4.BÖLÜM: Platonik

32.9K 1.2K 386
                                    

İNSTAGRAM: @habibeleyli

"Elif parti veriyor ya kesin gidiceğiz değil mi?" Kaan iki gündür Elif'in partisini dilinden düşürmeden tekrarlıyordu. Bu sinirimi bozsada susmayı tercih ediyordum.

Bu hafta okullar tatile gireceği için boştu dersler ve öğrenciler olduğundan dahada sorumsuz bir hale bürünmüşlerdi son günlerde. Boş dersleri takmayıp okulu ekenleri saymıyordum bile.

Gerçi bende pek parlak bir öğrenci değildim. Bende okul asmayı severdim ama Akın yüzünden bu ara hiç okulu asasım yoktu. Derslere girip acı çektirmek istiyordum kendime.

Yemekhanede tezahürat sesleri, gülme sesleri, konuşma sesleri çatal sesleri o kadar birbirlerine karışmıştı ki bu gürültü kirliliği kulağımı sızlatıyordu. Üstelik Kaan'ın Elif'i dilinden düşürmemesi de ayrı bir yürek sızısıydı.

Ben, Nazlı, Kaan ve Enes yemekhanenin en kuytu köşesinde oturuyorduk. Kalkıp gitmemek için kendimi zorluyordum resmen.

"Yaa abi düşünsenize Elif'in saray yavrusunda olacağı partiyi. Kulağa çok eğlenceli geliyor. Gideriz ya gideriz. " Kaan'ın sesine daha fazla katlanmayı göze alamadım ve yemek tepsimin kenarında ki çatalı aldım elime.

"Başka ne eğlenceli biliyor musun? Bu çatalı senin münasip bir tarafına. " dedim sinirle ve sustun terbiyemi bozmamak için. "Görgüsüz müsün mal!"

Yanımda oturan Kaan yutkundu ve kalkıp karşı sandalyeye oturdu.

Enes ve Nazlı onun bu haline güldüğü sırada gözlerimi devirdim. Yanımda oturan Nazlı'nın telefonuna mesaj gelince ufak süreli bir melodi duyuldu masada. Nazlı boğazını temizledi ve masada ki telefonu eline alıp mesajı okudu. Ben biraz daha ona yaklaştım ve yan gözle baktım ekrana.

Gönderen: Demir Adamımm ♥
• Nazlım oraya geliyorum çık hadi.

Demir adamım ne yahu? Yalnız ben buna bütün moral bozukluğumu es geçip haykırırım. Bizim boz ayı oyuncak ayıcık olmuş ya. Allahım elimde olsada rezil edebilsem şu Demir kulunu.

Nazlı benim mesajı okuduğumu farketmiş olacak ki panikle ekranı kapayıp telefonu ters koydu masaya.

"Hayırdır kanka beni aldatıyor musun?" Nazlı'nın ağzı şaşkınlıkla açıldı. Masadakiler saf saf gülerken ben onların bu haline gülmemek için yanaklarımın iç kısmını ısırdım. "Çünkü telefonunu ben görmeyeyim diye masaya ters koymanın başka açıklaması olamaz."

Masadakiler kahkaha attığı sırada ben Nazlı'ya ciddiyetimi bozmadan bakıyordum.

"Yani şey öyle değil tabi de." Nazlı geveleyip durunca gülümsedim.

"Ne gerildin kızım ya.." benim güldüğümü gören Nazlı kaşlarını çattı. Anlamamıştı saf. Nazlı'ya biraz daha yaklaştım ve sadece onun duyabileceği bir ses tonuyla konuştum.

"Git hadi git, idare ederim seni yengecim." Nazlı fal taşı gibi açılmış gözleriyle bana baktı. Ben günler sonra ilk defa bu kadar içten güldüm o an.

"Ne duruyorsun kızım gitsene. Ağabeyim beklemeyi sevmez ha. " Nazlı yerinde rahatsızca kıpırdandı ve daha sonra oda gülmeye başladı. Elinde ki çatalı yemek tabletine koydu ve elinde tablet ile masadan kalktı.

"Nereye Kanka?" Kaan önünde ki köfteleri birer birer ağzına tıkarken bir taraftanda Nazlı'yı sorguya çekiyordu. "Sana ne Kaan." Nazlı, Kaan'ı bozunca Kaan homurdandı ve Enes'in tabağında ki köftelere gömüldü.

KÜÇÜĞÜM (Can Yarası Serisi 1) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin