NUR
Odamda çalışırken içerde kopan gürültüyle birden irkildim.Tam içerideki iki yamyama sessiz olmalarını söyleyecektim ki kafama gelen kumandayla sinirlenip ben de kavgaya dahil oldum.Yarım saatlik kavganın sonunda kendimizi koltuklara atıp birbirimize şizofren bakışlar atıp kahkahayı bastık.Yine aynı şeyi yapmıştık önce birbirimize girip ardından man yak gibi gülmeye başlamıştık.İşte biz buyduk.Nur,Sude,Hilal işte üç silahşörlerin kız versiyonları.Birden Sude ve Hilal'e dönüp kavgalarının amacını sordum.Sude bana dönerek
"Ben voleybol maçı izleyecekken bu salak kral şakir izleyeceğim diye tutturdu."
Hilal ordan söze atıldı
"Her gün senin maçlarını izlemekten rüyamda maçları yorumlamaya başladım.Ne var yani bugünde kral şakiri izlesem.""Of kızlar sizinle uğraşamam siz ne yaparsanız yapın burası çok havasız kaldı şu camları açın."diyip camları açtım ve ne göreyim binamıza yeni birileri taşınıyordu.O anda kafam dank etti binada sadece bizim karşı dairemiz boştu acaba kim taşınacaktı?
HİLAL
Kızlar sofra ne zaman hazır olacak diye sorduğumda Sude mutfaktan cırladı
"Gerizekalı zaten yemeği biz yaptık o kıçını koltuktan kaldır ve gel tabakları masaya götür."dedi.
Zorlada olsa Sude'den dayak yememek için mutfağa gidip tabakları alıp masaya dizdim.Yemeğimizi yedikten sonra Nur'un elime tutuşturduğu o iğrenç şeffaf çöp poşetini atmak için dışarı çıktım ve terliklerimi giydim.Elimdeki çöp poşetini sallaya sallaya inerken ayağım boşa geldi ve popomun üstüne düşerek aşağıya kadar gözlerim kapalı yuvarladım.Gözlerimi açtığımda karşımda gördüğüm o güzel pahalı ayakkabıya baktıktan sonra gözlerim yavaş yavaş o ayakların sahibi olan çocuğun yüzüne doğru baktım.Sanırım birine misafirliğe gelmişti.Çünkü bu kadar yakışıklı ve üzerinden de anlaşıldığı kadarıyla zengin birinin bu normal apartmanda başka işi olmazdı.Kaşlarını çatmış bana bakıyordu.Zaten bakılmayacak bir pozisyonda değildim.Ben rezil olmaya alışık olduğum için rahattım tâbi.Birden
"Yerde ne yapıyorsun?"dedi.Sesi çok güzeldi.Ona bakıp
"Ayakkabının köşesi tozlanmış onu görünce dayanamadım silmek için kendimi yere attım."dememle kaşlarını havaya kaldırdı ve hafif tebessüm etti.Sonra eski duygusuzluğunu yüzüne takarak kalkmama yardım etti ve bir şey söylememe izin vermeden ordan ayrıldı.Çöpü attıktan sonra eve çıktım.Kızlar oturmuş beni bekliyorlardı.Nur bana bakarak
"Neden geç kaldın bi çöpü atamadın mı?"
"Bi meteora rastladım o yüzden geç kaldım."
Kızlara kısaca olayı anlattıktan sonra biraz daha sohbet ettikten sonra uyumak için ayaklandık.
SUDE
Bir anda gelen tak tak sesleriyle uyandım.Koridordan sesler gelince kızlarında uyandığını anladım.Saate baktığımda gece bir buçuk olduğunu görmemle kaşlarımı çattım ve ayağa kalktım.Kızların yanına gittiğimde sorunun ne olduğunu öğrendim.Yan tarafımıza taşınan geri zekalılar gecenin bir yarısı duvara çivi çakıyorlardı.Tam kapılarına dayanacaktım ki kolumdan tutan Nur'a döndüm
"Sakin olalım önce güzelce uyaralım."dediğinde sinirlerim tepeme çıktı.
"Onlar gece gece beni uyandıracak bende onları güzelce uyaracağım mı güleyim de boşa gitmesin"dedim.O sırada Hilal'in gözleri fal taşı gibi açıldı ve buldum diye bağırarak mutfağa koştu.Geri geldiğinde elinde oklava vardı.Birden bire elindeki oklavayla duvara vurmaya başladığında gülmeye başladık.Bir süre sonra sesler kesildi ve daha gürültülü bir şekilde gelmeye başladı.İşte bu benim için bardağı taşıran son damla olmuştu.Hızlıca evden çıkarak yan kapıya dayandım.Kapıyı tekmelemeye başladığımda evin kapısı açılınca benim yaşlarımda,uzun boylu,esmer,yakışıklı bir çocuk çıktı.Ama şuan yakışıklı olması umurumda değildi umurumda olan tek şey kaçan uykumdu. Sinirle ona baktım ve konuşmaya başladım.
"Gecenin bu saatinde derdiniz ne?"Bana baktı ve anlamadığını belirterek kaşlarını çattı.Derin bir nefes alarak sakin olmaya çalıştım.
"Biz insanlar geceleri başkalarını rahatsız etmemek için gündüz duvara çivi çakarız." deyince gülerek bana baktı.Sabır dileyerek ona baktım.
"Daha sonra yapsanız olmaz mı?Yarın okula gitmemiz lazım."sırıtarak bakmaya devam etti ve sonra konuşmayı akıl etti.
"Hayır"Cevabını duyduğum anda sinir tüm bedenimi ele geçirmişti.Ona doğru yaklaştım ve yüzüne gülerek baktım bi anda kafa attığımda burnunu tutarak sinirle bana baktı.
Şu an yanımdaki gereksizle karşımdaki komiser amcanın bir saatten fazla süren konuşmasını dinliyorduk.Evet evet tahminleriniz doğru şu an karakoldayız.Apartmandaki kavganın ardından rahatsız olan birkaç şahıs tarafından şikayet edilip karakola düşmüştük.Sonunda komiser amcanın konuşması bitince teşekkür edip odadan çıktık.Kenardaki koltuklarda oturan bizim kızların yanına gittiğimde adını bilmediğim kavga ettiğim şahıs da arkadaşlarının yanına gitmişti.Kenardaki polislerin bana ve kızlara bakıp güldüğünü gördüğümde acı gerçek yüzüme çarptı.Nur,uzun siyah saçlarını at kuyruğu yapmıştı ve üzerinde pudra pembe olan gece uyumak için üzerine giydiği elbisesi vardı.Benim gece yatarken tepeden topuz yaptığım kahverengi saçlarım bozulmuştu üzerimde ise kırmızı şortlu geceliğim vardı.Hilal ise asıl utanç kaynağım olandı.Hilal'in kumral saçları dağılmış,gözlerine yarım yamalak taktığı göz bandı ve şortlu mickey mouslu pijamalarıyla uyukluyordu.İşin en kötü yanı Hilal'in uykusunun ağır olması ve uyandıktan sonra çarpılmışa dönmesiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HEPİMİZ DELİYİZ
Teen FictionLiseden beri arkadaş olan 3 kızın hayatındaki değişimlerle hayatı anlamaları ve birbirlerine sıkıca bağlanıp birbirlerinin aileleri olmasıyla başladı herşey;