Bazı diller vardır ki, o dillerin anlaşılması için kelimelere gerek duyulmaz. Bazı diller jestler ve mimiklerle anlaşılır, örneğin işitme engelli doğub köyde yaşayan işaret dilini öğrenemeyen birisinin annesi ile konuşduğu dil. Dil dedikte kemiği olmayan organ değilde kalpten keçen sözleri ifade eden bir duyğu belirleyici geliyor aklıma. Öyle olmasaydı o işitme engelli olan karşdeşimiz sözlere ihtiyac duymadan annesi ile bağ kuramazdı.
Ben öyle düşünüyorumki başka söze ihtiyaç duyulmayan dillerde var. Vurguladığım gibi bir değil bir kaç tane. Bir az çetin ceviz olan birisini, kendi anladığım kadarıyla sizlerle bölüşmeğe cesaret edeceğim. Bu niyyetimi yapmış ve sizler beğenmiş olursanız ne mutlu bana.
Ben eminimki dünya yaranandan yada daha güzel değim desem yaratılandan bu yana insan oğlunun zevkleri müzik dinlemekle gelişti. Müzik konuşuyor bizimle evet ama sözlerle değil.
Çünki az önce dediğim gibi sözler pek bir şey ifade etmedende bağ kurmazsak müziğe o müziği seve bilmeriz. Diğer nedenleride var , şöyle izah edeğim. Biz insanlar dilleri Peleg ten sonra parçalanmağa doğru yön verdikten sonra , müziklerimizdeki sözler bir birimizi anlamamıza yardımcı olmadı. Biz na'ptık, dilmacnlığı öğrendik, peki tüm dilleri öğrene bildikmi?
Biz insanız tüm dilleri öğrenmeye zamanımız yetmez, sevgi ve sevmek dilini öğrenirsek, dünyadaki tüm müzikleri , tüm gerçekleri, tüm doğruları, tüm insanları, akla gelen her güzel şeyi seve biliriz.
Eee kitapın adı Tanrı gibi sev, sevmeğide ondan öğrensen kötümü olur?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tanrı gibi sev
No FicciónBazen severiz ama Tanrı hep sevdi. Bazen küseriz, ama Tanrı asla. Bazen üzülürüz, hah işte peki o zaman?!
