AHUDUDU

•AHUDUDU•23.BÖLÜM

#3 Doors Down - Here Without You. ❤️

#Sam Smith, Normani - Dancing With A Stranger

AHUDUDU 23.Bölüm: "Dinçer'in Ahusu." ❦

Ahu, yanağını okşayan elin sıcaklığını sadece teninde hissetmiyordu. Sanki bugüne kadar her defasında kanayarak ona zorluk çıkartsa da sonunda kabuk bağlayan yaralarının üzerine biri dünyadaki en tesirli merhemi sürüyor gibiydi.

Aşkın ateşine, baş döndürücü tutkusuna tamamen tezat bir naiflikte şefkat de eklenmiş gibi.

Gözbebeklerinin büyüdüğüne ve Dinçer'in kendine orada çok rahat yer bulabildiğine emindi. Karşısındaki adama karşı bir türlü kabullenemese de ortaya çıkan hisler onu her gece köşeye sıkıştırıyordu. Ona bu kadar alışması, içine sindirmesi ve onu sıkı sıkı sarıp, içinde, bir kafese koyulan kıymetli bülbül gibi saklamak istemesi normal miydi?

-Ben..." ona ne diyebileceğini düşündü. Parmaklarıyla yanağını okşamaya devam eden adam sabırla onun cümlesini bitirmesini bekledi. Yatakta Ahu'nun sıcaklığını ve varlığını bu kadar yakından hissetmek Dinçer'i sarsıyordu. Göğsünde yatan kadın onun eşiydi, bu pozisyonda olduğu ve onun için yanlış olmayan tek insandı. Ama ona her fırsatta sıkı sıkı sarılmak, onun zihninden geçen her şeyi merak etmek Dinçer için sadece dedesinin kendisinde en kıymetli cevher olarak gördüğü merhametten değildi. Ahu'nun gücü onu o kadar etkiliyordu, kızı kendi kanatlarına almak bir yana, Ahu anca ona sığınak olabilirdi. Bu kadına istediği her şeyi dökebilirdi, dünya üzerinde söylenen her sözün aralarında olacağına bu kadar emin olduğu bir kadın daha var mıydı?

Kimse ona bu güveni vermiyordu. Ve hiçbir kadını bekleme ihtiyacı hissetmeyen kendisi, Ahu'nun en ufak bir tebessümüyle kendisini mutlu sayıyordu ya, Merih Bey yaşasa, Dinçerle çok alay ederdi.

Torununun zamanında ettiği büyük lafları tamamen yutturacak bir kız onun yanında uzanıyordu şimdi.

-Ben teşekkür ederim." Diye mırıldandı Ahu, bahçedeki aydınlatmalar odanın zeminde başlayan büyük cama yansıyor, Dinçer'in ela irislerindeki siyah beneklere saçılıyordu. Onun kirpiklerinin ne kadar güzel olduğunu düşünürken, çok uzun bir süredir Dinçer'i hayranlıkla izlediğini fark edip kahverengi gözlerini kaçırdı. Başını aşağı doğru eğerek onun en azından gözlerinden yayılan sıcaklığından kurtulmaya çabaladığında, yanağına dokunan elle kahve hareler heyecanla ışıldadı.

-Teşekkürün gerekmiyor. Sen benim eşimsin. Gerçek ve önemli olan tek şey bu." Elinin tersiyle çillerinin üzerinde gezinmeyi bıraktı adam, avucuyla onun yüzünü kavradığında Ahu'nun gülümsediğini hissetmişti. O kadar kısa bir andı ki, bu kısa anların çoğalmasını çok isteyeceği kadar küçük bir zaman dilimciğiydi.

-Tekrar yap." Dedi ama cümle ağzından emir gibi değil, bir çocuğun sokakta gördüğü palyaçonun el çabukluğuyla yaptığı sihri tekrarlamasını istediği zamanki gibi tatlı telaşla çıkmıştı.

-Neyi?" Ahu'nun anlamadığı kaşlarını kaldırarak başını Dinçer'e çevirmesinden belliydi ama onu güldürmeden kolay kolay bırakmayacaktı. Acaba nefessiz kahkahalar attığında nasıl görünüyordu. Öğrenmenin birkaç yolu vardı, denemeye birinden başlarken, başını yastıktan biraz havalandırdı ve kıvırdığı kolunu ensesinin altına gergin koyarak Ahu'ya biraz yukarıdan bakmaya başladı.