Kar taneleri sert rüzgarla yerden kalkıp bilinmeyene doğru sürükleniyor, sert poyrazın ıslığı kulübenin kirişlerini inletiyor, keskin bir sesle kulaklarına işliyordu.
Eski şöminenin sönmeye yüz tutan ateşin sönük kızıllığı, halen yanan sobanın yüzeyine işlemesini izlemekten başka bir şey yapmıyordu. Çünkü zihni sonunda susmuştu.
Her ne olursa olsun geleni kucaklayacaktı. Ya yeni başladı dediği sakin hayatına devam edecek, ya da eski defterin tozlarına takılıp, peşin sıra Dimitri olmaya devam edecekti. Kendi kendine gülümsedi. Geçmişin geleceğin aynası olacağını unutmamalıydı.
Kız yanında kıpırdandı. Gözleri istemsizce ona döndü. Yanakları sıcaktan kızarmış, alt dudağı aşağı doğru sarkmıştı. Kardeşi burada olsaydı yüzünü buruşturarak 'Tatlı! ' der ve sonra bulanan midesini tutardı.
Rüya'nın özlemiyle gülümsedi. Ruhunun derinliklerinde onun iyi olduğunu biliyordu ve bu Dimitri'ye yetmeliydi. Son zamanlarda hep yaptığı gibi iç çekerek ayaklandı ve aslında oda bile sayılmayacak küçük bölmeye, odasına ilerledi. Yere eğilip yatağın altında ki kasayı kendine çekerek içinde ki kıyafetlerinde göz gezdirdi ama hiç biri kıza olacak kadar küçük değildi.
En sonunda siyah eşofman altında karar kılarak çıkartıp yanına koydu ve uzun kollu bir şeyler aradı. Ama kalın ve uzun kıyafet kendini içinde esirmiş gibi hissettirdiğinden hiç bir zaman tercihi olmamıştı. En sonunda beyaz hırkasını da alıp ayağa kalktı.
Hemen iç oda diye adlandırdığı ve günün tamamını geçirdiği oturma alanına gidip, çoğunlukla ocak niyetine kullandığı şöminenin yanında ki bıcaklardan birini alarak, eşofman altının paçalarını bir karış kesti. Bıçağı yerine bırakıp kızın yanına ilerledi ve üzerine örttüğü çarşafı kaldırarak, onu uyandırmadan giydirmeyi başardı. İncecik, ellerinde kırılmaya mahkum bir dal misali belini tutup hafifçe doğrulttuğunda uyanacağını düşünmüştü ama kızın başı göğsüne düşse bile uyuklamaya devam edince tuttuğu nefesini bıraktı.
Hırkanın kollarını kollardan geçirip önde ki fermuarı çekerek kızın uzun saçlarını içinden çıkarttı. Saçları çok uzun ve düzdü ama düz olsa bile uçlarının kıvrıklığı küçük çocuklara benzetmesinin önüne geçilmez bir şekildeydi. Kızı yavaşça tekrar yatırdı ve duvardaki gaz lambasını kapatıp odasına ilerledi. Büyük yatağına kendini adeta atarak güne gözlerini kapatırken tahta kirişlerden sıyrılıp içeri dolan uluma sesine yüzünü buruşturdu.
Bu kurt iyice yaklaşıyordu. Umarım ceset yüzünden değildir umarım. Karışık rüyalara dalmadan evvel son düşündüğü bu oldu.
Bir şey karnının üzerinde kıpırdanıyordu. Gözlerini açmadan önce uyku mahmurluğuyla bu bir kedi diye düşündü. tenine aniden değen buz gibi ellerle gözleri ardına kadar açıldı ve o soğukluğu avuçlarının arasına alarak yakaladı.
Karanlıkta duyduğu nefes sesiyle birlikte gözleri karanlığa alıştığında ilk seçtiği iri bir çift göz oldu.
Bu kedi burnunu çekti ve o da eli bıraktı."Ne işin var burada?"
Kız sefilce titredi.Göğsüne oturan ağırlıkla onu kendine çekerek üzerlerini örttü. Kısa sürede uykuya dalan kızla gözleri tavana dikti ve ona neden iyi davrandığını düşündü. Kendi bilmiyordu ama göğsüne oturan ağırlık sadece koruma iç güdüsüydü. O ise başıma kalmasın diye diyerek kendini teselli etmekle meşguldü.
***
Uyandığımda daha iyiydim. Yatakta sola döndüm ve cenin pozisyonunda açık kapıya bakarak, bir süre daha yattım. Kalkmaya ve onun gözüne görünmeye korkuyorum. Bana bağırmasından korkmuyorum. Ben daha çok kendimin bile bilmediği soruları sormasından ve beni kovmasından korkuyorum. Orman karanlık ve soğuktu. Ürperdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yabani (Rulet'in Çocukları)~ Tamamlandı!
ActionVahşi bir hayatın içine düşmüş narin bir beden, yabani bir adamla baş edebilecek miydi? Burası dışarıdan bakıldığında hipnotize edici eşsiz bir güzelliğe sahipti. Aynı Affan gibi. Peki yaşamak nelere bedeldi ? "Affan'ın anlamı ne?" "İradesiyle kötü...