Biz Sevgiliyiz

1.5K 66 18
                                    

Ayça
Sıkıntılı havayı dağıtmak için ağzımı açsam da aynı şekilde geri kapatmam uzun sürmemişti. Anlaşılan şuan Doruk da susuyorsa konuşmanın faydası olmayacaktı. Taksici adamsa radyoda sevdiği parçayı dinliyor, direksiyon üzerindeki elinin baş parmağını da ritme uydurup kafasını sallıyordu. O keyifle yolda ilerlerken bense onun keyifli bulduğu havanın beni öldürecekmiş gibi geldiğini düşünüyordum. Ne kadar garipti değil mi? Benim için çok zor olan dakikalar onun için çok normaldi. Radyoda sevdiği bir şarkı çalıyordu ve o an belki de hiçbir şeyi umursamadan müzik dinleyip zevk alıyordu hayattan. Bense kendimi iğrenç hissediyordum.

Bir kere bu kadar önemli bir kararı almak kolay değildi tabiki de. Varlığım, babamın varlığı ve annemin seneler önce silinen ama hala etkisi süren varlığı sayesinde ben kendimi ve diğerlerini korumak için bir karar vermek zorundaydım. Çok saçma değil miydi? Yalnızca bir lise öğrencisi olarak bu sorumluluk beni aşardı. Öte yandan ne arkadaşlarıma ne de onların sevdiklerine birşey olmasını istemiyordum.

Düşünmek yine başımı ağrıtmıştı. Bu yüzden de elimle alnıma masaj yapmaya başladım. Sınunda biraz daha dinen ağrı sayesinde baiımı diğer tarafa çevirebilmiştim. Dıruk da benden farksızdı. Gözünü pencereden dışarıya kitlemiş, kim bilir neler düşünüyordu.

Sonunda Kuzeylerin evine gıden yola girdiğimizde varmamıza az kaldığını anlayıp çantamı kucağıma çektim. Araba duraklayınca Doruk da kendine gelmiş yavaş hareketlerle araçtan inmişti. Taksinin parasını ödeyip bende indim. Konuşmamaya yeminliymişiz gibi yine ağzımızı bıçak açmamıştı. Kapılarına kadar geldiğimizde Doruk anahtarla kapıyı açıp benim girmemi bekledi. Kapı sesine koridora fırlayan Berili gördüm. Gözleri şişti. Ailesi ve Cemre nin dün yaptıkları eminim ki bir süre ona yeterdi. Gözlerini zor açık tutuyormuş gibi görüyordu. Yine de bize selam verip elimde sallanan çantamı aldı. O bizi beklemeden salona geri dönerken mutfaktan da Yalın çıkmıştı. Üzerindeki ceket ve pantolonu görünce:

"Nereye böyle? " Diye sordum. Hemen sormamın ardından kendime bir küfür edip:

"Çok üzgünüm Yalın. " Dedim. O ise bunu çok umursamıyormuş gibiydi.

"Bir şeyi yokmuş. Şimdi bir arkadaşının mı ne evinde kalacakmış o yüzden benden de gelmemi rica ettiler. Oraya gidiyorum. " Dedi ve tek bir kelime daha etmeden bizim girdiğimiz kapıdan dışarı çıktı. Doruk da onun alelacele çıktığını fark etmişti benim gibi ama umursamadan salona geçti. Bende salona girdiğimde herkesin burada olduğunu gördüm. Beril kafasını Kuzey'in omzuna yaslamış gözlerini yummuştu. Yanına oturup omzunu sıktım.

"Çok saçma kaçacak ama iyi misin? "

Gözlerini açmadan başını onaylar şekilde salladı. Bu sırada da Cemre tekli koltuklardan birinden bizi izliyordu. Ona gülümseyip yanındaki boş tekli koltuğa geçtim. Kimsenin konuşmayacağını anlayınca söze girdim.

"Sanırım bir karar vermem gerekiyor dostlarım. "

"Sana orada da söylediğim gibi o ihtimali asla düşünmeyeceksin Ayça. " Doruk daha fazla açıklamama fırsat vermeden sözümü kesti.

Kuzey de onun bu anı çıkışına şaşırmış olacak ki ikimize de bakıp:

"Ne olmayacak ve sen ne kararı vereceksin? " Dedi.

"O adamın Tolganın adamı olduğunu herkes farkında değil mi? Peki senin baban ve o lanet herifin nasıl bir bağlantısı olabilir sence Kuzey? "

"Ne ima ettiğini anlıyorum ama bu senin suçun değil. Adam sana da zarar verecekti. Kaçırmıştı seni. "

Haklıydı ama haklı olmaması gerekiyordu.

"Uzaklaşmam gerekiyor bir süre. Bunun cezasını hak etmeden çektiğimin farkındayım. Ama bunu yaşayan tek ben değilim ki. Onun çocuklarının halini görecektin Kuzey. Babalarının öldüğünü bile bilmiyorlar. Kadın perişan halde. Tek cezalanan ben değilim ki. "

Yeni Okulum (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin