tatiller!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Okulum (DÜZENLENİYOR)
Teen FictionKendime mektup: Ben Ayça. ̶A̶d̶ı̶m̶ ̶b̶u̶ ̶m̶u̶ ̶g̶e̶r̶ç̶e̶k̶t̶e̶n̶ ̶ Anne ve babamın biricik kızı Ayça. ̶A̶n̶n̶e̶s̶i̶n̶i̶ ̶ö̶l̶d̶ü̶r̶e̶n̶ ̶A̶y̶ç̶a̶ ̶ Onların gurur kaynağı olan tek çocukları, benim. ̶G̶u̶r̶u̶r̶ ̶d̶u̶y̶a̶m̶a̶y̶a̶c̶a̶k̶l̶a̶r̶ı...