Delta | taegguk

7 | Aptal aşık .

exo grup üyelerinin telaffuzlarında yazım yanlışlarım olabilir . çünkü exo hakkında baya bilgisizim . zamanla düzeleceğim .

+400

:>

Taehyung kendine geldiği vakitlerde güneş , ışınlarını yüzüne doğru uzatıyordu . Huzursuzca kıpırdandığı sırada belinde hissettiği ellerle şiş gözlerini nasıl açtığını bilememişti . Gözleri ilk başta cam tavandan gözüken rahatsız edici güneşle ardından yerdeki kıyaferleriyle buluşmuştu . Üstelik üzerinde rahatsız edici saten bir elbise ve sadece boxer vardı . Ve burası da neresiydi tanrı aşkına ? Taehyung kafasındaki soruların yanıtını bulmak için ilk önce ona sarılan kişiden emin olmak istemişti . İçindeki kurdunu hissettiği için Delta olduğunu düşünüyordu. Fakat kurdu onu her zaman şaşırttığı için emin olmak da istiyordu . O olduğundan . Belindeki elleri yavaşça tutmuş ve küçük bir boşluk yaratarak arkasını dönmüştü .

Hafif şişmiş yüzü , normalinden daha büyük gözüken dudakları , ve kısa kirpiklerinin minik minik titreyişleriyle harika gözüküyordu Delta . Fakat hâlâ nerede olduklarını bilmiyordu . En son onun kucağında , sıcaklığıyla mayıştığını ve gözlerinin kapandığını hatırlıyordu . Ve gözlerini açtığındaysa bu kıyafetlerle , tanımadığı bir yerde , onun kolları arasında uyanıyordu .

Üstelik üzerindeki bu rahatsız edici gecelik neredeyse beline kadar açılmıştı ve Jeon ayak baş parmağıyla kendisinin bacağını okşuyordu . Bir kaç defa uyuyup uyumadığını kontrol etmek için elini gözlerinin önünde sallamış ve burnunu dürtüklemişti . Fakat bu hareketi Jeon'un yüzünü buruşturmasına ve ona daha sıkı sarılmasına sebep olmuştu .

" Hey , hey , hey...yavaş ol bakalım ." Taehyung ona yaklaşmış olan alnı yavaşça ittirmiş ve kollarının arasındaki boşluktan aşağıya doğru kayarak çıkmıştı . Jeon ise sanki onun gitmesini bekliyormuşçasına bütün yatağa yayılarak ağzını bir kaç defa şıpırdatmıştı .

" Şuna bak . Keçi boku..." Taehyung ,Jeon'a hayretle bakmış ve yerdeki kıyafet yığınını tekmeleyerek sessizce merdivenlerden aşağıya inmeye başladı .

" Burası da ne böyle ? " Taehyung gördüğü manzara ile büyülenmişçesine konuşmuştu . Büyük bir ihtimalle bulunduğu bu büyük ev bir ağaç-evdi . Kendini oldukça aşmış bir ağaç-ev .

Bulunduğu odayı dikkatle süzmüş ve ilk dikkatini çeken yere , kocaman siyah bir dikdörtgen kutuya ilerlemişti . Bu şeyin adını bilmiyordu ama duyduğuna göre şehirdeki herkesde bunlardan vardı . Köylerinde ise sadece bir kişide , o da Baş Alfa'nın sarayında bulunuyordu.

Daha sonra bakışlarını o kutudan çekerek oldukça kaliteli gözüken koltuklara ilerledi . Gri ve siyah tonlarındaki yumuşak koltuklar oldukça asil gözüküyordu ve odanın ortasındaki ağaç kavuğunun üzerindeki büyük camdan masa ile bir bütün gibiydi .

" Bunlar kaçıncı yüzyıldan böyle? " Taehyung masanın üzerinden eline aldığı garip şekillere sahip bardağı incelerken şaşkınlıkla sormuştu.

" 21. yüzyıldan . Ama sizin köyünüz 10. yüzyıldan kalmış olduğu için garipsemen normal . " Jeongguk üst kattan salına salına inerken bir yandan da tişörtünün altından göğsünü okşuyordu .
Yeni uyandığı için sesi boğuk çıkmıştı ve yüzü oldukça şiş duruyordu .

" Şu şey ne ? " Taehyung siyah kutuyu işaret ederek sormuştu . Jeon ise birkaç saniye kaşlarını çatarak ona bakmış ve " Televizyonu mu soruyorsun ? " demişti hayretle. Taehyung ise kafasını sadece 2 defa aşağı yukarı sallamış ve ayaklanmıştı . Televizyon denilen şeyin ne olduğunu daha sonra öğrenebilirdi .