🍁

1.5K 85 17
                                    





Yixing Pekin’in soğuk havasında yürürken, öğlen güneşi içini biraz ısıtıyordu.Kızıl saçları hafif rüzgârda uçuşurken, beyaz montu ile çok güzeldi.Çocuksu değildi artık.Yetişkin olmayı başarmış, kendisinden emin ve âşık bir eşti.

Kocasını görmeyeli dört hafta olmuştu.Onu çok özlemişti. Yixing iki hafta annesinin yanında kalmıştı.Bu hafta da geçerse bir ay olacaktı neredeyse.Yifan Guangzhou’ya gelmemişti.Hala ailesine yakın olmaktan kaçınıyordu.Bu belliydi. Kardeşleri de eniştelerini merak ediyorlardı.Evlilik zaten onları şok içinde bırakmıştı. Sadece yakışıklı ve zengin olduğunu bilmeleri meraklarını daha da arttırmıştı.O zaman fark etmişti ki, onunla  çekilmiş bir resimleri bile yoktu.
Kocasının aile resimleri de hiç yoktu. Acaba anne ve babası nasıl birileriydi? Bu konuyu sık sık düşünüyordu. Ne  Pekin’de ne de Hong Kong’daki evde, onların bir tek resmini görmemişti. Anlaşılan Yifan bu tip şeyleri pek düşünen biri
değildi.

Çok geçmeden kendini işlek bir sokak içinde bulunca canı bir şeyler atıştırmak istedi.Sabah kahvaltısını hafif geçiştirmiş,öğle yemeğini de yemeden çıkmıştı. Burada sevdiği bir yer vardı.Self servis hizmet veren, ama her zaman kalabalık olan bu yerin yemekleri de güzel oluyordu. İçeri girip kasadan
kendine fiş aldı.Kendisini hayranlıkla izleyenleri görmezden gelerek etrafına baktı.Her zaman ki gibi çok kalabalıktı.

Tavuklu  Çin yemeğini ve kolasını alıp, etrafına bakınarak oturacak bir yer aradı. Bir sürü kişinin kendisini süzdüğünün farkındaydı artık. Bir çok kişi tarafından beğenilmek hoşuna gidiyordu tabii.Ama aklındaki tek erkek olan Yifan dışında hickimse umrunda değildi.Sadece ve sadece kocasının kendisini beğenmesinden başka hiçbir şeyi önemsemiyordu.

Bir masanın boşaldığını görünce oraya yöneldi.Çok zengin biri gibi değil de, herhangi biri gibi rahattı.
Masaya yerleşirken bir garson hemen masanın üstünü temizledi.O işini bitirince Yixing yiyeceklerinin içinde bulunduğu tepsiye uzandı. Tam yemeğini alacakken hoş bir kadın sesi duydu.

“Affedersin, buraya oturabilir miyiz?”

Başını kaldırıp baktı.Elli yaşlarında bir kadın, hafif gülümseyerek kendisine bakıyordu.Kadının güzel yüz çizgileri vardı.İnce çerçeveli gözlüklerinin ardından gülümseyerek bakan gözler, merakla Yixing’in cevabını bekliyordu.Yanında bir de uzun boylu, yaşına göre çok hoş bir adam vardı. Adam kısılmış gözlerle kendisini bakıyordu ama bu bakışlar kendisini rahatsız etmedi.Etrafına göz atınca, gerçekten de boş yer olmadığını gördü. Kibarca başını salladı.

“Elbette… Buyurun”

Tepsiyi biraz  önüne çekti. Kadın sandalyenin birisine otururken “Çok kalabalık bugün…” dedi. “Gerçi ben epeydir ilk kez geliyorum ama…”

Boynundaki fular çok modern bir şekilde  dolanmıştı. Eliyle onu boynuna indirip, yanındaki adamın elindekileri almaya yardım etti.

Yixing onların masaya yerleşmesini izliyordu. Adam elindeki tepsileri masaya bıraktıktan sonra yavaşça oturdu ama  konuşmadı.

Yixing hafif bir tebessümle “Afiyet olsun” deyip yemeğini yemeye başladı.Kolasından da tam bir yudum alıyordu ki kadın önündeki yemeğini nazikçe uzatarak sordu.

“Bundan da yemek  ister misin ?”

Yixing “Teşekkürler…” diyerek ikramı nazikçe reddetti. “Bu bana yeter zaten…”

Kadın güzel kaşlarını havaya kaldırdı. Gözleri Yixing’in beyaz boğazlı kazak ile sarınmış ince vücuduna kaydı. Giydiği siyah  pantolon da inceliğini iyice ortaya çıkarmıştı. Kızıl göz alıcı saçları, beyaz kazağının üzerinde hem olağan üstü çekici duruyordu hem de  güzel yüzünü daha da gizemli yapıyordu.

miracℓes İn November Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin