En fazla üç saat uyumuştum ama gayet dinlenmiş bir şekilde uyandım. Cato ve Clove haricindekiler uyuyordu.
''Diğerleri de kalkınca, tekrar keşife çıkacağız.'' dedi Cato. Başımı salladım.
''Söylesene,'' dedi Clove, ''Asi kızımız nerede saklanıyor olabilir?'' Cato kolunu yavaşça dürttü. İşte başlıyorlardı.
''Hiçbir fikrim yok, beceriksizdir. Saklanamaz, tırmanamaz. Silah tutmak konusunda bile becerikli değil, eğitim sırasında görmüşsünüzdür.'' dedim.
''Peki o lanet olası on bir puanı nasıl aldı?'' Cato, benden çok kendine soru sorar gibiydi.
Marvel ve Mermaid de uyanmıştı. Mermaid, Glimmer'ı ve ismini bilmediğim 3. Mıntıka haracını da uyandırdı. ''Onu bulmamıza öyle ya da böyle yardım edeceksin?'' dedi Clove. ''Yoksa ne işe yararsın ki?'' Bu sefer Cato'dan sert bir dirsek yedi.
3. Mıntıka çocuğu nöbetteydi ve diğer altımız - ben ve kariyerler - ''keşif'' için yola çıktık. Glimmer, tuhaf ve kulağa aptalca gelen bir şarkı söylüyordu. Cato, kolunu Clove'un omzuna atmıştı. Aralarında bir şeyler döndüğüne yemin edebilirdim.
Birden bire olduğum yerde donakaldım. Bir şey, beni buna zorlamıştı. Tam da olmamam gereken yerde, yapmamam gereken şeyi yapıyordum. Onlara verdiğim sözü istemeden de olsa tutmuştum. Katniss, yaklaşık birkaç metre ötede, hızla ağaca tırmanıyordu. Bizi fark etmişti ve kaçış yolu olarak gördüğü ağacın, şimdi en tepesindeydi.
Hepimiz gelip, ağacının altında durduk. Yüzüne bakmaya cesaret edemiyordum. Tabii ki bir planım olduğundan habersizdi ve kim bilir benim ne kadar pislik bir herif olduğumu düşünüyordu. Onun gözünde de hainin tekiydim.
Hepimize hitaben, ''Nasılsınız bakalım?'' diye sordu. Gülümsüyordu. Aklını mı kaçırmıştı acaba?
Cato, ''İdare eder,'' dedi. ''Ya sen?''
''Bana göre biraz fazla sıcaktı.'' diye yanıtladı, Katniss. ''Yukarıda hava daha güzel. Neden siz de gelmiyorsunuz?''
''Sanırım ben geleceğim.'' dedi Cato.
Glimmer, elindeki yayı ve ok kılıfını uzattı. ''Bunu da al Cato!''
Cato, yayı iterken ''Hayır,'' dedi. ''Kılıcımla daha iyi iş görürüm.'' Ve beceriksizce ağaca tırmanmaya başladı ve sadece birkaç dakika sonra poposunun üzerine düşüverdi. Ayağa kalkarken, kabaca küfürler savuruyordu. Kahkahamı, büyük bir öksürüğe dönüştürmeyi başardım. Cato, öfkesini bizden çıkarmaya çalışıyordu. Bir yandan da alacakaranlık çökmek üzereydi. Hem Katniss'e zaman kazandırmak için, hem de kaçması için bir mucize umarak, ''Bırakın orada kalsın,'' dedim. ''Bir yere gidebileceği yok zaten. İcabına yarın bakarız.''
***
Katniss, icabımıza baktı. Gözlerimizi, kafamıza düşen, daha doğrusu Katniss'in aşağı attığı koca bir kovan zehirli -ya da her ne mutasyonal özelliği varsa- arılarla açtık. Herkes, delirmiş gibi, arılarla sarılı bedenleriyle oradan oraya koşmaya başladı. Cato ve Marvel'ın nehre doğru koştuğunu ve Glimmer ile Mermaid'in de yere yığıldığını gördüm. İki top sesi duyuldu ve yaşayan bütün arılar, kurumuş çiçekler gibi yere düşüp ölüverdiler. Mızrağımla çalıların arasına dalıp, arıların geri dönme ihtimaline karşın saklanırken Katniss'i gördüm. Glimmer'ın ölü bedenine eğilmiş, bir şeyler yapıyordu. Evet. Ok kılıfı ve yay.
Çalıların arasından hızla çıkıp, yanına gittim. Pek fazla kendinde görünmüyordu. Birkaç yeri arılar tarafından sokulmuştu ve gözlerini kısarak bakıyordu. Omuzlarından tutup sarsarak, ''Koş!'' diye bağırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PEETA'NIN GÖZÜNDEN AÇLIK OYUNLARI
FanfictionEvet, koskoca 384 sayfalık Açlık Oyunları, baştan sona Peeta'nın gözlerinden. Peeta'nın toplama gününden önceki hayatı ve Oyunlar, Katniss'e olan aşkı, aile hayatı, fırın ve Delly Cartwright... Ekmekçi çocuğun iç dünyasına yolculuk yapmaya hazır mıs...