5.bölüm

576 37 3
                                    

"Git burdan!" Kendini geriye atıp bağırmıştı. Bu adamın oyunlarına gelmemeliydi. Kolay kolay affederse ona tekrar bir şey yapabilirdi. Güvenemiyordu da belkide çocuklarını elinden almak için gelmişti.

"Baekhyun yapma" sakince tekrar yaklaştı.

"Sana git burdan dedim beni bu şekilde kandıramazsın oyuncağın değilim ben senin tamam mı! Her canın istediğimde bana dokunup sarılamazsın! Hala anlamıyorum ya hangi yüzle hangi sıfatla hala benden af diliyorsun! Ya ben neler çektim kimse yanımda olmadı! Çocuklarım gün geldi aç kaldı! Bir damla süt içirebilmek için neler yaptım! Allahtan bi başımızı sokacak yerimiz vardı! Onu almadın bizden iyi ki! Şimdi burdan giy chanyeol ve bir daha sakın ama sakın karşıma çıkma!" Chanyeol sinirlenmişti. Gözleri alev saçıyordu.

"Sen sadece kendi düşün ben ne yaptım sanıyorsun! Çok mu mutluydum! Çok mu meraklıydım gitmeye! Kandırıldım bir ay sonra geri dönecektim ama kandırıldım! Suç bende sanıyorsun değil mi? Hayır baekhyun hiç bir şeyde benim suçum yok! Zorla evlendirildim ve-" chanyeol dediği şeyle duraksadı.

"Ne" ağzından kaçırdığı kelimeler ne kadar mantıklı olabilirdi. Şu iki yıl içerisinde yeniden mi evkenmişti.

"Bak baekhyun ben özür dilerim yanlış anladın" geri adım attı baekhyun.

"Sakın sakın bana bir daha dokunma. Git chanyeol lütfen git" chanyeol bir şey diyememişti artık. Belkide barışacaklardı ama her şeyi elleriyle berbat etmişti.

"Ben nasıl bir şeyin içindeyim" başını ellerinin arasına alıp yere diz çöktü.

Tam kabul etti derken evli olduğunu öğreniyordu. Ne yapması gerekiyordu. Anlamak dahi istemiyordu hiç bir şeyi. Kapıdan çıkan çocuklara baktı. Yanına koşup oturdular.

"Anne sen neden ağlıyorsun?" Baekhyun çocuklarına sımsıkı sarılıp kokladı. Tek varlıkları onlardı. Herşeyini verecekleri tek varlık.

"Ağlamıyorum meleklerim anneler ağlamaz. Hadi gelin içeri gidelim" baekhyun kendini toparlayıp eve girdi. Chanyeol'ün bir daha gelmeyeceğine emindi.

"Anne babamı affet artık lütfen senin yüzünü sadece o güldürebilir" baekhyun çocuklarını koltuğa oturtup yanlarında diz çöktü.

"Bakın şimdi bu son konuşmamız ve bundan sonra babanızın konusunu bu evde açmayacaksınız. Anladınız mı beni? Babanız artık yok. O başka birisiyle evlenmiş ve mutlu bi hayatı var. Bizde onu hiç görmemiş gibi davranıp hayatımızdan çıkartacağız anlaştık mı?" Çocukların yüzü düşmüştü. Doğduklarından bu yana babalarının kokularını daha yeni almışlardı.

"Tamam anne. Söz veriyoruz. Bu sefer babamızı biz bile affetmeyeceğiz" ikizlerine sarılıp daha da ağladı baekhyun. Yıllarca yolunu gözlediği adam evlenmişti. Çocukları varmıydı acaba. Ne yapıyordu. Karısı kimdi? Aklında bin türlü soruyla yaşayacaktı artık.

"Neyse hadi bakalım artık ağlamak sızlanmak yok oyuncaklarınızı alın ve dışarı bahçeye çocuklar bende geliyorum birazdan" ikizler bahçeye koşarken baekhyun kendini koltuğa atmıştı. Ağlaması sürekli şiddetleniyordu. Madem o kendine yeni bir hayat kurmuştu baekhyunda öyle yapacaktı. Yeni bir hayat kurup evlenecekti. Chanyeol olmadan da mutlu olabilirdi.

"Evet baekhyun bugünden itibaren her şey bitti. Chanyeol diye birisini sen tanımıyorsun bile. Sadece önüne bak" banyoya gidip toparlandı. Aynadan kendini düzeltip bahçeye çıktı.

Chang wook kapıda çocuklarla oturmuş oyun oynuyordu.

"Ah hoşgeldin canım ne iyi ettin" chang wook baekhyuna kocaman sarılıp bıraktı.

"Özlemişim seni" baekhyun burun kıvırtarak adama baktı.

"Kaç zamandır gelmediğinden olabilir mi?" Baekhyun ciddileşip adama döndü.

"Chang wook bende seninle bir şey konuşacaktım" ikili yanlarından kalkıp ağaçlık bir bölgeye gittiler.

"Seni dinliyorum" baekhyun cesaretini toplayıp adama baktı.

"Eğer evlenme teklifin halen geçerliyse evet kabul ediyorum biraz fazla beklettim üzgünüm düşünmem ge-Ayh!" Chang wook baekhyunu almış kucağında dönderiyordu.

"Seni çok mutlu edicem baekhyun seni çok seviyorum!"

-pohibohi-

níchts || chαnвαєkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin