Hissedeyim

1.6K 86 10
                                    




Yixing, Hong Kong’u ilk kez görüyordu. Oldukça modern şehri hayranlıkla izledi.Geniş aracın içi 
çok rahattı. Arka koltukta oturuyor ve şehrin puslu havasına rağmen ne kadar güzel olduğunu düşünüyordu. Boşuna herkes burada yaşamak için ölüp bitmiyordu.Pekin de güzeldi ama burası gerçekten bir başkaydı.

Doğrudan hastaneye götürüldüler. Onları kapıda ciddi giyimli, saçları dökük bir adam karşıladı. Müdür veya ona benzer bir şey olmalıydı. Jongin ile el sıkışıp bir şeyler 
konuştular.Çok büyük bir hastaneydi.

Yixing arabadan indi.Gözleri etrafında gezindi. Jongin onun bu bakışını görmüştü. Yanına gelip elindeki annesine ait küçük çantayı aldı.

"Merak etme..." diye fısıldadı. "Yifan ancak birkaç saat sonra gelebilir. Toplantısı uzamış. Beni aradı. Ailenle 
olacak ilk karşılaşmadan mı çekiniyorsun?"

Yixing gülümsedi.Çekinik gözleri adamın ruhuna işledi.Yüzüne yaptığı hafif makyaj ile gerçekten göz alıcıydı.

"Doğrusu evet" diye mırıldandı Yixing. Kızıl saçlarını bir tarafı daha yoğun olacak şekilde ikiye ayırmıştı fakat bir tutam da alnının üzerinden aşağıya seksi bir biçimde sarkıyordu. Eliyle o perçemi diğerlerinin arasına itmeyi denedi. Perçem yine kurtulup seksi bir şekilde gözlerine düştü.

Yixing’in annesinin de saçları kızıldı. Atkuyruğu şeklinde ensesinde toplamıştı ve olduğundan daha genç duruyordu.Hastalığının etkisiyle teni biraz sarıydı. Gözleri sarı - ela arası 
bir renkti. Yixing hem annesinin güzelliğinden hem de babasının 
yakışıklılığından çok şey almıştı.

Kadın kendisi için getirilmiş olan tekerlekli sandalyeye çekinikçe yerleşti. Bir eli kocasının elini sımsıkı tutuyordu. Bir hemşire tekerlekli sandalyeyi itiyordu. Onlar önden giderken Yixing ve Jongin de arkalarından takip ettiler. Jongin yan gözle Yixing’e baktı. Pekin’den buraya kadar fazla konuşmamıştı. Birkaç nezaket cümlesinden başka ağzından tek bir kelime bile çıkmamıştı.Ama günler sonra gördüğü annesi ve babasına sarılmaları görülmeye değerdi doğrusu.

Öğleden sonra birkaç tahlil daha yapıldı. Zaman su gibi akıyordu. Tahlillerde Yixing hep annesinin yanındaydı. Son olarak annesi özel bir tomografi çekimine girdi. Yixing, 
babası ve avukat Jongin dışarıda bekliyordu. Bundan sonra ameliyatın kaderi belli olacaktı. Yixing endişeyle avukata baktı.Jongin de ona bakıyordu. Üstünde kendisine çok yakışan bir gömlek, ince belini ve kalçalarını sıkan siyah bir pantolon ve şık bir siyah deri ceket vardı. Kabul etmeliydi ki bacakları inanılmaz seksi duruyordu.Bugün nedense gözüne daha da güzel gözüküyordu. Ama duru yüzü şimdi annesi için endişe duyduğunu gösteriyordu. Gidip yanına oturdu. Dizleri nerdeyse birbirine değiyordu.

"Üzülme" dedi genç adam gülümseyerek.Ona ait olan kötü düşünceleri değişiyordu.Hâlbuki o bunun için hiç çaba harcamıyordu.

"Annen iyi olacak. Burası çok iyidir. 
Doktorlar da bu işte uzman! Tahliller hızlı yapılabilirse bugün için ameliyat düşünülüyor. Sonucun iyi olacağından eminim.Yarın mutluluktan gülüyor olacaksın."

Hafif bir gülümsemeyle avukata baktı.

"Çok naziksiniz. Beni rahatlatmak zorunda değilsiniz. Benim nasıl biri olduğumu unutuyor musunuz yoksa?"

"Öncelikle sizli bizli konuşmayalım. Evet, size karşı rakip sayılıyorum ama davanızı babam bizzat takip ediyor. 
Benimle hiçbir ilgisi yok. Ben sadece seni getirmekle görevliydim. Ayrıca senin ne tip biri olduğun konusunda
da ciddi endişelerim var."

miracℓes İn November Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin