Defa

1.6K 98 38
                                    




Yazım hataları yaptığımın farkındayım son kez kontrol edemedim, o kısımları yorum yaparak belirtirseniz çok sevinirim.

Keyifli okumalar ~











Uyuması çok vakit aldı. Sabah uyandığında ise saat geç olmuştu. Yavaşça doğrulup yanına baktı.Yixing yoktu. Çoktan kalkıp hazırlanmış ve odadan çıkmıştı.Uflayarak gerisin geri yatağa bıraktı kendisini.

Bu çocukla ne yapacaktı?

Bir süre sonra hazırlanıp mutfağa giderken, yolda Sehun’la karşılaştı.O da geç uyanmıştı.Gözleri fazla uyuduğu için şişmişti.Birbirlerine günaydın deyip mutfağa geçtiler.Luhan’la Yixing mutfakta oturup sohbet ediyorlardı.Yixing Sehun’a içtenlikle gülümserken 
kocasına kaçamak bir bakış atmıştı.

Yifan onun da gece doğru düzgün uyuyamadığını biliyordu.Ama bir bahar gibiydi sanki.Kızıl saçları özenle taranmıştı.Beyaz bir gömlek giymişti,o kadar güzeldi ki Yifan bir an duralayıp kaldı. Gördüğü en güzel ve seksi erkek olduğunu kabul etmek zorundaydı.Ve bunu kabul etmek sürekli öfkelenmesine sebep
oluyordu.Yifan yavaşça bir sandalye çekip oturdu. Bu çocuğun bu kadar güzel olması gerçekten canını sıkıyordu.Yixing de bakışlarını ona çevirmemeye çalışarak oturuyordu. Bütün gece uyuyamamıştı. Yorgundu ama belli etmemeye çalışıyordu. Masada duran bardağından portakal suyundan son bir yudum alıp ayağa kalktı.

"Sana da portakal suyu getireyim mi?" diye sordu kocasına. "Yoksa kahvaltıyla mı içersin?"

Yifan ifadesiz gözlerle kocasına bakıp omuz silkti.

"Kahvaltı hazırsa, biraz beklerim."

"Hazır. " Yixing gidip ekmek kızartma makinesine dört dilim tost ekmeği koydu. Onlar ısınırken Luhan da tabaklarına peynirli poğaçalardan koyuyordu.

"Yeterli, teşekkürler." diyerek Luhan’ın fazla koymasını engelledi Yifan.

Gözü, arkası dönük halde kızarmış ekmeklere bal süren eşine kaydı. Gözlerini beyaz kumaş pantolonun meydana çıkardığı yuvarlak kalçalarından, ince bacaklarından alamıyordu.Tek olsalardı kesinlikle o kalçaları avuçlar ve istediği gibi okşardı.

Yixing dönüp iki dilim ballı ekmeği Sehun’un tabağına bıraktı.Diğerlerini de kocasının tabağına bırakırken 
adamın bakışlarını gördü. ’Ne oldu yine?’ der gibi kaşlarını kaldırdı.Yifan umarsızca, gece uzun uzun okşadığı kalçalarına bakınca, kızardı ve hızla döndü. Ne çılgın bir adamdı bu böyle!Arkadaşlarının yanında böyle bakması doğru muydu şimdi? Neyse ki kimse fark etmemişti.

Eli titreyerek kızartma makinesine yeni dilimler attı. O bakışlarda hem öfke hem de arzu vardı.

Kahvaltıdan sonra oturma odasında çay içerken, bir yandan da sakince gazetelerini okudular.Arada yaptıkları konuşmaları hep havadan sudandı.Yixing her zamanki gibi çok konuşmuyordu ama konu küçük kız olunca, kişiliği değişiyor, onunla yaşıtıymış gibi oynuyordu. Bir ara kızın odasına gidip oyuncaklarını gördü. Hepsinin isimlerini tek tek öğrendi.Biraz da evcilik oynadılar. Zaman hızla akıp geçti. Aslında Yifan’ın yanına dönmek istemiyordu.
Onun kendisine olan kızgınlığı bazı anlar çok bariz oluyordu ve bunu hissetmek çoğu zaman midesine kramp sokuyordu.

"Hazır mısın Yixing!" diyen Luhan içeriye girdi. Elinde bir çanta vardı.

"Evet de, neye hazır mıyım?"

"Sehun’lar bizi dışarıya çıkaracak. Ama önce sana biraz makyaj yapalım.Shanghai’lıların gözü bayram etsin."

"Ama..."

miracℓes İn November Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin