Selam millet! 3k olmuşuz. Bu bölüm yayınlandığında büyük ihtimalle sayı artar ama siz yine de tam 3k gibi düşünün. Bunun için okuyan herkese çok teşekkür ederim. Keyif alarak okuyorsanız ne mutlu bana.
Kuzey
Hızla kızların evine geldik. Parmak izi gibi işleri Ilgazın adamları halledecekti. Bu yüzden bende yakındaki tüm dükkanların kameralarını kontrol etmekte buldum çareyi. Evin kapısını ve yolu görebilen bir kamera olmak zorundaydı. Fakat adamın tüm o kameraları dondurduğunu da düşünmüyor değildim. Hep birlikte telaşla etrafa göz gezdirmeye başladık. Evin hemen önündeki bir direk de kamera bulunuyordu. Bunun görüntülerinin bulunması için polise gitmemiz gerekecekti. Ve adamın polisten korktuğunu sanmıyordum. Bu sadece Ayça ya zarar verme ihtimalini oluştururdu. Herkes kara kara düşünürken Beril:"Şu manavın içinde illa ki bir kamera vardır adamdan istesek ya görüntüleri. " Dedi. Onu başımla onaylayıp:
"Biz Beril ve Yalınla görüntüleri alalım. Doruk sende Cemre ile diğer dükkanlara sor. " Dedim ve onların onayını alıp manava girdim. İçerde kasanın arkasında 50 yaşlarında bir adam duruyordu. Hızla ona durumu anlatıp görüntülere ihtiyacımuz olduğunu söyledik. Bu kaçırılma olayının yayılmaması için arabamızın çalındığını uydurmuştuk. Adam anlayışla görüntüleri bize açmıştı. Yalnızca hızla yoldan geçen bir araba vaedı akşam saatlerinde. Plakasını öğrenmek için ayarlama işini Beril üstlenmişti. Elinden geleni yaptı fakat plaka net bir şekilde görünmüyordu. Sinirle elimi saçlarıma daldırıp dışarı çıktım. Doruk ve Cemre de karşıdaki bakkaldan yüzleri düşerek çıkınca hiç umut kalmadığını anlamıştım. Biraz sonra hepimiz Cemrelerin evinin salonunda oturmuş neler yapabileceğimizi düşünüyorduk. Herkes dalıp gitmişken hızla zil çaldı. İnat edercesine hızlı çalan zille herkes irkilmişti. Cemre kapıyı açtı. Koridorun ucundan heyecanlı bir kadının sesi duyuluyordu. Hepimiz merakla kapıya gittik. Kahverengi saçlı hafif balık etli bir teyze:
"Cemre evladım çok önemli bir durum var. Senin görmen gerek. Çok çok çok önemli. Hayat memat meselesi kız. Gel şuraya." Dedi ve Cemreyi kolundan sürüklereyek aşağı kata indirdi. Bende onların arkasından eve daldım. Kadın Cemreyi karanlık bir odaya soktu. Cemre:
"Aysel teyzecim n olduğunu bir anlatsan mı artık mı? " Diyince kadın odanın ortasındaki perdeyi araladı ve üzerinde üç koca monitörün bulunduğu masaya geçti. Hızla bir yerlere girmesiyle önümüzde tüm mahalleyi gösteren bir kameranın görüntüleri yer aldı. Bende meraklanıp Cemrenin yanına geçtim. Aysel adlı teyze:
"Dün akşam 1 civarı burda bir araba durmuş ve yaklaşık yarım saat beklemiş. Sonra da içerden Ayçayı çıkarmış. Kızın ağzı yüzü kapalı olduğu için size haber verdim. " Dedi. Görüntüleri bizim de görmemiz için açınca Ayçanın araca bindiğini gördük. Aracın plakası rahatlıkla görülebilecek bir açıdaydı. Cemre hızla plakayı alıp:
"Aysel teyze vallahi çok teşekkür ederiz. Şuan ne kadar önemli bir şey yaptığını bilemezsin. " Dedi. Aysel teyze:
"Ay bilmem mi kız? Resmen kızı kaçırmışlar. Zaten garibim her gün yorgun argın geliyor evine. O kör olasıca babasının işi hep bunlar. Neyse yavrum siz gidin arkadaşınızı kurtarın. Sonra da bir gün bana çaya gelirsiniz. " Dedi ve bizi kibarca kovdu. Cemreyle sessizce yukarıya çıktık. Eve girmemizle meraklı bakışlar bizi karşıladı. Cemre:
"Kuzey sen herşeyi anlatırsın. Bende Candan şu plakayı bulmak için yardım istiycem. " Dedi. Olanları hızla anlattığımda Doruk:
"Apartmana bak be. Kadın resmen her yeri kameralarla izleyen manyağın teki. Kim bilir daha neler vardır burada. " Dedi. Haksız sayılmazdı. Yorgunlukla gözlerimi yumup kendimi koltuğa attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Okulum (DÜZENLENİYOR)
Teen FictionKendime mektup: Ben Ayça. ̶A̶d̶ı̶m̶ ̶b̶u̶ ̶m̶u̶ ̶g̶e̶r̶ç̶e̶k̶t̶e̶n̶ ̶ Anne ve babamın biricik kızı Ayça. ̶A̶n̶n̶e̶s̶i̶n̶i̶ ̶ö̶l̶d̶ü̶r̶e̶n̶ ̶A̶y̶ç̶a̶ ̶ Onların gurur kaynağı olan tek çocukları, benim. ̶G̶u̶r̶u̶r̶ ̶d̶u̶y̶a̶m̶a̶y̶a̶c̶a̶k̶l̶a̶r̶ı...