20. Ressam (FİNAL)

1.7K 83 13
                                    

İstasyonda bekleyen, Capitol'lüler kadar olmasa da coşkulu bir kalabalık vardı.  Ve belediye binasında görevli olan birkaç kameraman... En ön sıralarda bekleyen Thierry, Delly ve babamı seçtim fakat annem gelmemişti. Fırında yapacak işleri vardı herhalde. Katniss'i bekleyenler tam kadro oradaydı. Bayan Everdeen, Prim, Madge ve Gale. Gelmemesi şaşırtıcı olurdu doğrusu. Katniss, elimi tutmaktan terleyen elini çekti ve onlara doğru koşmaya başladı. İlk önce Prim'e sarıldı, sonra annesine Madge'e ve... Gale'e bakışlarını görmeliydiniz. 

Koşarak bana doğru gelen Delly'yle çarpışmayla karışık bir kucaklaşma yaşadık. Herkes gerçekten mutluydu, benim dışımda. Ailelerimiz ve karşılamaya gelenler ikimizin de etrafını sarmıştı. Mutlu bir çift imajı vermeyi sürdürüyorduk. Thierry ve babam cesaretimden dolayı beni kutlamışlardı fakat eve gittiğimizde hayal kırıklığına uğrayacaklardı. Gerçeği ailemden de saklayacak değildim. Kameramanlarla birlikte çalışan muhabirler, Gale'in koluna girmiş olan Katniss'e sadece bir kardeşi olduğunu sandıklarını söylediler. Katniss, Gale'i kuzeni olarak tanıttı. Ah, gözlerimi devirmemek için kendimi zor tuttum.

  Sonraki durağımız belediye binasıydı. Orada çok fazla kalmadık. İkimize de mıntıkanın mütevazi şampiyonluk madalyalarından ve Galipler Köyü'ndeki evlerimizin tapularını verdikten sonra yola koyulduk.

5 HAFTA SONRA

Okuldaki ve aile hayatımdaki yerimde gözle görülür bir değerlenme olmuştu. Annem, taze çöreklerle geliyor, arkadaşlarım Delly  ve benimle sohbete katılmak için can atıyordu.  Benimse okulda tek düşünebildiğim, gelecek senelerde çocuklardan hangilerine Oyunlar'da akıl hocalığı yapmak zorunda kalacağımdı.  Katniss'in de bunları düşündüğüne emindim. Galipler Köyü'nde, karşılıklı evlerde yaşıyorduk. Onu eskisinden daha sık görüyordum, tabii bu görüştüğümüz anlamına gelmiyordu. Sabahları erkenden, avlanmaya gittiğini duyuyordum ve görünmemeye çalışarak camdan onun gidişini izliyordum, bazen de okulda yemekhane sırasında ve ortak olan derslerde...  Oyunlar'ı kazandıktan sonra varlık içerisinde olmamıza rağmen hala avlanıyordu. Belki de ormanı Gale ile buluşmak için yarattığı bir fırsat olarak görüyordu. Ormanda buluşup buluşmadıklarından emin değildim fakat etrafta çok fazla görülmemeye dikkat ediyorlardı. 12. Mıntıka'da Capitol ve Snow için çalışanlar olabilirdi. Zaten Gale okulu bırakmış ve madenlerde çalışmaya başlamıştı. Haymitch de galipler köyündeki diğer komşumuzdu. Katniss, ailesi ile yaşarken benimkiler Şehir'deki evde kalmaya karar vermişlerdi. Fırınla ilgilenmeleri gerekiyordu, haftada bir kez birlikte akşam yemeği yiyorduk ve okuldan sonra çoğunlukla fırında oluyordum. Yalnız yaşamayı seviyordum, yeni komşularımı da... 

  Döndükten sonra hiçbir şeyin arenadaki gibi olmayacağını tabii ki biliyordum fakat Katniss'in benimle tek kelime dahi etmeyeceğini bilemezdim. En azından arkadaş olabileceğimizi umardım. Oraya birlikte gitmiştik ve birlikte gelmiştik. Birbirimizin hayatını kurtarmıştık. Gerçekten onu özlüyordum ve gururuma yenik düşüp, kapısını tıklatacağım anı bekliyordum. Bana yaptığı koca bir haksızlıktı.

Kapının çalmasıyla düşüncelerimden sıyrıldım ve basamaklardan koşarak inip, kapıyı açtığımda karşımda Delly'yi buldum.

''Hey,''

''Hey, Delly.'' Kollarımı açarak ona sarıldım. ''Gelsene, nasılsın.''

''Peeta, asıl sen nasılsın?'' diye sordu, içeri girerken.

Onu oturma odasına yönledirdim ve şöminenin yanında, karşılıklı bağdaş kurarak oturduk.

''Kötüyüm, Delly.'' dedim. ''Gerçekten çok kötüyüm.''

Küçük elleriyle, kucağımda tuttuğum elimi sıktı. ''İyi olacaksın, Peeta.'' dedi. ''Ona gününü göstereceğim.''

''Kime?'' Kahkahama engel olamadım.

''Katniss'e gününü göstereceğim.'' O da kıkırdadı. ''Benim arkadaşımın güzel kalbini kırmak ne demekmiş görecek.'' Kaşlarını çatmaya çalışsa da gülümsüyordu.

Uzun bir sessizliğin ardından, ''Onu seviyorsun değil mi?'' diye sordu.

Yanıt vermedim ve şöminenin çıtırtılarını dinlemeye devam ettik.

''O Gale'i seviyor.''

''Biliyorum.'' dedim. Keşke bilmeseydim. Keşke arenada ölseydim.

Yeniden elimi sıktı. ''Artık üzülmeni istemiyorum. Şimdi gidiyorum, yarın okulda görüşürüz.''

''Yarın okulda görüşürüz.'' dedim.

Çeyrek Asırları'ndan önce, gelecekte akıl hocalığı yapacağımı bildiğim çocuklardan kaçmak için okula gitmeyi bıraktım. Tamam, Katniss'i daha az görmek için de... 

***

Bahçeye biraz hava almak için çıktığımda, annesinin çiçeklerini sulayan Prim'e gülümsedim. El sallayarak karşılık verdi.  

''Sana birkaç kremalı pasta ayırdım.'' diye sesledim.

''Daha sonra alırım, teşekkürler'' diye seslendi ve tekrar el salladıktan sonra, evlerine girip kapıyı kapattı.

Alt kattaki atölyeme indim ve pastacılıktan sonra en iyi yaptığım şeyi yapmaya başladım. Duygularımı, saatlerce, sabaha kadar bir yağlı boya fırçasıyla tuvale anlattım. Ortaya güzel şeyler çıktı ve tabii ürkütücü olanları da vardı. Katniss'i, Oyunlar'ı, Delly'yi, Effie'nin saçlarını, Haymitch'in şarap şişesini, babamın ekmeklerinden daha sıcak olan ellerini, annemi, Mermaid'i, Rue'yu, Tilki Surat'ı, konuşarak beni üzemeyecek olan dostlarıma anlattım. Çizdim, çizdim, çizdim...

PEETA'NIN GÖZÜNDEN AÇLIK OYUNLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin