Nerede kalacaklarını merak ediyordu bir yandan da.Burada mı, bir otelde mi? Evde kalma ihtimali daha tehlikeliydi.
Yine bu çekici adamla aynı yatakta yatmak mı? Pek sanmıyordu
ama... İnşallah ayrı yataklarda yatarlardı. İçinden öyle olmasını
diledi. Ona yine yakın olmaktan korkuyordu. Sabah o koca
bedenine sarılmışken, sıcacık kollarındayken ne kadar da
rahattı...İşini bitirip dışarı çıktı. Mutfağa girdiğinde, herkesin mutfağa geçmiş olduğunu gördü. Kendisini süzen gözlere nazikçe gülümseyerek, kendisine ayrılan yere oturdu. Hafif
topallaması dışında, çok normal görünüyordu. Alçılı kolu da
fazla dikkat çekmiyordu. İncecik bedeni giydikleri sayesinde
hem olgun, hem de çocuksu duruyordu. Yifan, yine siyah
pantolonda apaçık belli olan yuvarlak kalçalarından gözünü alamadı. Otururken, onun bakıma alınmış yüzünü izledi.Herkes onun çevresinde pervane olmuştu. Arkadaşlarının ona olan tavırları sıcak ve samimiydi. Genç olanın da onları hiç yabancılamaması ve kendisini diğerlerine böyle rahat kabul ettirmesi canını sıkıyordu. Bu yüzden de onu kırmak için içinde
dayanılmaz bir arzu duyuyordu.Üstelik Yixing yemeğini çok zarif yiyordu. Kocasının bakışlarını
hissettiği için de lokmaların çoğu boğazına diziliyordu.Luhan harika bir aşçıydı. İyi bir ev sahibiydi. Ayrıca da gevezeydi. Yemek boyunca ıvırdan zıvırdan konuştu, Yixing’i de
konuşmasına dahil etti. Ortam iyice yumuşamış, ikisi kırk yıldır tanışıyorlarmış gibi kısık sesle muhabbete başlamışlardı. Yemek yemekten çok, sohbet etmeleri ve gülüşmeleri tabii ki adamların dikkatini çekmişti. Arada Sehun da konuşmaya katılıyordu. Yifan ise sessiz kalmayı ve sadece ara sıra
gülümsemeyi tercih ediyordu. Ancak Yixing’e bakan gözleri, zaman zaman onu endişelendiriyordu. Küçük Xiyeon ise yemeğini çabucak yemiş ve masadan kalkmıştı."Nasıl tanıştınız?" diye damdan düşer gibi sordu Sehun.
"Nasıl oldu da evlenmeye karar verdiniz?"
İşte başlıyordu...
Yixing sustu. Hafifçe yutkundu. Gözü ürkekçe kocasına kaydı. İçinden gerçeği söylememesi için yalvarıyordu. Bu güzel geceyi mahvetmemesini diledi. Yalvarışları bakışlarına da yansımıştı. Aynı bakışı daha önce gören Yifan, intikam alabilecek olmanın hazzıyla gözlerini kıstı. Bu lanet olası yüzünden hayatı mahvolmuştu. Ona asla acımamalıydı. Yapacağı her şeyi hak ediyordu. Şu masum görünüşünün altında nasıl bir şeytan olduğunu arkadaşlarına göstermeye kararlıydı.
"Aslında..." diye başladı. Gözleri hâlâ Yixing’deydi.
"Ona arabayla çarptım."
"Ne?.. Gerçekten mi?" Hem Sehun hem de LuHan hayretle bakıyorlardı. Luhan inanmazca sormuştu bu soruyu...
"Evet..." Başıyla diğerini işaret etti.
"Köprünün bitişini kutluyorduk. Alkol almıştım. Şantiyeye geri dönerken yolda araba kaydı. O da karda yürüyormuş...Ve çarptım."
Sessizliğin ardından devam etti. Gözleri yüzündeki yarada geziniyordu.
"İki hafta komada, birkaç gün de yoğun bakımda kaldı."
"Ona yoğun bakımda mı tutuldun!" diye sordu LuHan iç çekerek.
"Ne romantik!"
Yifan dişlerini sıktı. Gözleri diğerinin ciğerini deşiyordu.
"Hiç de romantik değil. Tutulma falan yok!" dedi genç adam soğukça. Yixing buz gibi olmuştu. Donup kalmıştı.
Elindeki çubuğu yavaşça tabağına geri bıraktı. Evet, intikam almaya devam edecekti. Gözleri sulandı ama kendisini tuttu. Belli etmedi... Elinden geldiği kadar cesur olmak istiyordu.Oturuşunu biraz daha dikleştirip, cesurca kocasına baktı.Nemli gözlerinin tüm güzelliğine rağmen, Yifan kararlıydı. Masada esen soğuk hava, adamın sözleri ile devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
miracℓes İn November
Fanficİkisi de zorla evlendirilmişti. Özellikle zengin ve yakışıklı bir erkek için bu zoraki evlilik dehşet vericiydi. Kısıldığı bu kapandan tüm kalbiyle nefret etti. Ama sürprizlerle dolu olan eşinden değil. Tüm öfkesine rağmen. Tüm intikam isteğine r...