4.Bölüm

22K 1.1K 258
                                    

"Ablaa, Kübra Ablaa kalkın artık! Annem kahvaltıya çağırıyooor."

Selim odamın kapısına dayanmış, kapıya vuruyor kart sesiyle de var gücüyle bağırıyordu.

"Tamam uyandık. Allah aşkına sus da git  artık!"

"Siz uyanıp şu kapıdan çıkmadan, adımımı atmam!"

"Yaa Selim geberticem ama seni! Tamam uyandık işte! Elimizi yüzümüzü yıkar geliriz."

"Aşağıda, annem nerde kaldılar kaldıracağım artık  kahvaltıyı diye beynimin etini yiyor.Eğer  beş dakikaya daha gelmeyin vallahi odaya girer su dökerim üstünüze!"

"Selim defol git!"

Kapıdan uzaklaşarak azalan homurtusunu bir süre dinlemiş tamamen gidene değin beklemiştim.

Sabah sabah beni yine sinirlendirmişti.Allahtan Kübra odamda uyuyordu da dalmamıştı odaya.Yoksa her sabah Selim'den neler çektiğimi bir ben bir de Allah biliyor.Uyanmıyorum diye üstüme mi atlamadı saçımı mı kesmedi neler yapmadıki!

Hep annem salıyordu bunu üstüme!
Kendi sabahın 7 sinde uyanıyor diye bizim uyumamıza katlanamıyor hemencecik kahvaltıyı hazırlayıp Selim'i uyandırıyordu. Selim'de o öfkeyle beni.

Anlayacağınız ceremesini iki kat çekmiş oluyordum.

"Duymadın mı? Kalk  yoksa Selim'in su baskınına uğrayacaksın."

"Duymamak mümkün mü!"

Yatakta şöyle bir gerilip doğruldu.Üstünü başını düzeltip benim ardımdan o da  elini yüzünü yıkamak için banyoya girdi.

"Aybala." dedi.

"Harun'la konuşmaya karar verdim."

"Yine de hazır hissetmiyorsan biraz daha bekle."

"Daha fazla bekleyemem."

"Sen bilirsin canımın içi.Umarım her şey yolunda gider.Hadi yüzümüzü yıkayalım da  annemi daha fazla bekletmeyelim."

"Bence de bekletmeyelim.Zatende Selim'in elinde sürahiyle gelmesi yakındır."dedi gülümseyerek.

Haklıydı.Selim bu konularda hiç olmadığı kadar sözünün eriydi.Böylesi fırsatları kaçırmaz kollardı.Öyleki mutfağa indiğimizde gördüğümüz görüntü bizi hiç şaşırtmamıştı.

Selim mutfak tezgahının önünde, elinide beline koymuş, çoktan yarıya kadar dolmuş sürahinin tamamen dolmasını bekliyordu.

Ah canım benim halbuki ne çok eğlenecekti.Yazık oldu!

"Sen varya sen!" dedi Kübra Selim'e doğru atılarak.
"Sen çok fenasın! Demek üzerimize o suyu bocalayacaktın ha! Kardeş dedik bağrımıza bastık aşkolsun yani Selim!"

Gelmemizle büyük hayal kırıklığına uğramıştı.Üzüntüyle musluğu kapatıp sürahiyi tezgaha bıraktı.

"Uyanıp teşrif edebildiğinize göre sorun yok.Suyu dökmüşüm gibi niye azarlıyorsun ki Kübra Abla." dedi otuz iki diş gülümseyerek.

Kötü oyunculuğuna rağmen devam etti
"Hem ben bu sürahiyi balkondaki çiçekleri sulamak için dolduruyordum.Siz ne sandınız ki?"dedi.

AYBALA  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin