"Cadı."

81 10 73
                                    

Mutfağa girdiğimizde Yağmur duvara yaslanmıştı. Boynunda bir çizik yerde ise bir bıçak vardı.

"N'oldu?" Dedi Eda, Yağmur'u duvardan çekerken.

"Odaya girdiğimde pencere ardına kadar açıktı ve perde uçuşuyordu."
Dedi Sinem.
"Sonra birden bir bıçak havada uçarak Yağmur'un boynunu sıyırdı.

"Tamam, iyi misin Yağmur?" Dedi Eda.

Yavuz, Yağmur'un yanına geçti. Yağmur'u omzundan tutarak kendine çekti.

Eda tam yerdeki bıçağı alacağı sırada bıçak hareket etti ve Eda'nın avcunu sıyırdı. Eda sessizce küfür etti.
Bıçak yavaşça sallanırken Eda boşluğa dikiş tutmazı salladı.

Ardından bıçak havaya uçtu ve bu sefer Eda'nın dizini sıyırdı.
Eda acıyla inlerken hepimiz geri çekildik.

"Ateş et!" Diye haykırdı Eda, Emir'e.

Emir, Eda'nın yanındaki boşluğa ateş etti. Bir anda kurşun kayboldu ve tiz bir çığlık yükseldi.

Eda dikiş tutmazı alıp boşluğa sapladı. Bir anda bir kadın yoktan varoldu ve yere yığıldı. Eda dişlerini sıkarak dikiş tutmazı daha da derine soktu.

Kadın dediğim şey; eski ve üzerinde takılar bulunan bir elbise giymiş, siyah uzun saçlı biriydi. Boynu kolyelerle, kolları bilekliklerle, parmakları yüzüklerle doluydu. Kadının yüzüne baktım. Göz olması gereken yerde siyahlıktan başka bir şey yoktu. Burnundan bir hızma takılıydı ve ağzından kan çıkıyordu.
Kanlı dişleri garip garip sesler çıkarıyordu. Ayakları ile bana doğru bir tekme savurmaya çalışınca Emir ayaklarına da ateş etti. Ve yaratık mı insan mı artık her neyse hareketsiz kaldı.

"Öldü mü?" Dedim korkarak.

Eda dikiş tutmazı kadının karnından çıkardı ve kadının boynundaki dövme boyunca kadının boynunu kesti. Ardından Emir kadının bedeninin yanında durup kadının kalbine ateş etti.

Çıkan kanlardan dolayı ağzımı tutarak geri çekilirken Mert'in çoktan kustuğunu gördüm.

Tam bu sırada Eda'nın bileğinde daha önce hiç görmediğim bir sembol parladı.
"Öldü." Dedi Eda ruhsuzca.

Ayağa kalktı ve ölü cesede tepeden baktı.

Yerdeki bir anda siyah tozlara dönüştü. Ceset toza dönüşünce ben ve diğerleri bir adım gerilerken Eda ve Emir hareketsizdi.

Eda başını kaldırıp bize baktı.
Berkay, Eda'nın yanına gitti.

"B-Ben...Ga-Galiba..." Diye kekeledi Berkay.

"Berkay, sakin ol. Merak etme, her şeyi açıkla-" Diyordu ki Eda Berkay, Eda'nın üzerine kustu.

"Ben galiba kusacağım diyecektim." Dedi Berkay.

Eda'nın dudağı tiksinircesine kıvrılırken ben de kendimi daha fazla tutamadım ve çöp kutusunu açıp kustum.

Yağmur bir anda hıçkırıklarla ağlamaya başladı. Yavuz, Yağmur'un başını nazikçe tutarak kendi göğsüne yasladı. Yağmur,Yavuz'a sarılırken Yavuz Yağmur'un saçlarını okşadı.
"Şşşşşt...Sakin ol..." Diye fısıldadı Yağmur'un kulağına.

Mert ağzını peçete ile siliyor bir yandan da Helin'in titreyen ellerini tutuyordu.

Sinem'in gözlerinin karardığını farkedince, "Sinem!" Diye bağırdım ama sesim çok çıkmadı.

Emir, Sinem'i tuttu.
"İ-İyi hissetmiyorum-" Sinem diye  mırıldanıyordu ki Emir'in kollarına yığıldı.

Ben de daha fazla dayanamadım ve dizlerimin üzerine çöktüm.

"O n-neydi?" Diye sordu Berkay titreyen elleriyle. Eda'ya tutunuyordu.

"Cadı." Dedi Eda gülümsemeye çalışarak.

[CADI AVCILARI] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin