15. Katil

1.7K 129 14
                                    

Uyuması için onu zorlukla ikna ettim ve birkaç saat boyunca, uykuda kaşlarını çatmasını seyrederek başında nöbet tuttum. Katniss uyandığında, hareketsizce nöbet tuttuğum için yemek yemeği unuttuğumdan çok acıkmıştım. Çok fazla yemeğimiz de kalmamıştı. İki parça hindi kuşu eti, bir avuç bitki kökü ve birazcık kuru meyve.

''Sonraya da ayırsak mı?'' diye sordum.

''Hayır,bitirelim.'' dedi. Yemeği iki parçaya bölerken, ''Et bir hayli eskidi, şu anda en son ihtiyaç duyacağımız şey bozuk yemekten zehirlenmek.'' Olabildiğince yavaş yemeye çalışsak da birkaç dakika içinde hepsi bitmişti.

''Yarın av günü.'' dedi Katniss.

''Bu konuda sana pek yardımım olmayacak.'' dedim. ''Daha önce hiç avlanmadım.''

''Ben öldürürüm, sen pişirirsin,'' dedi. ''Ve tabii bir şeyler toplayabilirsin.'' Benim yerine Gale denen çocuğun orada olmasını dilediği gözlerinden okunuyordu.

Gülümsemeye çalışarak, ''Keşke buralarda bir ekmek çalısı olsaydı,'' dedim.

Gökyüzüne yansıtılan görüntülerde Cato'yu  göremeyince yüzlerimiz asıldı. Büyüyen sessizliği bozmak için, ''Acaba Haymitch'in bize biraz ekmek göndermesini sağlamak için ne yapmamız gerek?'' diye sordum.

Katniss, uzanıp elimi tuttu. Elinin benimkinden kat kat sıcak olması karşısında afalladım ve yeniden onun yakınlığını hissedince kalbim beş kat hızlı atmaya başladı. ''Bence, seni bayıltmama yardım ederken kaynaklarının büyük kısmını kullanmak zorunda kalmıştır,'' dedi.

''Ya evet, o konu,'' dedim, parmaklarını parmaklarıma kenetlerken. ''Bir daha sakın böyle bir şey deneme.''

''Yoksa ?'' 

''Yoksa... Yoksa...'' Sözcükler bir türlü ağzımdan çıkacak yolu bulamıyordu. ''Bana bir dakika ver.'' dedim.

Sırıtarak, ''Sorun ne?'' dedi. Komik olduğunu düşündüğüm bir durum değildi.

''Sorun ikimizin de hayatta olmamız. Bu sayede, sen doğru olanı yaptığına iyice ikna oluyorsun.''

''Ben gerçekten doğru olanı yaptım.'' dedi Katniss.

''Hayır, sakın bunu yapma Katniss.'' Parmaklarımdaki eklemler beyazlaşıncaya dek avucumdaki küçük elini sıktım. ''Sakın benim için ölme. Bana iyilik yapmayacaksın, anladın mı?''

Gözleri buğulanmıştı. ''Belki de bunu kendim için yapmışımdır, Peeta. Bunu hiç düşündün mü? Belki de içimizde... endişelenen... sadece sen değilsindir. Yani olur da...'' 

''Olur da ne, Katniss?''

''Haymitch'in uzak durmamı istediği konu işte tam buydu,'' dedi.

''Bu durumda boşlukları doldurmak bana kalıyor,'' dedim ve onu öptüm. Bu ikimizin de bilincinde olduğumuz ilk öpücüktü. İkimiz de bir hastalığın ya da acının etkisiyle, kendimizden geçmiş ya da bilincimizi kaybetmiş değildik. Kalbimde en büyük patlamaya yol açan öpüşmemizi sonlandırırken, Katniss'in burnunun ucuna küçük bir tane öpücük kondurdum.

Birden, daha yorgun ve daha da solgun görünmeye başladığını fark ettim ve uyumasını söyledim. Sabaha kadar nöbetleşe uyuyup uyandık ve sabah, havanın sanki oyun kurucuların bizi bir selde boğmaya karar vermişler gibi sağanak yağışlı olduğunu gördük. Bütün gün yemek bulma şansımız olmayacağını anladığımız da ikimiz de uyku tulumunun içine kıvrılıp biraz kestirdik. 

Akşamüstüne doğru iyice sıkılmıştık. Mağaranın tavanından damlayan suyu izlerken, Katniss, ''Peeta?'' dedi. ''Mülakatta bana uzun zamandır aşık olduğunu söylemiştin. Bu uzun zaman tam olarak ne zaman başladı?''

PEETA'NIN GÖZÜNDEN AÇLIK OYUNLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin