BİANCA HADDİNİ AŞIYOR

564 32 9
                                    

    Akşamki kutlamalar benim için pek iyi gitmemişti. Bianca ' nın söyledikleri hala beynimde yankılanıyordu. O önceden çok iyi biriydi şimdi değişen ne olmuştu anlamamıştım. Annabeth ' e bu konuda birşey söylememeye karar vermiştim. Şimdilik ortalığı karıştırmanın bir anlamı yoktu. Kapının çalınmasıyla düşüncelerimden sıyrıldım. Gelen Annabeth ' ti ve yüzü asıktı.
- Canım birşey mi oldu ?
- Sen söyle !
- Neler oluyor Annabeth ?
- Bu ne !?
Elindeki zarfa baktığımda hiçbirşey anlamamıştım.
- Beni sevmediğini neden söylemedin bana !?
- Neden bahsediyorsun ? Hiçbirşey anlamıyorum.
- Al bak !
Zarfı elime tutuşturup sinirle bana baktı. Zarfı açıp baktığımda kendi el yazımla yazılmış bir mektup gördüm. Mektubu zarftan çıkarıp okumaya başladım.

Sevgili Bianca...
Annabeth ' e olan hislerimi günlerdir sorguluyorum ve bu sırada karşıma sen çıktın. Seni o mağarada gördüğümden beri hislerimden emin değilim. Lütfen bu konuyu konuşalım , birlikte...
                                  PERCY

