5.BÖLÜM: Ada

34.9K 1.3K 388
                                    

Ağır ağır araladım gözlerimi ve uykumu açmak için esnedim. Yatağımda doğruldum ve karşımda ki camdan sızan güneşe baktım. Dudaklarımda kuşlu gülücükler belirdi o an.

Akın ile odalarımızın camı karşılıklıydı. Belki oda yeni uyanmıştır. Günaydın sevgilim, bugünde senin için aydın.

Dün olanlar aklıma doluşunca istemsizce kıkırdadım. Akın'ın tepkileri acayip komikti. Kıskandı fakat bu bir sevgiliye duyulan kıskançlıktan değildi bunu anlayabilecek kadar tanıyordum onu. O ağabeyimin verebileceği tepkileri vermişti. Dudaklarımda ki gülümse kısa bir an soldu. Ama hayır bugün çok güzel uyandım, mahvolmasına izin vermeyecektim.

Belki bugün türlü türlü şebekliklerle Akın'ı dışarı çıkarır Ada turu atarız. Ayyy düştüm bu fikre. Hızla yataktan kalkmaya çalıştım ve ayağımın pikeye takılmasıyla kendimi yeri öperken buldum. Yüz üstü düştüğüm yerde ters döndüm ve sırt üstü uzanıp beyaz tavana baktım.

Düşmek için ne kadar da güzel bir gün.

Benim dudaklarımdan art arda kahkahalar firar ederken elimi karnımın üzerinde koydum ve daha çok gülmeye başladım. Odamın kapısı açılınca uykulu gözlerle, dağınık saçları ve üstsüz bir ağabeyim belirdi. O bile yakışıklı geliyor bugün gözüme.

Benim ağabeyim hep yakışıklı. Bunu tabi ki kabul etmiyordum yüzüne karşı. Şımarmasın ayıcık.

"Manyak mısın kızım ne gülüyorsun deli deli?"

Ben ağabeyim gülmekten cevap veremezken ağabeyim yazık sakat herhalde ifadesiyle bakıyordu.

"Anne kızın delirdi. Yerde uzanmış antilop gibi gülüyor, tımarhaneyi ara bence." ağabeyimin dediğine kaşlarımı çattım ve gülmeyi kesip kollarımdan güç alarak azcık doğruldum.

"İpek, kalk kızım yerden çocuğun olmaz. Sende git elini yüzünü yıka Demir, bilmiyor musun İpek her zaman deli."

"Ya siz ne biçim bir ailesiniz? İki dakika mutlu olalım dedik içine ettiniz be. " kendi kendime homurdandığım sırada Ağabeyim kolları çıplak göğsünde birleştirmişti.

"Yeri öperken ne tür bir mutluluk duyabilirsin ki?"

"Yerin çiftleşme dönemiymişte bende ona yardımcı olup sevap kazanarak mutlu oluyordum." ağabeyim kapının yanında ki dolabımın üstünden peluş ayımı aldı ve bana attı.

"Terbiyesiz! Yerimde başka ağabey olsa kırmıştı bacaklarını!" ayy yazık yavrusunu attı ayıcık.

"Ya ağabey doğru söyle vallahi dalga geçmeyeceğim. Seni ayılar mı yetiştirdi?"

Ağabeyim bozulmuş yüz ifadesiyle bana bakarken içimde ki İpek 'kolbastı oynayarak zafer kutlaması yapıyordu. Aslanım İpek.

Ben havalı havalı gülmeye çalıştım ve öptüğüm yerden kalktım. Ağabeyim bana zafer verdiğini yedirememiş olacak ki pis pis güldü.

"Baba, İpek size Ayı dedi!"

"Ne hayır!"

Ağabeyim odadan hızla çıkınca bende koşturmaya başladım. Adi üvey ağabey!

Ağabeyim eski ahşap merdivenlerimizden hızlı hızlı inerken bende sallanan trabzanlara tutundum.

"Oha yavaş merdivenlerin ciğerini söktün!"

KÜÇÜĞÜM (Can Yarası Serisi 1) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin