'Memento mori'
Ölümü hatırla17 Aralık 2011 / Ural dağları
Bedenini bir hortumu andıran beyaz rüzgar sarsıyor, düzgün yürümesine engel oluyordu. Rüzgarın yüzüne savurduğu kar tanelerinden bir şey görünmüyordu.
Rüzgarın gelişine sırtını dönerek arkasından gelen pilota baktı. Yanına yaklaşmasını beklerken, kilolarca ağır kabanına sertçe çarpan kar taneciklerinin sesini duyuyordu.
Para dolu dağcı çantasının kulplarını tutarak adamın acizce sürüne sürüne gelmesini izledi.
Adam önünde durdu ve karların üzerine yüz üstü kendini bırakı verdi.
"..."Bilmediği dilde yine bir şeyler mırıldandığın da dimitri, adama bakmakla yetindi. Beş dil biliyordu ama bir kelime bile İspanyolca bilmediğini kabul etmek zorundaydı ve gelip gidip yaşlı, İspanyol bir adama denk gelmesi de kaderin cilvesiydi.
İspanyol, dimitrinin ifadesizliğiyle öfkeye sürüklenmiş karları savurarak doğrulup, etrafında dönerek bağırmaya başlamıştı. Dimitri git gide öfkeleniyor, öfkelendikçe de yüzüne mimiksiz bir ifade oturuyordu. Adam karlara tekme atıp yere yığıldı ve ağlamaya başladı.
İç çekerek adamın yanına gidip hafifçe eğildi.
"uspokoysya"
(Sakin ol)Adam tabii ki anlamadı. Ona sakin ol derken adam daha çok krize girdi. Aslında dile gerek yoktu. Yüzünden korkmuş olduğu okunuyordu ama bunun önüne geçmekten daha önemli işleri vardı.
Hayatta kalmak!
Gözlerini ileri dikip dağı nasıl geçebileceklerini düşünürken adam onunla ilgilenmesine sinirlendi ve bağırdı.
"Qué cojones!"
(İspanyolca bir küfür)Etrafa karlar saçarak yanına adımladı ve ruh haline büyük bir tezzatla sakince konuştu.
"Ya vas nipanimayu!"
(Sizi anlamıyorum. )Birini anlamak için illa aynı dili konuşmak gerekmezdi. Bazen bir bakış, bir kaç mimik hatta gülümseyerek bile derdinizi anlatabilirdiniz ama adam bundan bihaberdi.
Tekrar bağıracağını anladığında adamı sakinleştirmek için ikinci yola başvurdu.
Sağ gözüne sıkı bir yumruk attı. Adam gözünü tutarak karların içine yuvarlandı, dimitriyse rahatladı.
Ağır çantasını çıkartıp adamın başının yanına attı ve gözlerini ileri dikerek bir rota çıkartmaya çalıştı.
Dağ dizisi olduğu noktanın kuzey doğusun da kalıyordu. Güneşe bir bakış atıp yere döndü ve gözleri önüne düşen gölgeyle gülümsedi.Bir adım geri giderek eğilip çantasını aldı ve ayağıyla adamı dürterek onu takip etmesini istedi. Adam dürtmesinden bir şey anlamamıştı ki garip garip bakıyordu. Onu umursamadı. Soğukta kilometre daha da uzadığını biliyordu. Dağa ulaşmaları yaklaşık iki gün, inip medeniyete ulaşmaları ise üç gündü.
Ve üç günü geçirebilecek her şeyden yoksunlardı.İspanyol, Dimitrinin uzaklaştığını görünce korkuyla doğruldu ve düşe kalka koşar adımlarla peşine düştü.
İspanyol, dimitrinin Neden korkmadığını sorguladı. Neden sırıtıyordu onu da bilmiyordu ama tek ölmeye hiç niyeti yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yabani (Rulet'in Çocukları)~ Tamamlandı!
ActionVahşi bir hayatın içine düşmüş narin bir beden, yabani bir adamla baş edebilecek miydi? Burası dışarıdan bakıldığında hipnotize edici eşsiz bir güzelliğe sahipti. Aynı Affan gibi. Peki yaşamak nelere bedeldi ? "Affan'ın anlamı ne?" "İradesiyle kötü...