Mektubu buruşturup fırlattım , Bianca haddini fazla aşmıştı. Annabeth ' e birşey söylemeden hızlıca antrenman alanına gittim. Melezler bu saatlerde genelde orada olurlardı. Haklı da çıkmıştım. Bianca Nico ile birlikte kılıç talimi yapıyordu. Hırsla yanına gittiğimde Annabeth ' te peşimden geliyordu.
- Ne yaptığını sanıyorsun sen !?
Bağırışımla birlikte herkes antrenmanı kesip bizi izlemeye koyuldu.
- Percy ne demek istiyorsun ?
- Salağa yatmayı kes ! O mektubu senin yazdığını biliyorum !
- Ne mektubu ?
Hala numara yapıyordu. Ve o salağa yattıkça ben sinirleniyordum.
- Seni birdaha uyarmayacağım !
Sinirle oradan ayrıldığımda Annabeth peşimden bağıra bağıra geldi. Nehir kenarına gelince durdum. Annabeth ' te beni azarlamaya geliyordu.
- Bianca ' nın bir suçu yok !
- Bilmediğin şeyler var ve şuan bunu yaptığına pişman olacaksın Annabeth !
- Mektubu sen yazmışsın !
- Hayır yazmadım ! Tanrılar aşkına delireceğim !
- Sana güvenmemeliydim.
Ağlamaya başlayınca arkasını dönüp gitti. Ona şuan ne söylesem inanmazdı. Bir şekilde mektubu Bianca ' nın yazdığını ispatlamalıydım aksi taktirde Annabeth asla yüzüme bakmazdı. Nasıl yapacağımı da bilmiyordum. Bianca ' yı itiraf ettirebilirdim belki. Saatime baktığımda yakın dövüş dersimin saatinin geldiğini anladım. Oyalanmadan derse girdiğimde Annabeth derste değildi. Kheiron ' a Annabeth ' in iyi olup olmadığını  sorduğumda bana dinleneceğini söyledi. Luke ' un iğneleyici bakışları arasında Kheiron ' u dinlemeye koyuldum.
- Şimdi herkes kendine bir eş bulsun.
Normalde Annabeth ile eş olurdum ancak o şuan burada değildi. Herkes birbiriyle eş olurken benim yanımda Bianca belirdi. Ona iğrenir gibi bakıp önüme döndüm. O da karşılık olarak benimle konuşmaya başladı.
- Sürprizimi beğendin mi ?
- Bunu yaptığına pişman olacaksın.
- Mektup sadece başlangıçtı Percy. İşlerin daha da karışmasını istemiyorsan dediğimi yap.
- Hayal dünyasında yaşıyorsun.
- Öyle mi ?
Kheiron eşlerin karşılıklı durmasını söyleyince Bianca karşıma geçti.
- Şimdi çocuklar herkes eşiyle yakın dövüş yapsın. Kaza bela istemiyorum ona göre.
Bianca sırıtarak iyice yaklaştı. O gülümsedikçe ben sinirleniyordum. Bir an aklıma yaptıklarının acısını burada çıkarmak geldi ancak kendime hakim oldum. Bunu yaparsam iyice suçlu durumuna düşebilirdim. Kheiron işaret verince herkes dövüşe başladı. Ben birşey yapmadan Bianca ' nın hamlesini bekliyordum. İlk hamlesi karnıma tekme atmak oldu ve canım çok acımıştı. Bende karşılık olarak ona çelme taktım. Bianca yüz üstü yere düşerken ben ona gülmekle meşguldüm. Yerden sinirle kalkarak üstüme atıldı. Sırtüstü yere düştüğümde Bianca ' da üstümdeydi.
- Kalk üstümden !
- Aslında iyiydi böyle.
Bana sevimli kız bakışları atarken yakasından tuttuğum gibi onu yere fırlattım.
- Haddini aşıyorsun.
- Ne o Annabeth ' in seni terketmesi sinirini mi bozdu ?
Benimle açıkça dalga geçiyordu ve artık sabrım kalmamıştı. Öne atılarak boğazına yapıştım. Ona istediğini verip vermemek umrumda değildi. O karşımda nefessiz kalırken ben bundan zevk alıyordum.
Kheiron bağırarak beni geriye çekti.
- Percy ! Bırak onu !
- Seni o mağarada hiç kurtarmamalıydım !
Bianca timsah gözyaşlarıyla Kheiron ' un yanında dururken Luke ve Enzo beni oradan uzaklaştırdı. Sinirden ağaçlara tekme atıyordum. Doğa perilerinin bana kızmasıyla hıncımı ağaçlardan değil kendimden aldım. Kayaya attığım yumrukla elim parçalandı. Luke ' un bağırışları arasında Enzo elimi suya soktuğunda yaralarım yavaşça kapanıyordu. Tam kapanmadan elimi sudan çektiğimde hıncım çoktan geçmişti. Elim ağrımaya başladığında küfürler savurup yere oturdum. Sonunda sakinleşebilmiştim. Luke Enzo ' yu Kheiron ' un yanına gönderip yanıma oturdu.
- Buda neydi şimdi ?
- Bianca yarışma gününden beri benimle uğraşıyor.
- Herkes mektubu senin yazdığını söylüyor.
- Ben yazmadım ama !
- Yani Bianca yazdı ? Peki neden ?
- Annabeth ' i bırakıp onunla olmamı istiyor.
- Ciddi misin ?
Bunu gülerek sorması beni sinir etmişti ama yinede birşey demedim.
- Bak Percy Annabeth ' ten bir süre uzak durmanı istiyorum.
- Hiçbir suçum yokken bunu isteme benden.
- En azından masumiyetini ispatlayana kadar.
Ben birşey demedim , Luke ' ta daha fazla beklemeden gitmişti zaten. Akşamın karanlığına kadar orada oturmaya devam ettim. Üşümeye başlamıştım ama umrumda değildi. Şimdi kulübeye gidersem birde Elena ' ya açıklama yapmak zorunda kalırdım. Ve bunu yapamayacak kadar bitkin hissediyordum kendimi. Eski hayatımı geri getirmeden Bianca belası çıkmıştı başıma şimdide. Kendimi yine bir çıkmazda bulmuştum. Sırtıma bırakılan battaniyeyle kafamı çevirdim. Bianca karşımda duruyordu. Battaniyeyi çekip fırlattım.
- Defol buradan !
- Senden özür dilemeye geldim.
- Özrünü falan istemiyorum.
- Olsun ben yinede diliyim. Sana sahip olamadığım için özür dilerim , bunu en kısa zamanda telafi edeceğim.
- Sen kafayı yemişsin. Yaptıklarını tek tek ödeteceğim sana.
- Zevkle bekliyor olacağım.
Bianca gidince bende biraz daha oturup kulübeye doğru yol aldım. Elena ve Enzo uyuyorlardı , ses yapmadan yatağıma uzandım. Gerçekten uzun bir gündü ve Kheiron ' un yarın bana vereceği cezaya hazır olmalıydım. Bu yüzden beklemeden uykuya daldım.
Sabah Elena ' nın sarsmasıyla uyandım.
- Percy Kheiron seni çağırıyor.
- İşte başlıyoruz.
Üstümü değiştirip yüzümü yıkadım. Canımın sıkkınlığından birşey yemek istemiyordum. Beklemeden büyük eve gittim. Kheiron kızgın görünüyordu. Şayet fazla üstüme gelirse kızgınlığı benimki yanında sivrisinek gibi kalırdı.
- Dün yaptığın şeyi sana hiç yakıştıramadım. Beni hayal kırıklığına uğrattın. Ceza olarak kamptaki bütün tuvaletleri temizleyeceksin ve bugünün bütün bulaşıklarını yıkayacaksın.
- Buna pişman olacaksınız , hepiniz.
Koşarak büyük evden çıktım. Kırgınlığım tuvalet temizleme veya bulaşık yıkama cezam için değildi. Bana inanmadıkları için kırgındım ve bu kırgınlığım kolay kolay geçmeyecekti. Depoya gidip temizlik malzemesi alarak kulübelerdeki tuvaletlerden başladım. Birkaç saat süren tuvalet temizliğinden sonra geriye birtek Athena kulübesinin tuvaletleri kalmıştı. Oraya girmekle girmemek arasında kararsız kalmıştım. En sonunda girmeye karar verdiğimde Annabeth beni görür görmez dışarı çıktı. Tuvaleti temizledikten sonra dışarı çıktığımda Annabeth ' te içeri girdi. Ona gitmeden son birşey söyleyip yürümeye koyuldum.
- Bana güvenmeni beklerdim.
Temizlik malzemelerini depoya geri bırakıp yemekhaneye yöneldim. Kahvaltıdan kalan birsürü bulaşık beni bekliyordu. Bir buçuk saatin sonunda bulaşıkları bitirdiğimde yemekhanenin girişinde beni izleyen Bianca ' yı gördüm. Ona ters ters bakıp kulübeme yöneldim. Artık ona istediğini vermeyecektim. Ama eğer bardağı taşıran tek birşey daha yaparsa gerisine de karışmayacaktım. Kulübeye girdiğimde yatağımın üstünde bir kahvaltı tepsisi buldum. Tepsinin yanında birde not vardı.

Sabahtan beri birşey yemedin. Bari benim için ye.
                                  ELENA

İki gündür yüzümde oluşan ilk gülümsemeyle tepsinin başına oturdum. İştahım yoktu ancak kendimi zorlayıp birşeyler yedim. Yiyecekler çok lezzetliydi. Artık yiyemeyeceğimi anlayınca tepsiyi yemekhaneye götürdüm. Bianca hala yemekhanedeydi. Beni görünce sırıtarak konuştu.
- Senin için hazırlamıştım. Umarım beğenmişsindir.
Yatağımda bulduğum kahvaltıyı kastettiğini anlayınca cevap vermeden tepsiyi sertçe bırakıp çıktım. Son birkaç günde sinirlerim çok bozulmuştu. Annabeth ' de benimle konuşmuyordu zaten. Bianca beni iyice köşeye sıkıştırmıştı. Ama artık birşeyler yapmalıydım. Aklıma bir fikir gelince şu durumda güvenebileceğim tek kişiyi bulup planımı ona anlattım. Elena dikkatle beni dinliyordu. Planım aklına yatınca yardım etmeyi kabul etti. Planımı merak ediyorsunuz değil mi ? Sizi aydınlatayım. Öncelikle ben Bianca ' yı nehir kenarına çağıracağım. Elena ' da Annabeth ' i alıp nehir kenarına yakın bir yerde saklanacak. Ben Bianca ' ya bir şekilde yaptıklarını itiraf ettirirken Annabeth tüm bunları duyacak ve masumiyetim kanıtlanacak. Bence gayet güzel bir plan. Tek sorun Bianca ' ya yaptıklarını nasıl itiraf ettireceğim. Amaaan , ben Poseidon ' un oğluyum bununda bir yolunu bulurum. Diğer türlüsüne de egom izin vermez zaten.

POSEİDON ' UN İKİZLERİ : ATLANTİS KRALLIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin