VAB #4 Yaratık

110 13 52
                                    

Bacaklarım beni daha fazla taşıyamadığında yavaşlamaya başladım. Nerede olduğumu bilmiyordum. Aslında umursamıyordum da , akademiye geri dönmek istemiyordum. Kim bilir hakkımda neler düşünüyorlardır. Anabel kesin arkamdan saçma sapan şeyler söylemiştir. Kendisinin bir ailesi olmadığı için onun adına üzülüyordum. Anabeli akademinin önünde bulmuşlar söylenene göre öyle. Ailesi olmadığı için herkesi hor görmesi de gerekmezdi. Elbette onunda bir ailesi vardır ama sadece kim olduğunu bilmiyor o kadar. Her neyse...

Hava kararmıştı kalacak bir yere ihtiyacım vardı. Ama daha nerede olduğumu bile bilmiyorken güzel ve sıcak bir kalıcak yer bulamazdım. Yapılacak bir şey yoktu ormanda uyumam gerekiyordu. Ateş yakmak için küçük odun ve çalı parçaları topladım. Cebimden çakmağımı çıkartıp getirmiş olduğum çalı parçalarını yakmaya çalıştım. Küçük bir uğraştan sonra yakabilmiştim. Birkaç parça daha ağaç parçasını üstüne koydum. Sonunda biraz ısınabilmiştim.

Hava karanlıktı etraftan tuhaf tuhaf sesler gelmeye başlamıştı. Korkuyordum... Ama ne yapmam gerekiyordu bilmiyordum. Elim kolum bağlanmıştı. Sesler daha da çok şiddetlenmişti. Bir şeyin bana doğru geldiğini hissetmiştim. Bu benim daha da çok korkmama neden oluyordu. Acaba Alberto veya diyerleri mi diye düşünüp ayağa kalktım.

Birileri varmı yok mu diye etrafa bakmaya başladım. Kimse gözükmüyordu. Arkamda birinin varlığını hissettiğim de hızlıca arkamı döndüm kimse yoktu ama sanki birisinin gölgesini görmüştüm. Korkuyordum. Tekrar arkamda birini hissettiğimde hızlıca arkamı döndüm. Yine bir gölge daha o kadar çok korkmuştum ki seri bir şekilde arkama dönüyor ve devamlı olarak etrafıma bakıyordum.

Şiddetli bir şekilde gök gürlemesi ile korkudan gücümün yettiği kadar çığlık atarak başımı tutup dizlerimin üstüne düştüm. Ağlıyordum... Gök yüzünden küçük küçük su damlaları gelmeye başlamıştı. Ne kadar kendimi toparlamak istesem de buna gücüm yoktu.

Çok geçmeden yağmur şidetlenmişti. Etrafımdakinin kim olduğunu bilmesemde  şuanda bana çok yakın olduğunu biliyordum. Onu hissediyordum. Etraftaki seslerin bir kaç saniyeliğine susmasıyla ne olacağını anlamaya çalışarak beklemeye başladım. Sesler yine gelmeye başlamıştı. Bana yaklaştıkça sesi daha da sertleşiyordu. Bana ne yapıcaklarını bilmiyordum. Onları tanımıyordum yani hiç bir şey yapmamıştım. Benden ne istiyor olabilirlerdi ki.

Omzumda bir el hissettiğim de korkum biraz daha artmıştı. Kımıldayamıyordum , başımdaki kişi elini boynundan çektiğinde bir hamle yapmam gerekiyordu. Saldırıya geçmeliydim. Sonuçta ben güçlü bir kızdım. Kaç kişi olduklarını bilmesem de onları yenebilirdim. En azından denerdim.

Bir anlık cesaretim ile arkamda bulunan kişiye sağlam bir tekme attım. Bunu beklemediği için yere yığılmıştı. Ama çok geçmeden ayağa kalkmıştı. Ayaktaydım savaş pozisyonumu alıp diğer bir hamleyi onlardan bekledim. Çok geçmeden etrafımı sarmışlardı. Kim olduklarını kapşonlu pelerinleri yüzünden göremiyordum. Emin olduğum tek şey ise bu işin sonunun iyi bitmiyeceğiydi.

Ben bana saldırmalarını beklerken , onlar sadece el ele tutuşup büyü yapar gibi bir şeyler söylüyorlardı. Neden böyle yaptıklarını anlamamıştım.

Etrafımda ki yeşil ağaçların kurumaya başladığını görüyordum. Bu muazzam bir şeydi. Gerçek olamayacak kadar. Kuruyan yapraklar kuvvetli rüzgarın etkisiyle etrafımda uçuşmaya başladığında bunda bir tuhaflık olduğunu anlamıştım. İçim içime sığmıyordu.

Devamında ise içimde bir acı hissetmemle dizlerimin üstüne düştüm. Başımı geriye doğru atıp yukarıda ki ışığa baktım. Beyaz , görkemli ışık sanki içinde bir şey barındırıyor gibi görünüyordu.

VAB Akademisi ( Vampir Avcı Ve Büyücü Akademisi) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin