1.BÖLÜM: Portakallı Kek

62.1K 1.8K 1K
                                    

"İpek, kız uyanmadın mı daha? Bak ağabeyin gidiyor." diye bağıran anneme bıkkınlıkla derin bir nefes aldım ve yatağın üzerinde ki okul çantamı alıp koştura koştura aşağı indim.

Babam ceketini giyerken annem sofrayı topluyordu. ağabeyim ise eline aldığı gözlemeyi ayakta yiyordu.

"Ee ben? Ben kahvaltı yapmadım." Ağabeyim komik bir şey söylemişim gibi gülerken bir yandan tüm gözlemeyi ağzına tıktı.

Annem ise ters ters bakıp masayı toplamaya devam etti.

"Ben demedim mi sana erken yat kalkmayacaksın diye? Şimdi aç aç git okula. " dedi annem ve yüzüme bakmadan mutfağa gitti.

Bazen bu kadının üvey annem olduğundan şüphelenmiyor değilim.

"Ya ben evlatlık mıyım, niye bana üvey evlat muamelesi yapıyorsunuz? Saksı değilim ben." diye bağırdım annemin arkasından. Terlik yemesem bari.

Ağabeyim camış gibi gülerken babam kolunu omzuma attı. Zaten bu evde beni bir babam kolluyordu.

"Kızıma üvey evlat olduğunu belli etmeyin diye kaç defa diyeceğim size?" hayallerimi yıkan babamla gözlerim irice açıldı. Sende mi Brütüs?

"Baba yaaa. " dedim ve alınganlıkla kolunun altından çıkıp kapıya ilerledim.

"Tamam lan tamam gel, üvey değilsin." ağabeyim beni omzumdan tutup kendine çekti. Saçlarımı öptüğünü hissedince bozulmuş bir ifade ile omuz silktim.

Ağabeyim ayakkabısını giyip kapıyı açtı ve bende ona yetişmek için hızlıca giydim ayakkabılarımı. Ayağa kalktığımda annemi gördüm karşımda.

Elinde peçeteye sarılı gözleme vardı ve gülerek bakıyordu bana. Bende güldüm. Kıyamadı sultanım tabi.

"Kız ben sana saklamaz mıyım gözleme. Üvey evlatsın diye seni es geçmem. " diyen annem ile dudak büktüm.

"Anne, bokunu çıkardınız ama bu üvey evlat konusunun. " annemin elinde ki gözlemeyi kapıp sinirle ısırdım. Annem ve babam halime güldüğü sırada Ağabeyim dışarı çıkmış Akın'la sarılıyordu.

Kalbim tekledi.

Yutkundum art arda.

Gözlerimin ve vücudumun yandığını hissediyordum.

Her sabah aynı şey. Aynı heyecan ve aynı nefes alma zorluğu. Bana da yazık değil mi ama?

Akın Atabey, yirmi iki yaşında olan Akın ağabeyimle yaşıttı. Ağabeyimle aynı Üniversiteye gidiyorlardı. Karşı komşumuz ve bu evin çocuğu gibiydi. Çapkındı ve bu beni deli ediyordu. Ama şimdi anladım ki çapkın olması sevgilisi olmasından iyiymiş. Yaklaşık beş aydır çıktığı Elif adında biri var ve bu en uzun ilişkisi.

Canımı yakıyordu bu. Elif o kadar kusursuzdu ki çok haklı onu sevmekle.

Acıyor.

Canım çok acıyor.

On dört yaşında ona aşık olunca canımın bu kadar yanacağını tahmin etmemiştim.

Ben nefes aldım ve gülümsemeye çalışarak onlara doğru gittim. Babamın arabası arızalandığı için bugün onun arabasıyla gidecektik.

KÜÇÜĞÜM (Can Yarası Serisi 1) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin