9. Bölüm 1/2

20.7K 1.2K 266
                                    

"Evladım gel bir bardak çayımızı iç."

Annemle Semiha Teyze ne ara yanımızda bitmiş ne ara Serdar'ı çembere almışlardı bilmiyorum.

Şaşkınlıktan mıdır nedir dilim tutulmuştu Semiha Teyze çoktan Serdar'ın koluna girmişti, annem ise gözleri hevesle açılmış , şaşkınlıktan neye uğradığını şaşıran, Serdar'ı süzüyordu.

Köşebaşında bir kafede pusuya yattıklarını bilsem burada inmek ister miydim hiç?! Evin önünde inmek daha güvenliymiş meğer.

Kızaran bozaran yüzümle "Anne ne yapıyorsunuz burada?" diyebilmiştim sadece.

Öyle utanmıştım ki Serdar'a bakamamıştım bile.

Annem benden yana pek de oralı olmamıştı. "Biraz hava alalım gezelim demiştik de ay ne tesadüftür ki size denk geldik çocuklar." demişti.Ufak çaplı bir kahkaha atmayı da ihmal etmemişti.Gözünü de Serdar'dan ayırmıyordu ki benim ölümcül bakışlarımı görsün.

"Anne bu rüzgarlı günde hava almak niye?" diye soramamıştım tabii."Evladım senin boyun kaç? Maşallah pek bir uzunsun." diye sorunca dumura uğramıştım çünkü.

Yok! Annem de pek iyi değildi.Heyecandan basireti bağlanmıştı herhalde.Buraya planlı geldiği çok bariz ortadaydı çünkü.

En güzel kıyafetlerini giydiği de gözümden kaçmamıştı.Bizle takım olmaya çalışır gibi koyu mavi bir gömlek giymiş ayaklarını da geçenlerde aldığı siyah mat rugan ayakkabılarını geçirmişti.Hanım hanımcık görünüyordu.

Bakışlarımı kıyafetinden çekip

"Anne ne yapıcaksın boyunu? Serdar'ın işi vardır. Oyalamayalım onu da gitsin." demiştim.Son cümleyi özellikle vurgulayarak bastıra bastıra söylemiştim ki mesajım yerine ulaşsın.Ancak annemin yanıtı sen çok karışma diyen çirkef bakışları olmuştu. Sonrasında ise tekrardan Serdar'a dönüp "Yok canım ne işi olacak.Haftasonu bugün." demişti.

Benim aksime Serdar başta şaşırsa da bu durumdan pek de rahatsız olmamış gibiydi.Aksine epey memnun görünüyordu.Rüzgardan alnına düşen kumral saçlarını eliyle geriye doğru iteleyip bir bana bir de anneme bakıp mahcup bir tavırla gülümsemekle yetiniyordu.

"Anne! Canım benim.Özel işleri vardır belki." diyerek diretince annem en sonunda pes etmiş "Eh soralım öyleyse. Evladım bir işin var mıydı?" diye bıkkınlıkla sormak mecburiyetinde kalmıştı.

Yok illaki ısrar edecekti! Ama tahmin etmeliydim böyle şeylerin olacağını! Ne sanmıştım ki? Bunca yıl biriyle görüş diye diye ömrümü yiyen annem süreci yürütme işini bana bırakır mıydı hiç? Elbette hayır.

Serdar'ın bir an annemleri kırmayıp bizimle gelceğini düşünsem de istediğim yanıtı almıştım.

"Doğrusu teklifiniz çok cazip geldi ama bir akrabamın yanına uğramalıyım." diyerek içime su serpmişti.

Annemin aldığı cevap karşısında hayalkırıklığını yüzünden, düşmüş omuzlarından rahatlıkla okuyabiliyordum. Hevesinin kırılması elbette beni memnun etmiyordu ancak diğer türlü ben kendimi zora sokmuş olacaktım.

Annemden bakışlarımı çekip fırsatını yakalamışken "Onun şimdi gitmesi gerekiyor.Duydunuz akrabasına uğrayacak." deyip Serdar'ın kolunu Semiha Teyze'den usulca kurtarmıştım.

Koluna girmek değildi maksatım ama Semiha Teyze'den de nasıl kurtulsam bilememiştim.

"Şaşırdın değil mi? İnan ben de şaşkınım.Burada olduklarını bilmiyordum." demiştim fısıltıyla. Biryandan da birkaç adım uzaklaşmamız için kolumla yön veriyordum ona.

Yeterince uzaklaştığımızda ise duraksayıp çekingen bir tavırla kolunu bırakmıştım.

"Aniden yanımıza gelmelerine şaşırdım ama sorun değil.Bugün için çok heyecanlı oldukları hallerinden belli." demişti.

"Çok anlayışlısın cidden.Annemlere gelecek olursam bahsetmiştim sana zaten.İkisi de evlenip barklanmama kafayı takmış durumdalar."

İkimizinde gözleri aynı anda bizi merakla süzen ikiliye kaymıştı.

"Annemle denk gelmesinler öyleyse." demişti tatlı bir yüz ifadesiyle Serdar.

Ayaküstü konuşmamızı çok da uzun tutmak istemesem de sormadan da edememiştim.Merakıma yenik düşmüştüm.

"Neden?"

"Evde bekar kalan bir ben varım.Annemle yan yana gelirlerse muhtemelen yaza kalmaz evleniriz!"

Öyle ciddi söylemişti ki sonunda gülüp beni teselli etmese espri yaptığını anlamayacaktım bile.

Muzip bir ifadeyle "Korkma şaka yapıyordum sadece." demişti.

Benim keyifsizliğimden epey keyif almış gibiydi.
"Korkmadım." demiştim zoraki bir tebessümle.Ama anlık bir betim benzim atmadı da değildi hani.

Ardımızda ortada hiçbir şey yokken bile hülyalara dalmış iki çift göz bizi izlerken pek de samimi olamıyordum doğrusu.

Konuşmak keyifli olsa da malum sebeplerden ötürü daha fazla uzatmak istememiştim.

"Ben çok memnun oldum çok kibarsın her şey için çok teşekkür ederim." diyerek söze başlayıp Serdar 'a elimi uzatmıştım çünkü onun ayrılmaya pek niyeti yok gibiydi.Kaşıma gözüme bakmaya doyamamış gibi bir hali vardı.

"Ben de çok memnun oldum.Seni yakından görüp, tanış olmak güzeldi benim için." demişti.

Sonrasında "Esinti var sizi eve kadar bırakabilirim?" diye sorsa da "Aman annem bunu duymasın!" deyip reddetmiş onu aracına bindirip uğurlarken arkasından el sallamayı da ihmal etmemiştim.

Semiha Teyze'nin elindeki tapırındaki suyu Serdar'ın arkasından son damlasına kadar yola serpmesiyle şaşkınlıktan elim bir müddet havada asılı kaldıysa da sabır dileyip tek söz etmemiştim.

***

Maalesef bu bölümü atarken pek çok teknik sıkıntı yaşadım.Bölüm yüklendi sizde görülmedi.Sonrasında farklı bir cihazda girip deneyeyim dedim orada da yazdıklarımın büyük kısmının silinmiş olduğunu gördüm.Eski yazdıklarımı da yenileriyle karmalayıp düzenlediğim için böyle bir şeyle karşılaştım sanırım.Çok fazla kes kopyala yapıştır yapmıştım.İki part olarak atıyorum kesip yapıştırmaya korktum doğrusu😅

AYBALA  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin