"Çok gozol olmoş lon..." Dedi makarnayı 'ayı gibi' yiyen Berkay.
"Yavaş, yavaş." Dedim.
"Cidden çok güzel olmuş." Dedi Sinem.
Gerçekten de güzel olmuştu.
"Tabi olm ben yaptım." Dedi Eda.
Offff! Ego kasacak şimdi...
"Ne yalan mı?" Dedi Eda benim göz devirdiğimi görünce.
"Biri pencerelere domates fırlattı, diğeri sevgilisine bıçak çekti, öbürü tavşanla oynadı. Bir Yağmur bana domates doğradı. Ama sonuçta genel işi ben yaptım."'Domates fırlattı' derken beni kastediyordu. Utancımdan yanaklarım yine kızarırken gözüm domates fırlattığım pencereye kaydı.
"Futbol oynayan bir kızdan bu kadar güzel yemek yapmasını beklemiyordum..." Diye mırıldandı Yavuz.
"Afiyet ol- Sena sen nereye bakıyorsun?" Dedi Eda.
"Hiiiiç..." Dedim.
Eda yerinden kalktı. Domates fırlattığım pencerenin oraya gitti. Elini cama sürttü.
"Leke mi bıraktın şizofren?" Dedi.
"Pencereye domates fırlattım diye şizofren mi oldum şimdi?" Dedim.
"Sen şükret Bakırköy'ü aramadık." Dedi Yağmur. "Pencereye domates fırlatmak kaçıncı seviye..?"
"N'oldu lan? Beynini mi düşürdün?" Dedi Mert.
Gözlerimi devirdim.
"Yok ki düşsün." Dedi Berkay.
"Senden de fışkırıyor zaten-" Diyordum ki Eda'dan gelen küfür ile herkes o tarafa döndü.
"Ne oldu?" sorusu Yağmur'dandı.
"Yok bir şey..." Dedi Eda ve dışarı baktı.
"Emin misin?" Dedi Sinem.
"Evet yaprakları hışırdadı ona korktum bir an." Dedi Eda ve perdeyi çekti. Berkay'ın yanındaki sandalyesine oturdu.
Berkay makarnasını yemeye devam ederken Eda'ya baktı. Sonra yemeğine geri döndü.
"Boğulacaksın mal!" Dedim.
"Morok otmo, boğolmom bon..." Dedi ağzı dolu Berkay.
"Ağzında yemek varken konuşma Berkay." Diye uyardı Eda kendi yemeğini yerken.
"Bence de, çok iğrenç duruyor." Dedi Helin.
"Tomom..." Dedi Berkay.
Bu kaçıncı bilmiyorum ama yine gözlerimi devirdim. Yemeğime geri döndüm.
•••
Yemek yemiş sofrayı toplamış, şimdi de salonda oturuyorduk.
Sinem, Helin, Yavuz ve Yağmur odalarına gitmişti.
Mert ve Berkay kanepeyi açmış çarşafları sermiş uzanıyorlardı. Eda da yandaki kanepe de sırtını yaslamış ayaklarını uzatmış kitap okuyordu. Ben de ayak uçlarında oturuyordum.
Ve aklımdan bir türlü çıkmayan soruyu sordum.
"Eda akşam yemeğini yerken ne oldu öyle?" Dedim.
"Boşluğuma geldi bir an korktum işte." Dedi Eda.
"Ben pencerenin dışında bir karaltı gördüm?" Dedim.
"Yarasa ya da kuş falan görmüşsündür." Dedi Eda.
"Pek sanmıyorum..." Dedim.
"Ayağını yedim Mert!" Diye bağırdı birden Berkay. "Ağzıma sokma şu ayaklarını! Leş gibi kokuyor!"
"Seninki gül kokuyor zaten!" Dedi Mert.
"Neyse ben yatıyorum." Dedim onları umursadan. "Hepinize iyi geceler."
"İyi geceler Sena Reis!" Dedi Mert ben odadan çıkarken.
"İyi geceler." Diye mırıldanan Eda'nın sesini duydum.
•••
Gözlerimi açtığımda sabah olmuştu. Birkaç dakika uzanıp kendime gelmeyi bekledim.
Sonra ranzanın üst katından aşağı indim.
Alt kattaki Sinem uyuyordu. Karşıdaki tekli yatakta uyuyan Yavuz'un kafası yataktan aşağı sarkıyordu.
Sessiz adımlarla yan odaya geçtim. Helin ve Yağmur çift kişilik yatakta uyuyorlardı. Yağmur bütün örtüyü çekmişti. Kenardaki bir örtüye gözüm ilişti. Örtüyü alıp Helin'in üzerine örttüm.
Yine sessizce salona geçtim. Mert ayaklarını ve kollarını sonuna kadar açmış bütün yatağı kaplayarak uyuyordu. Zaten Berkay da yanında yatmıyordu.
Uyanık olan Eda sırtını yaslamış bacaklarını uzatmıştı. Berkay da Eda'nın bacaklarına koyduğu yastığa başını koymuş, uyuyordu.
Eda bir eliyle okuduğu kitabı tutuyor, diğer eli ile Berkay'ın saçlarını okşuyordu.
Shipleyici damarlarım kabardı. Salonun kapısında yaslanıp onları izledim. Aslında sevgiliden çok arkadaşlardı. Birbirlerine sahip çıkan iki güzel insan...
Eda beni görmeden salonun kapısından uzaklaştım. Mutfağa gittim.
"Günaydın!" Dedi biri arkamdan. Yağmur'du. Masaya geçip sandalyeye oturdu. Esnedi.
"Günaydın." Diye karşılık verdim.
"Ne zaman uyandın?" Dedi Yağmur.
"Daha yeni." Dedim.
"Günaydınnn..." Diye gözlerini oluşturarak odaya girdi Helin.
"Sen erken mi kalktın?" Dedim şokla. O asla erken kalkmazdı.
"Yağmur yüzünden uyandım." Dedi Helin.
"Yataktan kalkarken biraz ses çıkarmış olabilirim." Dedi Yağmur.
"Biraz? Ya tabi ne demezsin..." Dedi Helin başka bir sandalyeye otururken.
"Şu perdeyi açsanıza güneş ışığı girsin içeriye." Dedi Helin.
"Açayım." Dedim pencereye doğru yürürken.
Dün bu pencereye domates fırlattığım aklıma gelince refleksle gözlerimi devirdim.
Perdeyi çektim ve-
Tiz bir çığlık attım.
"Noluyo lan?" Dedi Yağmur.
Titreyen ellerimle camı işaret ettim. "C-Cam..Ca..."
"Sena?" Diye odaya birden daldı Eda.
Berkay peşinden girdi.
Yağmur cama baktı. Elleriyle ağzını kapattı.
"Camda..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
[CADI AVCILARI]
FantasyHayatı ergen kafasında yaşayan gençlerin yine gençliğin tutkusuyla planladıkları bir kamp, ya planlandığı gibi gitmezse? EdBerk ile her şeye rağmen birbirine bağlı kalmayı, Hert ile her zaman eğlenebilmeyi, YağUz ile türlü olumsuzlukla baş edebilmey...