1- Lanet olsun dostum!

383 17 7
                                    

Kuşum Aydın ile hiçbir akrabalığımın ve ilgimin bulunmadığını belirtmek isterim öncelikle.

Bendeniz, Gönül Kuşum. Adım ve soyadım arasındaki uyumu fark ediyorsunuz, değil mi?

Öyleyse devam edelim, zira gözünüze sokmama bile gerek duymadığım bir isim-soyismine sahibim.

Sevgili ebeveynlerim Suat ve Süreyya ile tanıştırmak istiyorum sizleri.

Annem Suat Kuşum, sevgili babacığım Süreyya ile evlendikten bir yıl sonra dünyaya gelerek başlıyor benim hikayem.

Bu arada, şaşırdınız değil mi?

Evet, annemin adı Suat; babamın adı ise Süreyya.

Okul hayatım boyunca, veli toplantısında öğretmenlerim ve arkadaşlarımın aileleri her zaman ebeveynlerimi karıştırarak babama Suat Bey, anneme ise Süreyya Hanım dediler.

Bu karışıklığı düzeltmek ise bazen anneme bazense babama; toplantıdan vs. sonra ise bana kalıyordu.

Neyse, bir şekilde okulum bitti. Kpss sınavına da girdim ve şuan atanmayı bekleyen insanlardan biriyim.

Mesleğim mi?

Hemşireyim.

İki kez hemşirelikten mezun olduğumu belirtmek isterim. İlki sağlık meslek lisesinden, ikincisi ise ön lisans hemşireliği. Eğer bu yıl da atanamazsam dikey geçiş sınavına girerek lisans hemşireliğine tamamlamayı düşünüyorum.
"Bu kadar çok hemşirelik okuyup ne yapacaksın? Okusaydın ya tıp, doktor olup çalışırdın!" diyecekseniz eğer, burayı terk etmenizi isteyeceğim sizden.

Hemşire olmak benim hayalimdi. Bu yüzden liseden beri eğitim hayatım boyunca hep hemşire olacağım eğitim programlarını seçtim.

Hemşire oldum olmasına lakin, benim sadece diploma üzerinde kalıyor hemşireliğim. Henüz atanamadım çünkü.

Liseden mezun olduğumda Kpss sınavına girdiğimde 82 puan almış ve diğer meslektaşlarım gibi ben de atanırım umuduyla otuz tercihin otuzunda da doğudaki illeri yazarak doldurmuştum. Sonuçlar açıklandığında ise hayal kırıklığı yaşayarak yerime oturdum ve lise son sınıfta öğretmenlerimin yoğun ısrarıyla girdiğim üniversite sınavı tercihlerinde bir kez daha hemşirelik yazdım.

Yenilen pehlivan güreşe doymuyordu sizin anlayacağınız.

Yok yok, yanlış oldu. Benim burada, yoğurdu üfleyerek yemem lazımdı ama ben limona şeker ve su katarak limonata yapmıştım.

Bayağı karışık benim buralar.

Şuan nerede miyim?

Üst komşumuz Neriman teyzenin altın gününde! Elimde kısır dolu tabağı karıştırarak yemeği yemeye çalışıyorum sayın okur. Yaprak sarması yiyerek başladığım tabakta geriye sadece kısır kalmıştı.

Buraya annemin yoğun ısrarıyla geldim, ısrar demek ne kadar doğru bilemiyorum tabii. "Yeter eve tıkılıp kaldığın, aaa bu ne canım? Biraz nefes al!" diyerek beni kendi yaşıtlarının arasına soktu.

Ne nefes almak ama!

Geldiğimizden beri siyah ve beyaz saçları iç içe geçmiş teyze yanındaki kadını dürterek, arada bir annemle beni göstererek aralarında bir şeyler konuşuyordu. Muhtemelen atanamadığım için dedikodumu yapıyordur.

20 yaşındaki ben için fazlaca bunaltıcı bir atmosferin içinde hayatta kalmaya çalışıyorum sizin anlayacağınız.

Annem anlamıyor, bari siz anlayın hı?

Gönül KuşumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin